Tik Yağı
Tik, 1980 öncesi meraklısının ancak sökülen gemilerin ambar kapaklarından temin edebildiği, pek herkesin duymadığı mubarek bir ağaç idi. İthalat kapıları açılınca her kızil ağaç nasıl maun diye satıldıysa, bir sürü sert ağaçta tik diye satıldı. Iroko ve Afromosia tik diye giden ağaçlardan bazıları.
Tik, muson yağmurlarının hakim olduğu bölgelerde yani Hindistan, Burma ( Yeni adı: Myanmar ), Tayland ve Filipinler’e özgü, tütün gibi büyük yaprakları olan, her dem yeşil, 30-40 metre boylara uzanabilen ulu bir ağaç. Esas yeri Burma.
Yapısındaki yağlar ve silica nedeni ile teknecilikten inşaat sektörüne, kap kacaktan zıpkın yapımına kadar çok geniş bir kullanım alanında suya ve atmosferik şartlara olan dayanıklılığı ile meşhur olmuş. Hindistanda tik ile inşa edilmiş saraylar mevcut. Eski tapınaklarda 1000 yaşında tik kolonlar bulunmuş. Batık gemilerden çıkarılan tik parçaların bozulmadığı görülmüş.
Hele Burma Tik’i öylesine bir şöhrete ulaşmış ki Avrupalı’lar 1856 da ilk suni dikim işine başlamışlar. Orjinal Burma Tikinin ( Tectona Hamiltonian ) 1923 yılında türünün tükendiği biliniyor. Nijerya dahil bir sürü ülkede plantasyonlarda yetiştiriliyor. Bu nedenle bazı kaynaklar ” Afrika ağacı” olarak gösteriyor. Filipinlerde yetişen ve buraya özgün ( Tectona Philippines ) türüde tehlikeye girmiş. Bugün aldıklarınız hepsi genleri değişime uğramış, koflaşmış olan suni üretimler ( Tectona Grandis )
Tayland, 1982 den kesimini, satışını yasaklamış durumda. Komşusu Burma baskıcı bir askeri rejimin idaresinde. Hani kasırgada yardım kabul etmeyen yönetim. Bu yönetimi protesto için ABD, İngiltere ve bir çok ülke Burma kaynaklı tik ticaretini yasaklamış. Ama şu anda dünya tik tüketiminin %80 kadarı Burma kaynaklı. Burma’dan çıkar çıkmaz kayıtlardaki orijini değişiveriyor. Bizim şimdilerde yapı marketlerde bol bol gördüğümüz tik mobilyaların tik olmadığını ne yazık ki tüketici bilmiyor.
Tik dış cephe malzemesi. Yani tik parke kullanıyorsanız hakaret ediyorsunuz ve paranızı boşa harcıyorsunuz gibi bir durum var. Tik atmosferik şartlara inanılmaz dayanabiliyor. Çatlamıyor, su emmiyor, ıslanınca kaymıyor. Zamanla rengi solup grileşiyor. Yani dayanıklılık için hiç bir cilaya, yağa vs. ihtiyacı yok. 1960 – 70 lerde Danimarka Mobilyası diye modern bir akımla iç mekanlarda kullanılmaya başlanınca, sırf estetik kaygı ile ve rengini korumak, ortaya çıkarmak için yağlanma modası başlıyor: Danish Oil
Eğer dış cephede kullandığınız tik ağacını ille de yağlamak istiyorsanız tik yağı denilen ürünü alırken dikkatli olunuz. Örneğin Hemel tarafından İtalya’dan getirilen tipi vernik içeriyor. Yapı marketlerdeki İngiliz Capirol var ki kutusunu bir okusanız zaten almazsınız: Size, çevreye, ağaca, çöpe her şeye tümden zararlı. Şu anda en doğalı BauHaus boya bölümündeki Alman Clou. Hepsinin ana malzemesi keten tohumu yağı yani bildiğiniz bezir yağı. Eğer küçük süs eşyası yağlayacaksanız attarlarda bulunan keten yağı pahalı ama hepsinden iyi. Aslında zeytinyağı, ayçiçek yağı hatta soya yağı bile aynı işi görüyor.
Ağaç saten bir görünüm alıncaya dek yağlamalısınız. Genelde 2 -3 kat. Her kat arasında 24 saat bekleyiniz ki iyice emilsin. Çok emen yerlere biraz daha fazla sürerek homojen olmasını sağlayabilirsiniz. İşin sıkıcı tarafı yağladığınız parçaların altını, arkasınıda yağlamanız gereği. Ağacı iyice doyurmalısınız. Başka bir kötü yanı bir kere yağlamaya başladınızmı bunu devam ettirmek zorunda olmanız. Her yaz başı ve sonu yağlamalısınız. İşin hakkı her 3 ayda bir. Zaten o ipek mat ya da saten görünüm gidince yağlanmak istediğini anlıyorsunuz.
üstün sert diyor ki:
14 Eylül 2009, 21:13
ben yekpare ahşaptan 6 parçalı rahle ve sehba yaptım cilasında sorun yaşıyorum çok araçtırdım enson su boyası daha sonra tik yağı olur diyolar yanlız daldırma usulu olacak tabanca ve firça olmuyor ürün wep sitesinde goründüğü gibi yardımcı olursanız sevinirim http://www.elrahle.com
ymtalu diyor ki:
15 Eylül 2009, 23:40
Sn. Sert;
Tek parça ağaçtan o rahleyi oymak fikride, işide müthiş. Tebrikler !
Kullandığınız ağaç nedir acaba yazarmısınız lütfen ?
Su boyasına gerçekten gerek varmı ?
Murat Talu
üstün sert diyor ki:
16 Eylül 2009, 21:18
kayın agacı kullanıyorum veceviz agacı kullanıyorum en 40xboy 60 xkalınlık 8 ebatında agaç kullanıyorum ceviz agacı bulamadım kayın agacınıda cok zor buluyorum ne kadar kuru olursa olsun ağaç çalıçıyor
ymtalu diyor ki:
17 Eylül 2009, 23:33
Üstün Bey merhaba;
Birincisi, daldırma yöntemi bence uygun olmayacaktır. Nede olsa ağacın bazı yerleri fazla bazı yerleri az emecektir ve bu sizi tatmin etmeyecektir. Kaldı ki kuruması için asmanız gerekecek ki askıların izi kalacaktır. Yani bu işi fırça ile yapmak daha doğru olacaktır. Kalın suluboya fırçası ile.
İkincisi, ben olsam, su boyasından vazgeçip ağacın doğal görümünü gösteririm.
Yani: Üçüncü olarak, ağacın damarlarını ortaya çıkarıp rengini zenginleştirecek vurgulayacak bir yağ kullanırım. Tik gibi bir karışım değilde saf olan bir yağ: Keten yağı. Bunun sentetik benzetmesi "bezir yağı" diye biliniyor. Keten yağı doğaldır ve baharatçılarda küçük şişelerde bulabilirsiniz. Sizinki gibi çok büyük olmayan parçalarda keten yağının kullanılması, bütün dünyada parçaya ayrı bir değer katıyor. Örnek: En pahalı elektro gitarlarda cila olarak sadece katen yağı kullanılıyor. Pahalıya geldiği için büyük mobilyada kullanılmıyor ama sizin yaptığınıza yakışacaktır. Suya, neme karşı dirençlidir.
Keten yağını rahleniz açık iken, uzun saplı yumuşak bir fırça ile uygulayıp emmeyen yerlerini, fazlasını iki dakika sonra bezle alıp, çabuk emen yerlere ise tekrar uygulayınız. Bu işlem ipek mat hale gelene kadar sürer belki 5 belki 10 kat. Kat aralarında en az 8 saat bekleyiniz. Sabah bir kat yatmadan bir kat olabilir. En kabak kayın bile parlamaya, derinlik kazanmaya başlayacaktır.
Eğer tik kullanmaya karar verirseniz aynı şekilde uygulamalısınız.
üstün sert diyor ki:
18 Eylül 2009, 06:18
merhaba murat bey benimle ilgilendiyiniz için teşekkür eder allah razı olsun derim ben 15 litre tik yağı aldım su boyasından 2 gün sonra pilastiyin içine tik yağı koyup rahleyi batırdım 12 saat kaldı içinden çıkarıp astım leke yapmasın diye hava tutdum 12saat sonra taldırıp tekrar hava tutdum olduda biraz yavan duruyor birde keten yağı ile deneyecem hayırlı günler hayırlı içler
Gülnur Sözmen diyor ki:
21 Mart 2010, 01:13
selamlar,eski tarihi eser evimi restore ettim,yerleri orjinalinde olduğu gibi 14 cm lik çam ahşapla kapladık,merdivenler aslına uygun yapıldı. cila yerine yağlamayla başa çıkabilirmiyim ? tavsiye edermisiniz ?
Murat Talu diyor ki:
05 Nisan 2010, 23:53
Sn. Sözmen;
Soruna çözüm bulmanıza yardımcı olur ümidi ile aynı bu bölümde " Rabıta ve parke döşemelerin cilası" başlıklı bir yazı yayımladım. Saygılarım ile. Murat Talu
Ali O. Kan diyor ki:
10 Nisan 2010, 11:19
Merhaba Murat Bey,
Tik ağacıyla ilgili çok güzel bir bilgilendirme yazısı olmuş, elinize sağlık.
Geçen sene turistik tesisimizin havuz başına iroko ağacından deck uygulaması yaptık. Yazınınızda da bahsettiğiniz gibi estetik kaygılarla ağaç geçen sene boyanmıştı ama sezon sonunda grileşti.
Şimdi deck tamamen silinecek. Silindikten sonra bu sefer tik yağı mı uygulasak diyorum? Görünüm, bakım maliyeti, ağacı koruma etkisi vs düşünüldüğünde yağlamak mı boyamak mı daha uygun bir seçenek?
Şimdiden çok teşekkürler.
Selamlar.
Murat Talu diyor ki:
11 Nisan 2010, 13:09
Ali Bey Merhaba;
Boya bu tür ağaçları öldürmeye birebirdir. Gerçi hiç bir muamele yapmasanız da UV ışınları etkisi ile grileşme olacaktı ama boyamak biraz ağaca hakaret olmakta. Hem madem boyanacaksa pahalı ağaçlara ne gerek var değil mi?
Tik yağı için Marshall WoodArt serisi sahil boyunca bulmak mümkün. Çok kaliteli bir seri bu. Hatta tesisteki diğer ahşap imalat boyanması – cilalanması için WoodArt ürünlerini güvenerek kullanabilirsiniz. Yine sahil boyunca yat malzemesi satanlarda daha da kalitelileri bulunabilir sanırım.
Uygulama için boyacıya da ihtiyaç yok. Personelden birisine yaptırabilirsiniz. Ağaç fazlasını emmeyeceği için kalanlar temiz bir paspas ile bile yayılabilir – alınabilir. Yani yanlış yapmak gibi bir riski yoktur. Tabi her sene kışa girerken ve yaza girerken iki kez çekeceksiniz. Silme istemez ama ince bir zımpara üzerine dökülmüş yiyecek artıklarını vs. alacaktır. Örneğin müşteriler güneş yağı döktülerse leke kalır ama sizde yağladığınız için bir süre sonrz göze batmaz.
Teknelerin güvertelerini yani deck lerini boyarlarmı ? Hayır. Çünkü en koruyanı, en az bakımlısı, en kolayı, en ve en olarak yağda karar kılınmıştır. Güneşin, rüzgarın ve denizin etkilerine son derece dayanıklı olacaktır. Ne yazık ki bunlara karşı 5 sene giden bir uygulama yoktur. Habire bakacaksınız.
Bakım istemiyor iseniz ahşap deck i atıp, kompozit malzemeden olan yani plastik ve ahşap talaşı karışımı olan malzemelerden yapmalısınız. Ömür boyu bakım yok, garanti var, boyanmış ahşap gibi duran ama ahşap olmayan şeyler.
hülya aydoğdu diyor ki:
25 Mayıs 2010, 23:24
merhaba,
ben endüstriyel olarak tik yağı karışımı hazırlamak istiyorum. Bu konuda yardımcı olabilirseniz sevinirim.
ymtalu diyor ki:
28 Mayıs 2010, 14:11
Hülya Hanım Merhaba;
Acaba makine ve ekipman konusunda mı yardım istersiniz yoksa sadece formülasyon mu arıyorsunuz ?
Yapmak istediğinizi açıkça anlatan bir mail atarsanız ilgilenebilecek firmalara iletebilirim.
ymtalu diyor ki:
28 Mayıs 2010, 14:48
Hülya Hanım Merhaba; Daha açık bilgi yollarsanız memnun olacağım. Makine – ekipman arıyormusunuz yoksa tesis var da formülasyon konusunda mı yardım gerekiyor ? Saygılarım ile
İsmail Çetintaş diyor ki:
11 Temmuz 2010, 13:33
Ustam merhaba, size bir sorum var. Bahçede galvaniz profilden merdivenler yaptırdım. Basamaklar için de çam keresteden 5 santim kalınlığında tahtalar kestim. Bunları önce bir emprenye malzemesi sürdüm. Bir gün bekledikten sonra da tik yağı sürmeye başladım. Tahtalar sünger gibi emiyor yağı. Bir de kızartma yağı gibi kokuyor. Sanki, kullanılmış kızartma yağını süzüp tik yağı diye satıyorlar bir sürü paraya. Elimde bir sürü natürel zeytin yağım var. Eminim kullanılmış kızartma yağından daha iyidir. Basamaklara bundan sürsem saçma bir iş mi yapmış olurum. Teşekkürler
ymtalu diyor ki:
11 Temmuz 2010, 14:01
Hülya Hnm;
Kusura bakmayın, çok özür dilerim. Bu kadar zamandır ben size cevap yazmayı atlamışım :)
Formül istiyorsanız sizin için araştırabilirim. İnternette bir çok kimyasal formül veren site var.
Hammadde kaynaklarına ulaşmak istiyorsanız, bir kaç toptan kimyasal madde satan ,ismi verebilirim ki, malzeme satmak için onlarda formül verirler.
Lütfen daha açık yazınız.
ymtalu diyor ki:
11 Temmuz 2010, 14:26
İsmail Bey Merhaba;
Ahşabın yağı sünger gibi çekmesi çok normal. Doyuncaya kadar sürmeye devam edince görüyorsunuz ki bir süre sonra artık emmez oluyor. Amaç ahşabı yağa doyurmak ki o zaman su vs. etki etmiyor.
Eğer elinizde zeytinyağı var ise hiç korkmadan uygulayabilirsiniz.
Sürdükten 15 dakika sonra başka bir bez ile emilmemiş yağları siliniz. Eğer emecekse 15 dakikada emecektir. Ahşabın her noktası aynı yoğunluk ve yapıda olmadığı için bazı bölgeler daha çabuk bazı bölgeler ise daha sonra doyuma ulaşacaktır.
Sürmüş olduğunuz tik yağı üzerinden devam ediniz.
Aldığınız tik yağını bilmiyorum ama eğer Capricol marka ise sakın daha fazla koklamaya kalkmayın ciğerlerinize yazık olmasın. Eğer bu marka ise hemen bir poşete sarıp atın, içindekini atrafa dökmeyin. Atmosfere, çevreye, toprağa, suya herşeye zararlıdır.
Tek bir uyarım şu olacaktır: Mahallenin kedisi köpeği zeytinyağı kokusunu bildikleri için sık sık ziyaret edip sizin merdiveni yalamaya çalışabilirler, haberiniz olsun ! kuruyana kadar karınca ziyaretide olabilir. Kuruyunca yanaşmazlar.
Kolay gelsin.
Murat Talu
İsmail Çetintaş diyor ki:
11 Temmuz 2010, 14:56
Murat bey, teşekkür ederim.
Belgul tastepe diyor ki:
23 Temmuz 2010, 00:39
Merhaba ben bahce mobilyalarimi zimparaladiktan. Sonra alpinanin tik yagini surdum ama kurumadi 10 gun oldu nasil tik yagindan temizlicem yapis yapis yardim edin lutfen
Mert Ege diyor ki:
25 Ağustos 2010, 09:27
Filli Boya Yeni Nesil Ahşap Serisi içinde bulunan Caparol Teak Yağı, piyasanın en iyisidir. Doğal yağların karışımı ile oluşturulmuştur.
mehmet toktaş diyor ki:
16 Ekim 2010, 22:15
slm lar ustam:Bir evin dış baskısını güneş ve diğer etkenlerden uzun süreli korumak için en doğru uygulam nedir?8 kat lamine edilmiş 3 m2 ebatında yalı baskı şeklinde panelere uygulanması gereken koruma boyasımı yoksa yağmı yardımcı olursanız sevinirim .saygılar
ymtalu diyor ki:
18 Ekim 2010, 22:50
Sn Toktaş;
Dış cephede en doğrusu, en uzun ömürlüsü opak dış cephe boyalarıdır. Mümkünse beyaz. Koyu renkleri istemiyoruz çünkü güneş ışınlarını fazlaca çekerek malzemenin çok ısınmasına, elle hissedilecek kadar ısınmasına neden oluyorlar. Şeffaf kaplamalarda alttaki ahşabın rengi yani koyuluğu nedeni ile aynı işlevi görüyor.
Sadece dış cephede değil, doğramalar ve terasta, bahçede kullanılan tüm ahşaplar için en uzun ömürlü kaplama beyaz renkli boyalar. Tabiki boya derken dış cephe ahşap boyalarını kasdediyorum. Dekorasyon amacı ile zorunlu değil iseniz, kullandığınız malzeme meşe dahi olsa beyaza boyamak en akıllısıdır.
Kolay gelsin
Birol Acar diyor ki:
16 Aralık 2010, 11:56
Murat Bey,
Benim şimdi oturduğum evimde 53 adet gürgen ağcından yapılmış ahşap basamak ve korkulukları var, basamaklara sürülen boya ve cila zaman içersinde yıpranmış, hatta bazı basamaklarda boyanın altındaki doğal ağaç rengi gözüküyor. Ben bu basamakları kendim yeniden boyayıp cila yapabilir miyim?
Eşim merdivenlerin şimdiki renginden memnun değil, cevize yakın bir renk istiyor, bu konuda bana yardımcı olabilirseniz sevinirim.
Birol Acar
ymtalu diyor ki:
18 Aralık 2010, 11:11
Birol Bey Merhaba;
Tabii ki yapabilirsiniz.
Ahşap yüzeyleri önce 180 sonra 220 numara zımpara ile zımparalayarak eski cila ve boyalardan kurtulun. Eğer Çok kalın ve sertleşmiş cilalı bölgeler var ise buralarda kimyasal çözücüler kullanmanız gerekebilir. Ama bence mümkün olduğunca zımparalar ile eski yüzeyleri temizleyin.
İçinize sinince ıslak sünger ile her yeri hafifçe ıslatın. Ahşap kuruyunca tüylenecektir. Tekrar 220 zımpara ile bu tüyleri hafifçe alın.
Bundan sonra ceviz rengi vermek için su boyası dediğimiz renklendirici ile istediğiniz koyulukta ceviz elde edebilirsiniz. Toz halindeki su boyasını yapı marketten alıp, adı üstünde suyla eritip, yumuşak bir bazle uygulayacaksınız. Ahşabın bazı kısımları çok bazı kısımları ise az emecektir. Burada sabır, sanat ve hayal gücü gerekiyor. Ne kadar çok kat çekerseniz veya ne kadar çok emerse o kadar koyulaşacaktır. Elinizi alıştırmak için az görünen yerlerden başlayın.
1 gün sonra, üzerine istediğiniz koruyucu katmanı sürebilirsiniz. Bu doğrudan yat vernik, benim sevdiğim gibi yat vernik-tik yağı karışımı, veya sadece tik bankrai gibi yağlar olabilir. Burası kişisel tercih meselesi.
Yat verniği 2 kat inceltmeden çekip işi bitirebilirsiniz, pırıl pırl parlak olur. Yat verniği ve tik yağı yar yarıya karıştırıp, fırça ile sürüp, 15 dk. bekleyip temiz, yumuşak bezle silebilirsiniz. 15-20 kat uğraşırsınız ama yarı mat, eski mobilyalardaki gibi hoş bir hava elde edersiniz. Sadece doyuncaya kadar yağlayıp, aşınan yerlere her sene ufak bir kat çekmeyi göze alırsınız.
Karar sizin ! İstemek bitirmek, başlamak yarısını yapmak demekmiş.
Kolay gelsin !
Murat Talu
ufuk ergin diyor ki:
10 Şubat 2011, 13:26
Murat Bey Merhaba,
Masiv ahşap görüntüsünü çok seviyorum. Evime aldığım yemek masam, ve sehpamın üzeri massiv ahşap. Sanırım Meşe ve ceviz. Ancak temizlik ve bakımını nasış yapacağım bilmiyorum. Birde üzerine konulan tabak vs. leke yapabiliyor. Leke tutmaması için bir öneriniz ne olabilir.
ymtalu diyor ki:
11 Şubat 2011, 12:14
Ufuk Bey merhaba;
Masif tablanız ham vaziyette ise veya eski usul cilalandı ise leke kalması normaldir. Sudan etkilenmesi normaldir.
Lekeler için kocakarı ilacı şunu önerebilirim: Lekelerin üzerine ince fırça ile kolonya sürüp kibritle yakınız belki çıkarlar.
Esaslı bir temizlik için zımparalayıp yeniden cilalamalısınız.
Hayat tarzınıza uygun olarak, sudan etkilenmeyen bir cila seçmelisiniz. Yinede sıcak tencere, tabak yüzey, etkileyecektir. Nihale , Amerikan servis, örtü kullanmalısınız. Islanmaları hemen kurulamalısınız.
Veya bizim evde yaptığımız gibi hiç umursamayıp, yanık, kavruk her ne ise ahşabın güzelliğidir diye bırakabilirsiniz. Bizim masif Burma Tik masayı oluşturan kalaslar o kadar döndü ki bardağın içindeki su yamuk duruyor ! Çatlama değil öyle yarılma var ki aşağısı görülüyor !
Saygılarım ile !
ahmet kızılyaka diyor ki:
30 Mart 2011, 18:52
masif ireko masa tablası yaptırdım. Ham haliyle rengi ve dokusu oldukça güzel. Ancak çeştli etkilerden korunması için cila veya tik yağı uygulanması gerekiyor uygulanan bu maddelerde masif tablada renk değişikliği yapıyor ya da parlarlık veriyor.
Bana ne tür bir malzeme önerirsiniz ham görünüşünü bozmaması için ya da Tik yağı ve mat vernik kadar görüntüyü değiştirmemesi için.
ymtalu diyor ki:
31 Mart 2011, 11:18
Sayın Kızılyaka;
Daha saf yağlar deneyebilirsiniz. Tik yağı neticede bir karışımdır ve piyasada ki bir çoğu vernik katkılıdır.
Keten yağı ve Bankrai yağı desen ve rengi biraz zenginleştirse de ve saten bir parlaklık versede son derece tabii durmaktadırlar. Ben hep bankrai kullanıyorum. Ne yazık ki sadece BauHaus ' da var. Keten yağı aktarlarda bulabilirsiniz. Bankrai suya karşı daha mukavim.
Önceden, masanın altında görünmeyen yerde bir deneme yapınız.
Kolay gelsin.
Bülent sağocak diyor ki:
22 Nisan 2014, 01:51
Selamlar
Keten tohumu yağı tahmin ettiğinizden daha ucuz imalatçısından temin edebilirsiniz.
Doğan baharat eminönü sabuncular han. Ayrıca keten tohumu yağını ben her zaman saf terebentin ile 3 te bir incelterek kullanıyorum çok daha iyi ve kolay sonuç alıyorum tavsiye ederim deneyin saygılar
Murat USTA diyor ki:
23 Nisan 2014, 14:34
Sn. Sağocak;
Sağ olasınız, var olasınız.
Hep ben yazacak değilim ya! Ne güzel bilgiler bunlar !
İSTANBUL —> EMİNÖNÜ —–> SABUNCULAR HAN da ——> DOĞAN BAHARAT
Çok teşekkür ediyorum herkes adına.
ibrahim gazi binboga diyor ki:
23 Nisan 2011, 19:04
merhaba,
27 metre uzunlugunda bir gezi teknemiz var…
Bordalari tikden yapilmis. Bizim iste estetik onemli oldugundan iyice beyazlayan bordalarina ince bi titresim tutup daha kalici olmasini saglayabilmek icin bezir yagi surmeyi dusunuyoruz.
Bu konuda goruslerinizi ve tavsiyelerinizi bekliyorum… Tesekkurler.
ymtalu diyor ki:
25 Nisan 2011, 12:03
İbrahim Bey Merhaba;
İş deniz olunca ne diyeceğimi bilemiyorum. Bizim teknede olduğu gibi bırakmaya karar verdik.
Özellikle yabancı teknelere bakıyorum ne yapıyorlar diye. Örneğin Yani Zellanda tekneleri hiç bir şey kullanmıyor. Beyazlamış halde kullanıyorlar. Bende sevmiyorum. Hele yiyecek artıkları, güneş yağları vs. düşünce güneş altında kuruyan ağaç sünger gibi emiyor bunları ve lekelerini çıkarmak nerede ise imkansız oluyor.
Dediğiniz yöntemi bir denemekte fayda var. Benim aklım yatmadı değil amma dediğim gibi işin içine deniz – tekne girince her şey değişiyor :)
Saygılarım ile.
ibrahim gazi binboga diyor ki:
25 Nisan 2011, 18:49
Cevabiniz icin tesekkurler…
Yine farkli bir soru ile karsinizdayim o halde… :)
Beziryagi, tikyagi ile az miktarda beziryagini inceltmek icin bu karisima ilave edecegim selulozik tiner kimyasallari karisir mi ?
Yani tikyagi ile beziryagini karistirabilir miyiz acaba? Ayrisim olur mu?
Saygilar…
ymtalu diyor ki:
26 Nisan 2011, 12:46
İbrahim Bey merhaba;
Tik yağı ile bezir yağı karıştırılabilir. Daha da pratik bir cevap şu olacaktır: Bütün yağlar bir biri ile karıştırılabilir :)
İnceltmek istiyorsanız eğer sentetik tiner kullanın. Sellülozik tiner apayrı bir şey.
Barışcan YILMAZ diyor ki:
17 Mayıs 2011, 19:07
Ustam Merhabalar,
Ben balkonum için ahşap masa sandalye takımı aldım. Hemel marka tik yağı sürdüm. Fakat kuruduktan sonra bazı bölgeler yapış yapış ve topak topak oldu. Ayrıca en büyük sorunum keskin bir kokusu var ve 10 gün olmasına rağmen koku bir türlü geçmiyor. Koku konusunda ne yapmam gerekir sizce?
ymtalu diyor ki:
22 Mayıs 2011, 15:24
Yine aynı sorun: Tik yağını ya çok kalın sürmüşsünüz veya bir katın tam olarak kurumasını beklemeden takip eden katı uygulamışsınız.
Yapacağınız iki şeyden biri hiç bir şey yapmamak. Yani kurumasını beklemek. Çok uzun sürebilir.
İkinci seçim harekete geçmek. Uyguladığınız yağı sellülozik tiner ile silip çıkarmak. İyice kurumasını bekleyip 220 numara zımpara ile hafif zımparalamak. Gerekirse tiner uygulayıp silerek işleme devam etmek. Sonunda her şeye baştan başlamak. Ancak bu sefer ince katlar halinde ve her katın tam olarak kurumasını bekleyerek. Katlar arasında 24 saat bekleme tavsiye ediliyor. Yinede eliniz ile kontrol etmelisiniz iyice kurudumu diye.
Kolay gelsin.
Nur Baykal diyor ki:
08 Temmuz 2011, 07:07
Günaydın,
Kızımın yatak odasının laminant parkeleri balkona yapılan çalışma yüzünden derz malzemesiyle lekelendi.Hiçbirşeyle çıkmadı. Biz de bir ustanın tavsiyesiyle tik cilasıyla parkeli odayı iki kat cilaladık.Lekeler çıktı hatta oda yepyeni oldu.Fakat camlar açık 2 gündür havalandırmamıza rağmen koku çıkmadı.Bu durum kızımın sağlığı açısından tehlikeli mi?Bu aşamadan sonra ne yapmalıyım?
ymtalu diyor ki:
15 Temmuz 2011, 11:03
Öncelikle geçmiş olsun demeliyim. Ayrıca geç cevap için özür dilerim. Mevsim nedeni ile sık sık bir yerlere kaçıyoruz.
Lekelerin çıkmış olması iyi haber.
Kuramaması ise kötü haber. Büyük ihtimal iki kat arasında gerekli bekleme süresine sabır gösteremediniz. Birinci kat tam olarak kurumadan ikinci katı sürdü iseniz en kötü haber bu olacaktır. Bir türlü kurumayacaktır. Eğer katları gereğinden fazla kalın uyguladı iseniz yine kuruma çok geç olacaktır.
Tik yağı her ne kadr tabii bir malzeme olarak anılsa da bir çok kimyasal içermekte ve duyduğunuz koku bu kimyasalların buharlaşmasından gelmektedir. Hiç zararı yoktur demeğe kimsenin dili varmayacaktır. Kızınız kaç taşında bilmiyorum ama bir yetişkinin ciğerleri bile sabaha kadar böyle bir ortamda uyumaya zorlanmaması gerekir diye düşünüyorum.
Bekleyeceksiniz çaresi yok ! Bir hafta sonra yinede koku var ise, dokunduğunuzda yapışkan kısımlar var ise, yukarıda saydığım yanlışlardan biri yapılmış demektir. Bu durumda sellülozik tiner ile bütün tik yağı silinip, alınıp, bu sefer sil baştan acele etmeden ve ince katlar halinde tekrar uygulamalısınız. Umarım iş bu durma gelmez.
Kolay gelsin.
Murat Talu
Cetin Güner diyor ki:
21 Eylül 2011, 15:27
Murat Bey, iyi günler…
Tik görünümlü bir mobilyanın gerçek tik olup olmadığını anlamanın bir yolu var mı – benim gibi tik cahilleri için yani ?
Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim..
Çetin
Çetin Güner diyor ki:
21 Eylül 2011, 15:56
Merhaba Murat Bey,
Daha önceki yorumum gözükmediği için tekrar yazıyorum, basit bir soruydu benimki :
Gerçek tik ağacı mobilyayı sizin de bahsettiğiniz ve piyasada bol bol bulunan gerçek olmayanından nasıl ayırt ederiz ?
Teşekkür ederim.
Çetin
ymtalu diyor ki:
26 Eylül 2011, 11:44
Çetin Bey merhaba;
Seyehatte olduğum için cevap vermekte geciktim. Özür dilerim.
Ne yazık ki tik dedikleri mobilyanın gerçekten tik olup olmadığını anlamanın kolay bir yolu yok. Kaldı ki bin türlü tik var ve bunların bazıları mobilyaya hiç mi hiç uyumlu değil. Yani tik olduğunu anlamak bir tarafa bir de hangi tik olduğunu bulmak lazım. Bunu da ancak gözüne lup takıp ağacın liflerine bakarak anlayabilen eksperler bilebiliyor.
Satıcının tutpta size menşei şahadetnamesi göstermesini beklemiyoruz. Onun bile alırken bilerek aldığı son derece mechul bir konu.
Belki bir yolu fiyatına bakmak. Gerçek tik pahalı olacaktır.
Üzgünüm, böyle !
Çetin Güner diyor ki:
29 Eylül 2011, 18:36
Anlaşıldı, o zaman emin olmanın yolu yok… Sormamın nedeni şu, yeni kiraladığım bir evde bahçe mobilyası tik, ancak tam anlamıyla patine olmuş. Tik yağı alıp, zımparaladıktan sonra sürmek istiyorum. 1 masa, 8 sandalye, 1 sehpa, 1 ikili koltuk, 2 adet tekli koltuk, 2 tane de şezlong var…. Bayağı çalışacağım galiba…:)
Gerçek tik olmasa da tik yağı zarar vermez herhalde, hangi yağı önerirsiniz ?
Ev sahibi elektrikli bir makina ile geçmişte zımparalamış ve de yağ sürmüş ancak herhalde yeterli olmamış, ya da sadece bir kere yapmış. Bana makinayı ve de tik yağları olduğunu söylediği kutuları gösterdi ancak henüz bakmadım, hafta sonu gidip kontrol edeceğim…
Siz el ile mi zımparayı tavsiye edersiniz yoksa makinayı mı ?
Şimdiden teşekkürler.
Çetin
ymtalu diyor ki:
30 Eylül 2011, 12:24
Çetin Bey merhaba;
Tik olsun olmasın, bütün dışarıda duran kendi rengindeki ahşaplar için tik yağı veya bankrai yağı veya başka bir yağ ahşabı sudan , güneşten vs. koruyacak en iyi önlemdir. Ben bahçemizdeki çam, meşe ve kavak mobilya/objelere de aynı yağı uyguluyorum. Hatta bir Hint işi ağacının ne olduğunu bilmediğim bank var, onuda yağlıyorum.
Hangi yağ sorusu için benim tercihim Bankrai Yağı. Bauhaus'ta Clou markası altında boya bölümünde bulunuyor. Olmadı Tik yağı, olmadı keten yağı, olmadı zeytinyağı, olmadı soya ….
Makine ile zımpara büyük ve düz alanlarda başarılı oluyor. Dipşere köşelere girmiyor, girsin diye uğraşıncada köşelere dalıp mahvediyor. Onun için 220 numara zımpara, takoz kullanmadan el ile son derece uygundur. Kaldıki amaç pürüz kırmaktır. Hafifçe üzerinden geçiniz. Bütün lekeler çıksın diye uğraşmayınız. Lekeler her sene iki kez yağlarsanız zamanla zaten yok olacaktır. El zımparasının yerini makine tutamaz.
Aman dikkat: Birinci kat tamamen kurumadan ikinci kat yağ sürmeyiniz. Emilmeyen yağları muhakak temiz bir bez ile yediriniz, emen bölgelere doğru yayınız. Birinci kattan sonra tüylenme varsa, elinizi sürdüğünüzde haşır haşır geliyorsa yine ince bir zımpara ile dolaşınız, sonra ikinci katı vurunuz. İepk mat bir parlaklık elde edene kadar yağlayabilirsiniz. Her kat arasında kurumumasını bekleyerek. Unutmayınız: Fırça ile bol bol değil, yedire yedire süreceksiniz. Biraz bekleyip fazlalıkları alacaksınız. Sonra kurumaya bırakacaksınız.
Kolay gelsin
Çetin Güner diyor ki:
30 Eylül 2011, 17:15
Çok teşekkür ederim, 2 hafta sonra falan taşınabileceğim herhalde, hava bozmasa idi yarın ilk denemelere başlardım….Bauhaus'a da bakacağım….
Masa üstü vs. için makineyi kullanabilirim diye düşünüyorum, çok güzel….:))
Çetin
mustafa lale diyor ki:
23 Mart 2012, 19:32
teak agacından bebek beşiği yapacağım. bazıları teak agacı cocuk odasında kullanılmaz dıyor. bu konuda bilgisi olan var mı ?
ahmet güzel diyor ki:
09 Mayıs 2012, 13:37
kolay gelsin şuanda teknem tadilata ustamız tikin ustune koruycu kulanıp sonra verink işledi bu doğrumudur .teşekurler.
Rüveyda Solak diyor ki:
14 Mayıs 2012, 16:20
Merhaba , eşim çam ağacından bir masa yaptırdı . Masayı " wood oil" diye bir yağla yağa doyurmak istiyor , başka uygulama istemiyor . Türkiye de wood oil olarak ne kullanabilir ? Teşekkür ederim.
Ebatlar 1.80X1.00 , büyük bir masa .
ymtalu diyor ki:
16 Mayıs 2012, 12:03
Ahmet Bey merhaba;
Teknelerde, üzerinde gezinilen alanlarda yani deck dediğimiz alanlarda vernik kullanıldığını hiç görmedim. İç mekanlarda ve bordoda, küpeştede kullandı ise problem değil.
Kolay gelsin
ymtalu diyor ki:
16 Mayıs 2012, 12:11
Sn. Solak;
"Wood oil" lafını eğer marka belirtilmemiş ise genel bir terim olarak kabul edebiliriz. Bu durumda seçeneğimiz oğalıyor: Tik yağı, bankrai yağı, keten yağı, ve hatta ayçiçeği ve zeytinyağı bile kullanabilir. Ben hep BauHaus tan aldığım Bankrai yağı kullanıyorum.
Hangisi olur ise olsun, çok ince katlar halinde uygulayınız. Her kattan sonra iyice kuruduğundan emin oluncaya kadar en az bir gün bekleyiniz, çam ağacının çıralı kısımları var ise, önce çıra kusması bitinceye kadar tiner ile çırayı alınız, katlar arasında 220 numara zımpara ile pürüz kırınız, sitedeki ilgili yazıları ve özellikle kurumasını beklemeden habire yağ sürenlerin başına gelenleri okuyunuz !!
Kolay gelsin
ugur cokdu diyor ki:
17 Mayıs 2012, 04:02
ustacım merhabalar
kusadasındaki yazlıgımıza ikeada begendigimiz masif mutfak tezgahını, 3 cm kalınlıgında masif kayın plakayla kopyaladık ham pakayı mutfak dolaplarının ustune montajını yaptık once kalın sonra ince zımparayla zımparalamam gerektigi soylendi elimde 100luk kırmızı zımpara ve cok ince siyah zımpara var bu zımparalar isimi gorurmu umarım erken bir montaj yapmamısızdır. agacın guzelligini ortaya cıkarabilecek en dogal parlamayan gorunumu, suya dayanıklıgı ve saglıklı cozumu nasıl basarabilirim mumkunmudur? sadece bankrai yagı yada keten yagı kullanarak ikea tezgah gorunume ulasabilirmiyim, 6 metrekarelik bir tezgaha ne kadar bu urunlarden kullanmam gerekir pahalımıdır, tezgahın montajı yapıldıgı icin altta kalan kısımlara yag surmeden bu islemler gerceklestirilebilirmi ve bu yaglar pahalıysa daha uygun yontemler varmıdır. tezgahı montaj yapan usta agac calısır yamulur bukur dedi yagla beslenen agacın calısması durdurabilirmi farklı bir yolmu izlenmeli, agac benim icin cok yeni bir guzellik bilgisizligimi lutfen mazur gorun cok tesekkur ediyorum.
ugur
ymtalu diyor ki:
19 Mayıs 2012, 15:44
Sn. Uğur;
Birincisi İkea'da gördüğünüz kayın tezgahın ne kadar " masif " ahşap olduğundan emin değilim. Bundan 15 yıl önce bizlerinde endüstriyel olarak dergilerden görüp kopyalamaya çalıştığımız ancak gerçeğini görünce masif kayın veya huş değilde laminat olduğunu anladığımız çok olmuştur. Hayallerinizi yıkmak istemem ama zor bir yola girmişsiniz:
Mutfak tezgahında sorun sadece su değil. Deterjan ve dahada önemlisi yüksek ısı. Yüksek ısıya dayanıklı , mutfak tezgahı için özel vernikler var ama siz bunları uygulayamazsınız. Eğer İkea'da gördüğünüz sahiden masif ise büyük ihtimal bu tür bir vernik ile kaplanmıştır. Bu verniklerin kendine has bir matlığı vardır.
Ne yazık ki bu sayfalarda bahsettiğimiz yağlar, çok spesifik bir konu olan mutfak tezgahı için çok kullanışlı değildir. Yüksek ısıdan korudunuz diyelim deterjanların yıpratıcı etksi son derecede kuvvetlidir. Olmaz demek istemiyorum ama uygulamayı sık sık tekrarlamanız gerekebilir. Yoksa 100 numara zımpara arkasından 220 no zımpara son derece matıklı bir uygulamadır.
Ustanın dediği çalışma konusuna gelince. altığınız masif yan birleştirme paneller zaten %10 nem oranı ile üretilirki yeterince kuru demektir. Ancak şu olabilir: Dolap içlerindeki ısı ve rutubet ile üst yüzeydeki ısı ve rutubet farkından dolayı çalışabilir. Ancak ben pek bir sorun çıkacağını sanmıyorum. aldığınız plakalarda birleştirme için ne tutkal kullandıkları belli olmadığından buraların suyu, rutubeti gorünce koyvermesi olabilirki bunu şimdiden bilemeyiz.
Keten yağı pahalı gelecektir. Bankrai daha uygun bir seçim olacaktır. Aman kat aralarında sabırla beklemeyi ve ince katlar halinde uygulamayı unutmayınız. Malzeme miktarı tamamen ahşabın kuruluğuna, dokusuna, yapısına, emiciliğine bağlı olduğu için bir yorumda bulunamıyacağım.
Artan parçalar var ise muhakkak önce bunlarda deneyiniz. Üzerine kızgın tancere koyunuz, su dökünüz, bulaşık deterjanı ile ovunuz. Ne yaparsanız yapın bir parçada denemeden, emin olmadan tamamına girişmeyiniz.
Kolay gelsin
OSMAN OZMEN diyor ki:
17 Temmuz 2012, 22:50
Merhaba benim bir sorum olacak 2 metreye 2 metre boyunda kayin agacindan yatak odasi dolabi yaptirdim benim size sorum direk komple marangoza direk tik yagi ile kaplattirabilirmiyim kayinda herhangi bir sorun olurmu birde renk olarak nasil birsey ortaya cikar yardimci olursaniz cok sevinirim…
Muhsin Türk diyor ki:
31 Ağustos 2012, 18:46
murat bey ;
deck leri seri ve tasarruflu bir şekilde yağlamak için yağlama makinesi arayışlarımız vardır. Bizlere verebileceğiniz veya önerebileceğiniz bir ürün varmı ?
ymtalu diyor ki:
03 Eylül 2012, 10:59
Mehmet Yazıcıoğlı 0312 266 0022 arayınız. Yardımcı olacaktır.
Mustafa Odabaş diyor ki:
26 Eylül 2012, 23:56
BAUHAUS da İNDİRİM !!!!!
SELAM
Tavsiyenize uyarak BAUHAUS Bayrampaşa Şubesi nden Alman Clou marka
Tik yağı aldım. 2,5 Lt. ambalajına 109 TL Verdim. Diger markaların
5 Lt. 70 TL civarıydı. Bir hafta sonra yetmeyeceğini düşünerek 2,5 Lt.
daha aldım. 2 Gün sonra Yolum Bakırköy Şubesine Düştü Ordaki Fiyat
49,90 TL. idi . evet yanlış yazmadım 49,90 TL. !!!
Ceplerime baktım genelde atarim ama fiş hala cebimdeydi.
Yetkiliye Barkotu okutup ,fiyatı onaylattıktan sonra.
Fişi göstererek 2 gün önce aynı ürünü 109 Tl ye aldigimi Söyledim.
Hemen bayrampaşa şubesini aradı Ve böyle bi fiş var diyerek. nerde
yanlışlık var diye sordu tabi karşı taraf ne dediyse Bunu iade et abi
yeni ürün al dedi. Dedigine Göre İndirim Olmuş!! Aldığım ürün arabadaydı
Aldım getirip 109 TL. ye iade edip 49,90 dan aynı Ürünü geri aldım.
1 Hafta önce aldıgım ürünü almıyorlarmış Degişimi 3 gün içinde yapıyorlarmış.
Zaten onun Fişinide atmışım .
Bu nasıl iştir anlamadım valla. Böyle İndirimmi Olur !!!
Kısaca Almadan önce Bi araştırın Arkadaşlar….
Sıddıka diyor ki:
14 Ekim 2012, 00:42
Merhaba, Mudo mağazasından, tik ağacından iç mekan mobilyası satınaldım. İlk aldığımda yüzeyinde mum hafif kaygan gibi ama ağacın doğallığını bozmayan bir uygulama vardı. Mobilyanın yüzeyini nemli bezle sildiğimizde açıl kızıl kahve bir renk beze geliyordu. Mobilyanın yüzeyindeki bu doku zamanla kayboldu ve mobilyanın rengi de açıldı. Üretici yabancı firmanın internet sayfasında hard wax oil yani sert balmumu içeren yağ ile ilk üç ay içinde uygulama yapılması ve yılda iki kez tekrarı tavsiye ediliyor. Acaba bu ürünü Türkiye'de nerede bulabilirim? İlginize şimdiden teşekkür ederim.
ymtalu diyor ki:
15 Ekim 2012, 11:10
Adres aynı: BauHaus boya reyonu. Marka: CLOU
Mikrodalga fırında çok az ısıırsanız daha kolay uygulayabilirsiniz.
Kolay gelatin
Sıddıka diyor ki:
01 Mart 2013, 08:10
Cevabınız için teşekkürler. Clou markanın adı mı? Yağ tek tip mi?
İçeriğinde dikkat etmem gereken var mı? Malum iç mekan olduğu için titizleniyorum. Evdeki çocukların sağlığı açısından. Tekrar teşekkürler.
Murat USTA diyor ki:
20 Mart 2013, 10:20
Kusura bakmayın, sitenin yenilenmesi sırasında aksaklıklar oluyor. Sorunuzu yeni gördüm.
Evet Clou markanın adı. Tek tip. Dolaysı ile içeriğine kafa yormanız gerekmiyor. Bu marka prstijli bir Alman firmasının, çocuklar için endişelenmeyiniz. Kolay gelsin.
mustafa diyor ki:
29 Ocak 2013, 18:41
merhaba ustam iç mekanda osb üzerine tik yagı uygularsam nasıl olur senede 2-3kez uygulamam gerekirmi
Murat Usta diyor ki:
30 Ocak 2013, 14:45
OSB paneli ne amaçla kullandığınıza bağlı. Koruma amacı ile mi yağlayacaksınız, panelin dokusu canlı görünsün diyemi ? OSB yapısı gereği pek fazla yağ emeceğini sanmıyorum. Ancak hiç bir mahsuru yok. Hangi sıklıkla tekrarlamanız gerektiği ise yine amaca ve ortam şartlarına bağlıdır. Kolay gelsin.
osman erdem diyor ki:
03 Şubat 2013, 20:08
ben ahşap zıpkın yapıyorum .epoksi vernik öncesi tik yağı ile yağlamamda fayda varmı.
Murat Usta diyor ki:
04 Şubat 2013, 11:46
Bence tam tersi. Vernik uygulanacak yüzeyin tam tersine yağdan arınmış olmasını arzu ediyoruz. Yağ, kir, pasak. Yağlarsanız verniğin emilişini yani yüzeye bağlanışını azaltmış olursunuz ki kolay dökülmesine sebep olacaktır.
ahmet yağlı diyor ki:
19 Şubat 2013, 22:55
Bilgiler için çok teşekkürler. Tüm markalara ait tik yağlarında kimyasal var. Arayış içindeydim. Çok yararlandım. Şöyle bir sorum olacaktı: Elimde üç ayrı ağaç var. İroko, maun ve kestane. Küçük parçalarda deneme yaptım; keten yağı iroko ve maunda tik yağına göre (marshall-cuprinol wood art serisi) çok daha iyi sonuç verdi. Ağaçların damarları çok daha vurgulu biçimde ortaya çıktı örneğin. Daha güzel bir görüntü oldu. Ama kestanede sonuç tam tersi. Tik yağı çok daha canlı bir sonuç ortaya çıkardı. 1) Bunun nedeni ne olabilir? 2) Alternatif çözüm önerebilir misiniz?
Murat USTA diyor ki:
20 Şubat 2013, 13:54
Ahmet Bey merhaba;
Tik yağı endüstriyel bir üründür. Doğu hepsinde kimyasal vardır. Amaç kendinize ve çevrenize en az zarar vereni kullanmaktır. Keten, bankrai vs. doğal yağlardır. Tik yağı her koşulda kolay ve eşit emilsin diye katkılar ile donanmıştır. Kestane tomruğunun nasıl kesildiği önemli. Eğer lifler yüzeye yeterince dik değil ise yağı emmeyecektir. Ağacın kesimi, kesim yönü, alanı, rutubet oranı hepsi neticeyi etkileyecektir. Pratik olarak ne kadar inceltirseniz o kadar emecektir. Bazı bölgeler tek seferde bazı bölgeler çok seferde emip doyuma ulaşacaktır. Sizin estetik muhakemeniz kestaneyi beğenmemiş te diyebiliriz. Hoşunuza giden ağaç ve yağla devam ediniz. Hak verirsiniz ki maun ve iroko ile kestanenin vatanları bile çok farklıdır ve doğal olarak aynı neticeyi alamazsınız. Önemli bir proje ise, ve kestaneyi mauna, irokoya uydurmak gibi bir sorun var ise cila-boya üretici firmalardan yardım isteyiniz. Sizin için özel boya üreten çıkacaktır. Kolay gelsin.
ahmet yağlı diyor ki:
20 Şubat 2013, 17:56
Yanıtınız için çok teşekkür ederim. Kimyasal ürünleri kullanmak istemiyorum ben de. Çatlakları bile balmumu ile dolduruyorum. Bu arada, Bauhaus’a gidip bankrai yağına baktım. Kutunun üzerinde içerik bilgisi yoktu, ama orada çalışanlar bu yağın içinde de kimyasal katkı olduğunu söylediler. Siz olmadığını söylüyorsanız, o yağı da denemek isterim. Kestanenin nasıl kesildiğini anlayamıyorum; ama dediğim gibi tik yağı daha net bir görüntü ortaya çıkardı. Söylediğiniz diğer yağları da (haşhaş yağı ve susam yağı) denedim; hatta susam yağını, evde beklemiş olan tahinin üzerine çıkan bölümden aldım, ama bu yağların hepsi aynı sonucu verdi. Sonra bunları karıştırıp içine biraz da çam terebentin döktüm, sonuç değişmedi. (Bu karışımı daha önce tik yağı ile yağladığım kestane sandalyeye sürdüm, rengini açtı, dokuyu çok güzel biçimde ortaya çıkardı.) Sanırım bu doğal karışım sert ve kuru ağaçlarda daha iyi sonuç veriyor. Belki kestaneyi bir süre daha bekletip iyice kurutursam daha iyi sonuç alırım.
Çok önemli bir proje değil, çalışma odamdaki raflar bunlar. Asimetrik bir dizilişleri var, ağaçlar da farklı. Zaten ağacı da kendim aldım, farklı olmalarını istedim. Kimyasal bir ürün sürmeyi de istemiyorum.
Yanıtlarınız için tekrar teşekkür ederim. Çok yararlı oldu.
Paksoylu diyor ki:
19 Mart 2013, 11:18
Yazlık için aldığımız Alman malı teak masa takımımızda siyah noktalar oluştu bizde bir marangoza zımpara yaptırıp teak yağı sürdürdük yağı sürdüğünde rengi güzeldi ertesi gün renk gitti ama altın rengi alır diye beklerken tuhaf bir Koyu renk oluştu bilginize sığınıyorum
Murat USTA diyor ki:
20 Mart 2013, 10:24
Alman malı da olsa teak olduğundan emin olamayız. Teak ise hangi teak gibi yeni bir soru daha çıkar ortaya. Dolaysı ile ağacı bırakıp uygulamaya odaklanmalıyız. Yağ olarak ne kullandınız, nasıl kullandınız daha detaylı yazarsanız belki yardımcı olabilirim. Saygılarım ile.
Mert diyor ki:
22 Mart 2013, 17:59
Bauhausa artık CLOU marka gelmiyormuş. Bunun yerine DYO massiveline teak yağı verdiler. Ancak emin olamadığımdan size sormadan uygulamak istemedim. İç mekan teak masa ve konsoluma uygulasam sonra ağlar mıyım ? Görüşünüzü rica ederim. Teşekkürler.
Murat USTA diyor ki:
23 Mart 2013, 14:55
Yazık olmuş. Demekki yeterince satılmadı. Çok iyi ama diğerlerinden pahalı idi çünkü. Yerine Hemel olabilir, DYO olabilir. Hemel biraz vernikte içeriyor. Hep dediğim gibi önce masanın altında, görülmeyen bir yerde deneyiniz. Zahmet olacak ama pişman olmazsınız. Veya konsolun çekmecesi var ise çıkarıp görülmeyen bir alanda deneyiniz. Her bir ürünün her bir ağaçtakı etkisi farklı oluyor. Bir aksilik olur ise veya beğenmez iseniz dönüşü kolay olur böylece. İnce katmanlar halinde ve her katmanın tam olarak kurumasını bekleyerek uygulamayı unutmayınız. Acele işe şeytan karışır !! :)
Emir diyor ki:
16 Nisan 2013, 13:34
Merhaba,
Mutfağımızdaki ada tezgahta(sadece ankastre ocak olacak) iroko kullanmaya karar vermiştik lavabo kısmında granit kullanacaktır, ancak eşimin araştırdıklarına göre granit dahil bir çok doğal ve yapay tezgahlarda sağlığa zararlı kanserojen etkiler bulunabiliyormuş. Hal böyle olunca evyenin olduğu tezgahı da iroko yapalım dedik ancak kullanacağımız koruyucu ve cilaları dayanıklı ve sağlığa zararsız nasıl seçebiliriz. Teşekkürler..
Murat USTA diyor ki:
17 Nisan 2013, 11:23
Bu kısır bir döngü. Duvarlarımızdaki sıvadaki kumun içerisinde ne kadar radyoaktiv madde var kimse söylemiyor. Mutfakta önceliğimiz kanser mi hijyen mi diye bir soru geliyor akla. Yediğimiz yoğurt için bile kansorejen denildiği bir ortamda görüken o ki zaten kurtulmak elimizde değil. Ama mikrobik hastalıklardan, bakterilerden korunabiliyoruz bunada hijyen diyoruz. Eğer konu hijyen ise, granit ile ahşabın karşılaştırmamız doğru olmaz. Ne yaparsanız yapın ahşabın mesamatı bir sürü maddeyi emecektir ve ahşap bir tezgah hiçte hijyenik olmayacaktır ! Ocaktan sıçrayan yağların, evyeden sıçrayan deterjanın, yiyecek parçacıklarının emilmesini önlemek için bu sefer daha fazla kimyasal kullanmak zorunda kalacağız. Ki bunların bir çoğu kansorejen maddeler içerecektir. Ben olsam granitten mermerden şaşmazdım. Kusura bakmayın.
Sinem diyor ki:
22 Nisan 2013, 02:19
Merhaba,
İyi kalite Tik olduğundan emin olduğum bir bahçe masa,sandalye takımım var. zaman içinde renkleri grileşti ve temizlemek yetmediğinden zımpara yaptık. Şu an için hepsi tertemiz sadece yağ sürülecek. Ancak bu noktada tereddütümüz var. Sizin önermediğiniz yağlardan piyasada bulmak çok kolay fakat önerdiğiniz markayı bulamıyorum ve mobilyalarım da keten yağı uygulanamayacak kadar büyük ve çok. Diğer yağlardan kullanmak yerine yazı ve rınızda bahsettiğiniz üzere ayçiçek, zeytinyağı ve soya yağlarından birini kullanmayı düşünüyorum. Bu yağların tik yağı ile karşılaştırdığımızda olumlu/olumsuz yanları nedir? Kendi aralarında üçünü kıyaslarsak hangisi daha iyidir? Ve son olarak koku ya da haşere toplaması yönünden hangisini tavsiye edersiniz? Ya da boş verip hangi tik yağını bulursam onu mu kullanayım?
Teşekkür ederim.
Murat USTA diyor ki:
22 Nisan 2013, 11:24
Evet. Ne yazık ki BauHaus artık Clou getirmiyormuş.
Ahşaba yağ uygulanmasının ana nedeni şu: Suyun içerisine girmesini önlemek. Çünkü su hücrelerin bozulmasından başlayarak çürümeye kadar giden bir süreci başlatıyor.
Bizlerin bahçe mobilyasını yağlamamızda suya karşı koruma dürtüsü hem de estetik nedenler bulunuyor. Tik yağı, Tik mobilyanın yayılması ile öğrenildi. Yoksa örneğin bir Danimarka yağı var ki Türkiye henüz buraya daha gelmedi. Ancak temelinde bütün yağlar aynı işi yapıyor: Suyun derinlere girmesini önlüyor. Cilalar niye işe yaramıyor derseniz açık alanda, güneş ışınlarındaki UV etkisi ve cila falan dinlemeyip ahşabın içine nüfus eden rutubet açık alanlarda başarılı olmuyor.
Peki biz ne yapacağız?
Size önerim şu olacaktır: Bulabildiğiniz en iyi tik yağını alın. Kutunun üzerini okuyun. Hemel olabilir. Capirol ben sevmiyorum çünkü üstünde açık açık yazmış her şeye zararlı. Masayı yan yatırıp altında, görülmeyen bir yerde, usulüne uygun olarak uygulayın. İstiyorsanız ters köşede birde ayçiçek yağı uygulayın. Bırakın geçsin 3-5 gün bakın duruma. Hangisi içinize sinerse devam edin.
Unutmayın yağlamak demek vıcık vıcık yağ içinde bırakmak değil. Emdiriyorsunuz o kadar. Bir süre sonra kuruyor, uçuyor. Yine yapıyorsunuz.
Sinek böcek işine gelince; benim bildiğim o arkadaşlar hayvansal yağlara meraklı oluyorlar :))
Sinem diyor ki:
22 Nisan 2013, 02:32
Bir sorum daha olacaktı, o da mobilyaların kışın muhafazasıyla ilgili. Mecburen bahçede bırakmak zorundayım ve üstlerinde de çatı ya da tente yok tamamen açıktalar. Üstlerini yapı marketlerinde satılan koruyucu örtülerle kapatarak mı saklamak gerekir yoksa açıkta yağmurda bırakmak mı?
Teşekkürler.
Murat USTA diyor ki:
22 Nisan 2013, 11:26
Yağmurda bırakırsanız çok çabuk hırpalanırlar. Çatı altında bile ben yapı marketlerde satılan örtülerle örtüyorum. Mümkün olduğunca binaya yakın çekin. Mümkünse batı tarafta bırakmayın. Mümkün olduğunca rüzgardan, sepiden koruyacak şekilde binanın duvar dibine yerleştirip öyle sarın sarmalayın. Kolay gelsin.
Sinem diyor ki:
28 Nisan 2013, 02:17
Merhaba,
Öncelikle rınız için çok teşekkür ederim, çok yardımcı oldunuz. Size teak sealer ile ilgili bir sorum olacaktı. Tam olarak ne işe yarar, bunu kullanınca yağa gerek var mıdır, tik mobilyada önerir misiniz?
Çok teşekkürler.
ŞÜKRÜ ÇELEBİ diyor ki:
20 Mayıs 2013, 11:08
kolay gelsin öncelikle evim ahşap çatı katında oturuyom ahşabı kaç senede bir vernikleme ve yağalama yapmak gerekiyor birde benim ahşap tahtalarından birsinden sesler geliyo sanırım kurt var ne yapmalıyım çözüm
Murat USTA diyor ki:
22 Mayıs 2013, 10:49
1- Ne zaman yağlamanız, verniklemeniz gerektiği ahşabın türüne, kullandığınız malzemeye ve ortam şartlarına göre değişir. Bunun bir formülü yok. Bakıp, okşayıp hissetmeye çalışın. Renginden dokusundan kendini belli edecektir. Matlaşıp, solgunlaşıp, hüzünlendi ise, vakit gelmiştir.
2- Kurt ise biryerlerde delik ve muhtemelen aşağıya dökülmüş ince talaş olmalıdır. Bunlar var ise deliklerden şırınga ile böcek ilacı zerk edebilirsiniz. Ses, talaş, delik çok ciddi ise profosyonel ilaçlama şirketlerine müracaat ediniz.
Eren diyor ki:
06 Haziran 2013, 16:53
s.a ben ceviz agacından anahtarlık yaptım onu nasıl parlatabılrım cilamı vernık mı kullanacagım yardımcı olabılırsenız sevınırım.
Murat USTA diyor ki:
07 Haziran 2013, 17:21
Sn. Eren;
Eğer lüks oto göğüslerindeki gibi kalın, parlak, cam gibi bir katman istiyorsanız, hiç inceltmeden fırça ile bot vernik uygulayabilirsiniz.
En az 15 kat, kat aralarında 24 saat bekleyerek ve her kat kuruduktan sonra önce 220 sonra 400 numara zımpara yaparak. Istediğiniz kalunlığa ulaşınca, eskimiş oto farlarını parlatmak için kullanılan macunlar ile parlatınız. Diş macunuda aynı işi görebilir.
Eğer kıymetli müzik aletlerindeki ipek-mat görünümü istiyorsanız, bot verniği ve keten yağı yarı yarıya karıştırp ince katmanlar halinde uygulayınız.
Yine fırça ile en az 10 kat, kat aralarında 24 saat ve zımpara.
Kolaylık için 20×20 cm bir tahta, OSB veya MDF parçasına çivi çakınız, sivri ucu sonuna kadar arkaya çıksın. Anahtarlığı çivinin ucuna tutturup öyle çalışın.
Bu yöntemler komprösör, tabanca imkanınızın olmadığı varsayımına göredir. Şartlar değişik ise bildiriniz, başka taktik uygulayalım.
Kolay gelsin.
Eren diyor ki:
07 Haziran 2013, 21:02
çok Teşekkür ediyorum sagolun uyguluyacağım birde bişey soracaktım üstüne isim yazacagım nasıl yazabılırım veya sagdece E harfi yapacagım bu ıslemler bıttıkten sonra mı yazayım çok teşekkür ediyorum.
Banu diyor ki:
25 Haziran 2013, 08:08
Murat bey,maalesef yeniden cilalamak uzere cilasini zimparaladigim iroko yemek masamin uzerine yag dokuldu ve icine cekti.Yeniden cilalarsam o leke altinda daha da korkunc duracak.Ne yagi oldugunu bilmiyorum.tik yagi surdugum sehpalarimda da ayni problem vardi.Yag surdugumde hatta daha belirginlesti lekeler.cilalaninca da sanirim ayni problem olur.Bu lekeyi nasil cikarabilirim. Bir de yaz basinda ve gerektikce tikler uzerindeki kuf ve kiri basincli sumakinesiyle temizliyorum.Mukemmel temizliyor ,zarar verir diye coksik kullanmak istemitorum ,Siz ne dersiniz.?Cevabiniz icin simdiden tesekkurler
Murat USTA diyor ki:
01 Temmuz 2013, 12:14
Sn. Peker;
Eski bir hile deneyebilirsiniz. Lekenin üzerine biraz kolonya döküp tutuşturun. Bakalım faydası olacakmı..
Ben olsam hiç ellemezdim.
Iroko, teak gibi ağaçlarda cila yerine yağ uygulaması çok daha başarılı oluyor. Siz niye cilalamak istiyorsunuz bilemedim. Yaz başı ve sonunda iki kez yağlanmış mobilyalarda zaman içerisinde kendine özgü bir patine oluşuyor ki asıl güzelliği veren bu. Dolaysı ile dökülmüş yağlar, bunların lekeleri uzun dönemde sorun olmuyor. Tam aksine bir çok sahte yöntemle elde edilmeye çalışılan o ” eskimiş ahşap görüntüsü ” doğal olarak “yıllanmış ahşap görüntüsü” olarak elde ediliyor.
Bnezer şeyleri basınçlı makine içinde söyleyebilirim. Teak mobilyanın pırıl pırıl yepyeni olması pek istenen bir görüntü değil. İşin teknik yönüne bakarsanız eninde sonunda zarar vereceği kesin. Kışa girerken üşenmeyip bir kez daha çok hafif zımpara ve tik yağı uygulaması yaparsanız, güneşin ve kullanımın bütün yaz verdiği tahribatı berteraf edip yenilemiş olursunuz. Bu şekilde sarıp sakladığınız bahçe mobilyalarında yaz başında küf olmaması gerekir. Zaten mevsim açılışında açtığınız, ortaya çıkardığınız zaman bir kez daha çok hafif zımpara ve üzerine yağlama yapacaksınızki kışın biriken kir gidecektir.
Emrah diyor ki:
04 Ağustos 2013, 13:27
Murat bey sitenizi zaman zaman ziyaret ediyorum.Benim için başucu ansiklopedisi gibi.Bu kadar doyurucu bir site için emeğinize sağlık.
Yazdığınız capirol tik yapı “Cuprinol” olabilirmi? Capirol diye marka yok bildiğim kadarı ile. Siz marshall wood art serisini övmüştünüz ama marshall tik yapı ile cuprinol üzerinde yazanlar birebir aynı ve her iki marka da akzo nobel firmasına ait.Yani wood art serisi aldığımızda aslında cuprinol almış oluyoruz.
Bıçak yapımına merak saldım bu aralar ve ahşap sap düşünüyorum.Bu nedenle acele edip yazdıklarınızı okumadan gidip cuprinol almıştım.Eve gelip üzerini okuyunca solvent bazlı yazdığını varkettim.O zaman anladım ki doğal falan değil.Sonra bir parça gürgende denedim.Renk hoş oluyor gerçekten.Ama ertesi gün suya tutunca ahşap suyu tuttu, vaadettikleri gibi mükemmel su iticiliği sağlamadı.Ya ahşabın yolundan yada az kat olmasından bilmiyorum.
Bıçak forumlarında kullanılan vakum altında ahşaba kimyasal emdirilmesi konusu var.Ahşap stabilizasyonu olarak geçiyor ve genellikle inceltilmiş akrilik vernik yada poliüretan vernik tavsiye ediliyor.Amaç su emmeyen plastik gibi bir malzeme yaratmak sanırım.Benim elimde hem selülozik dolgu verniği hem de wood art su bazlı emprenye malzemesi vardı.Dış ortamda ikincil bir vernik uygulaması gerektirmesine rağmen bu iş için yapılmış özel ürün diye woodart su bazlı emprenye ürününü tercih ettim.Vakumlu bir kavanozda sap için kestirdiğim iyice kurumuş kiraz dalından parçaları emprenye ediyorum şimdi.Bakalım nasıl olacak.Yorum ve tavsiyelerinizi bekliyorum.
Uzun oldu ama bir de neden sap yapımında gövde değil de kök tercih ediliyor onunla ilgili bilgi bulamadım.Ceviz yerine kök ceviz gibi.Bu konuda beni aydınlatırsanız çok sevinirim.
Saygılarımla
Murat USTA diyor ki:
05 Ağustos 2013, 09:48
Emrah bey merhaba;
Marshall İstanbul kökenli eski bir Türk firması idi. Akzo satın aldı. Her şey değişti. Hep yazdığım gibi favorim Clou idi ama artık BauHaus getirmediği için bulamıyacağız. Bundan sonra ki seçeneğim şimdilerde Hemel ürünleri olmaya başladı. Ne yazık ki isimler, markalar, şirketler değişiyor ve git gide daha yapay ve kötü oluyor.
Çabalarınız için ne diyeyim. Bravo. Vakumlu kavanozda emprenye yapmaya kalkışmış bir insana ancak ” Sizden korkulur kardeşim ” diyebilirim. Woodart su bazlı emprenye vakum tekniğine uygunmudur bilemiyorum. Emprenye işini Türkiye ye tanıtan, 20-25 yıl önce, o zamanlar Hemel ile beraber olan Sn. Emine Erdoğmuş’tur. Bu işleri anasıda babasıda kendisidir. İster iseniz daha doğru ve detaylı bilgi için kendisine http://www.ahsap.com adresinden ulaşabilirsiniz. Şirketinin isme: Senkron. Ben şahsen bu tarz işlerde daha eski ve doğal tekniklerden yanayım. Vakumlu emprenyeli ( Pressure treated ) ahşabın sadece toprak ile sürekli temas eden alanlarda kullanılması gerektiğini, bunun ötesindeki uygulamaların ise sadece fazla kimyasal, doğanın dengesini bozma ve para, para, para anlamına geldiğini biliyorum. Örneğin betonarme bir binada, 12. kattaki doğramada emprenyeli ahşap kullanılmasına oldum olalı itiraz etmişimdir. Su iticiler için değil ama emprenye için hep karşı çıkmışımdır.
Kök ahşap tercihi bir kaç nedene dayanıyor:
1- Ender bulunuyor, işe değer katıyor
2- Zor işleniyor, işe değer katıyor
3- Zor işlendiği için işleyene hırs basıyor
4- Neticede ortaya çıkan desen işe değer katıyor
5- Çok sert oluşu ömrünü uzatıyor
6- Sıkı dokusu pürüzsüz, kıymıksız vs. bir yüzey elde etmenizi sağlıyor.
Emrah diyor ki:
14 Ağustos 2013, 01:29
Murat bey cevabınız için çok teşekkürler.Biraz geç dönebildim çünkü emprenye sonucunu netleştirip öyle yazmak istedim.Sonra da bayram girdi araya malum.
Gelişmeler şu şekilde oldu: Vakumlu kavanozdan çıktıktan sonra kiraz parçalarını güzelce kuruttum.ağırlıklarında bir değişme yok ama artık suda yüzmüyor,batıyorlar.bu da gözeneklerin gerçekten reçine ile dolduğunu gösteriyor.Ancak kontrol örnekleriyle su emme karşılaştırmasında ağırlık artış değerleri aynı oldu.Sanki her ikisi de eşit oranda su emiyor gibi.Ancak örnek parçalarım çok küçük olduğundan emdikleri su ancak 1gr ağırlık ekliyor ve dijital terazi her zaman aynı hassasiyette ölçüm yapamıyor.Yani su emme kısmı net değil.
Tik yağını da birkaç kat uyguladıktan sonra su geçirmezlik sağladı sonunda, onda sorun yok.
Yalnız, özellikle bıçak saplarında uygulanan bir yöntem buldum ve su dayanımı ile yüzey görselliği açısından tik yağını geride bıraktı benim için: Japon yapıştırıcısı ile kaplama:) Sakıncası yoksa link vermek istiyorum.Orada resimlerle uygulama şeklini anlatmış Emre bey.
http://www.bicaksanati.com/forum/index.php?topic=167.0
Tekrar teşekkürler.Sağlıcakla..
Murat USTA diyor ki:
16 Ağustos 2013, 10:02
Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi :)
özlem durmuş diyor ki:
05 Eylül 2013, 10:06
murat bey merhaba ben bir şey danışmak istiyordum teak ağacı masam 1 aydır dışarda kaldı yağmur yedi 4-5 defa üstünde siyah noktalanma oluştu ve birde bir şey döküldü herhalde yağ lekesi var ne yapmam lazım acaba yardımcı olursanız sevinirim iyi günler birde bir şey daha sormak istiyorum ahşap salıncak almak istiyorum piyasada ladin ağacı wurg boyası ile boyanmış olan var tabii fiyatlarıda oldukça pahalı birde rattan salıncaklar var acaba hangisini tercih etmeliyim hangisi uzun ömürlü olur
Murat USTA diyor ki:
08 Eylül 2013, 14:40
Sn. Durmuş merhaba;
Yağmurdan sonra noktalanma, kirlenme normaldir. 220 numara zımpara ile fazla bastırmadan tüm yüzeyi ve lekeleri hafifçe zımparaLayınız, masayı tekrar komple yağlayınız.
Rattan bahçe mobilyalarınında sorun temizlik oluyor. Hortumla tazyikli su tutsanız bile titiz insanları tatmin edecek bir temizliğe ulaşamıyorsunuz. Girinti çıkıntıların arasında bir çok pislik kalıyor. Kaldı ki çoğu sentetik malzemelerden ” Rattan görünümlü ” mobilyalardır. yani ahşap olanlar benim tercihim olacaktır. Malum, kışın, yeni sezon balamadan daha ucuz bulmanız mümkün olacaktır. Çok dolaşın, çok seçeneğiniz olsun, gözünüze kestirdiğinizi alın. Çünkü 3 ay sonra aynı paraya aynı malı bulamayacaksınız !
Veysal Döğüş diyor ki:
08 Eylül 2013, 18:21
Merhaba,
Evimizin yaklaşık12 m2 terası var ve kestane deck kaplama yaptırmayı düşünüyorum. Tabii ilk aklıma tik gelmişti ama pahalı olması ve yukarda yazılanları okumuş olmam terddüt yarattı! Ağaç seçimi konusunda önerinizi rica ediyorum.
Saygılarımla,
Veysal,
Murat USTA diyor ki:
10 Eylül 2013, 22:45
Deck diyoruz çünkü doğru dürüst Türkçe karşılığını bulamıyoruz. Tam karşılığı “güverte”. Ama kullanırken bu yakışmıyor.
Kompozit malzemeler varki 10 yıldır sorunsuz kullanıyorum, her türlü ahşap deck için kullanılabilinir. Teak olmalı diye bir şart yok. Çam da olur. Hangisi bol yani ucuz ise o tercih edilebilinir.
Deck yaptığınız zaman tek bir şart vardır ki o da altından hava almasıdır. Deck döşediğiniz zaman altında en az 2,5 cm boşluk olmalıdır ki ahşap hava alsın. Keza aralarındada boşluk olmalıdır. Belkide bizim rabıta ile en önemli farkı budur.
Altındaki boşlukta rutubet oluşmaması için yeterli akıntıyı vererek suyu tahliye etmelisiniz. Burada da genel uygulama her metrede 1 cm akıntı verilmesidir. Suyu çabucak tahliye ederek küf, mantar, böcek, koku vs. vs. hepsinden kurtulmuş olursunuz.
Kestane buldu iseniz pek güzel olacaktır. Keza meşe, dişbudak, ceviz gibi orman ağaçlarının hepsi çok yakışır. Ama dediğim gibi el altında çam, ladin veya köknar var ise, biraz çabuk aşınacaklarını bilsekte kullanımında bir sakınca olmayacaktır.
Veysal Döğüş diyor ki:
12 Eylül 2013, 00:33
Cevabınız için teşekkür ederim. Türkçe duyarlılığınız için ayrıca kutluyorun. Teras, balkon, bahçe ahşap kaplaması için güverte anlamına gelen deck demek elbette yanlış.
Hazır bulmuşken ben de yapılacak kaplama için yağlama konusundaki önerinizi rica ediyorum.
İtekrar teşekkür ederim.
Veysal,
tuğba diyor ki:
09 Eylül 2013, 13:19
Merhaba Murat Bey bir sorum olacaktı. Teak ağacından 4 sandalye ve 1 masa aldık. Masanın rengi sandalyelere göre biraz daha sarıya dönüktü. Sandalyeler ise daha beyaza dönük. İkeadan almış olduğumuz teak yağı ile hepsini 1 kat yağladık. masanın rengi değişmedi ancak sandalyelerin üçü kızıl bir renk aldı hatta bazı bölgeler siyaha dönük. Dördüncü sandalye ise hala beyaz sanki hiç yağlanmamış gibi. Hepsi farklı oldu ve çok moralimiz bozuldu ne yapacağımızı bilemiyoruz bize yol gösterirseniz çok memnun oluruz. Teşekkür ederiz.
Murat USTA diyor ki:
10 Eylül 2013, 22:36
Hiç moralinizi bozmayınız !
Aynı masada bile birbirinden çok farklı renkler gömeniz mümkündür. Eğer hepsi aynı renk olsa idi, esas o zaman morainiz bozulabilirdi: Aldığınız gerçek masif ağaç mı diye düşünmeliydiniz o zaman.
Bazı parçalar yağı fazla, bazıları ise az çekecektir. Gayet normaldir.
Merak etmeyiniz, zamanla hepsi aynı renge ulaşacaktır. Güneş altında UV ışınlarının etkisi ile hepsinin rengi açılacaktır.
Her mevsim yağlamaya devam ediniz. Bıkmadan, usanmadan.
Kaldı ki özellikle egzotik ağaçların korunması için uygulanan programnlar var. Belki aldığınız takımın bir köşesinde FMC etiketi var idi. Artık bir takımdaki bütün ağaçların aynı ormandan kesilmiş ağaçlar olmamasına çalışılıyor. Korumak için. Doğal olarak renkler de fark ediyor. Eğer bütün takımınız aynı ağaçtan üretilmiş bile olsa idi, kesim şekline bağlı olarak bu farklar oluşacaktı.
Yol göstermeye gelince: Masanızı sandalyelerinizi sevmeye devam ediniz. 10 yıl sonra bunları bile bulamıyacağınızı düşünerek onlara iyi bakınız ! Her mevsin yağlayınız ! Bol bol kullanınız. Eşle dostla keyifli günler, akşamlar geçirmeye çalışınız. Üstünde oturduğunuz zaman, altonozdaki sandalyenin renginin farkına varmazsınız. Keyfini çıkarınız :)
tugba diyor ki:
11 Eylül 2013, 18:15
çok teşekkür ederim içim rahatladı acaba kandırıldık mı diye düşünmeye başlamıştım :)
rıfat diyor ki:
19 Eylül 2013, 12:26
teak ahşap doğramaya en kolay ve etkili vernik veya cila tavsiyesi verebilirseniz sevinirim .
Murat USTA diyor ki:
19 Eylül 2013, 15:53
Eğer teak doğrama yaptı veya takdırdı iseniz, ister 2 m2 olsun ister 2000, bu iş teak sandalye masaya benzemez ciddi bir firmaya danışmalısınız.
Hemel veya Senkron Ltd. bu tarz işlerde ihtisas sahibidir. Size uyan en yeni, en gelişmiş, en doğru ürünü tavsiye edeceklerdir.
Benim tavsiyem uygulama konusunda ne diyorlar ise harfiyen uymanız olacaktır. İcat çıkarmayınız !!
Erkut diyor ki:
25 Eylül 2013, 00:03
Murat bey ilk önce verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.. Yapı marketlerden hem oturma grubu hem de masa sandalye seti aldım.. İki takımda okaliptus ağacı dediler.. Masanın rengini sandalyeler ile aynı yapmak için dyonun renkli verniksiz ahşap korumasını kullanın ondan sonra da tik yağı uygulayın hepsine dediler.. Sizce mobilyalar için tik yağımı kullanmam gerek yoksa ahşap koruması verniklerde var hangisi tavsiye edersiniz ? Bu arada tik yağında da hemel tavsiye etmişiniz onun dışında dyo ve polisanında tik yağları var onları da tavsiye edermisiniz ? Çok teşekkür ederim..
Murat USTA diyor ki:
25 Eylül 2013, 10:21
Okaliptus ağacının çok sert bir kerestesi vardır ve emiciliği çok azdır. Ne yaparsanız yapın önce görünmeyen bir bölgede, örneğin masanın veya sandalyenin altında denemeler yapın.
Ahşap renklendirici, vernik, koruma, yağ hepsi ayrı şeylerdir. Aman karıştırmayınız.
Vernik kullandıktan sonra ne yağ ne renklendirici ne de koruyucu kullanamazsınız. Çünkü vernik gözenekleri kapatarak diğerlerinin emilmesini önleyecektir. Dış mekanda vernik ise apayrı bir konudur ve UV koruma gibi özellikler ister. Yoksa dökülmeye başlar ki yıllık bakımı git gide zorlaşır ve görünümü kötüleşir. Pek amatör işi değildir. Akıl işide değildir.
Ahşap renklendirici kullanmakta beceri ve tecrube isteyen bir işlemdir. Öyle fırçayla plastik boya veya yağlı boya sürmek gibi değildir. Her bir ahşap parçasının emiş özelliği farklı olduğu için renklendiriciyi emişleride farklı lacaktır. Çok emenler daha koyu az emenler daha açık renkte olacaklardır. Hepsini dengeye getirmek kolay iş değildir. Ben olsam hiç bu işe bulaşmam, renk farkını Yaradanın takdiri değip kabullenirim. Zaten yıllar geçtikçe, UV ışınlarının etkisi ile hepsi aşağı yukları aynı tona geleceklerdir.
Ahşap koruyucu çok genel bir tabir. Neye karşı koruyucu ? Eğer bu sorunun cevabı açık seçik yazmıyor ise kullanmaktan kaçınmayı tercih ederim. Su iticilerde, suyun ahşabın içine girmesine engek oldukları için koruyucu sayılırlar.
Yağlar, yani tik yağı ve benzerleri öncelikle su itici gibi çalışarak, dış mekan mobilyalarında son derece başarılıdırlar. Bütün dünyada kullanılan yöntem budur.
İşin özeti:
1- Tik yağı kullanın, kimyasallardan uzak durun. Hem kendiniz hem dünya için. Bırakın renkleri farklı olsun, o farkın güzelliğini tadın
2- DYO, Polisan plastik, yağlı vs. vs. boyacıdır. Esas işleri boyadır. Hemel boya ile ilgisi yoktur tamamen ahşap odaklıdır. Bu nedenle Hemel diyorum.
Erkut diyor ki:
25 Eylül 2013, 21:47
Murat bey göstermiş olduğunuz ilgiden ve paylaştığınız bilgilerden dolayı çok teşekkür ederim.. Kusuruma bakmazsanız bir sorum daha olucak.. Kışın oturma grubunu ve masayı yapı marketlerdeki koruyucu branda ile korumak istiyorum fakat komple kapatmayın, hava alsın yoksa bakteri üretir ve çürümelere sebep olur dediler.. Tavsiyeniz nedir acaba ?
mur@t diyor ki:
26 Eylül 2013, 08:37
hocamın tavsiyelerine uyarak okaliptüs masaya zeytinyağı ile deneme yaptım sonuç muhteşem ..muhakkak deneyin derim sonuca inanamayacaksınız..
Erkut diyor ki:
26 Eylül 2013, 23:06
Teşekkür ederim. Bende hocanın tavsiyesine uydum hemel marka tik yağı aldım bugün bütün takımlara uyguladım gerçekten çok güzel oldular. Zeytinyağını da bi ara deneyeceğim çok teşekkür ederim..
meltem diyor ki:
08 Ekim 2013, 03:01
merhabalar;sorum şu olacak ki ahşaptan pek anlamayan biri olarak mutfağımı yaptıracağım ve ikeadan beğendim tezgah içinde masif ahşaplar bulunmakta yaptırmayı düşünüyorum ancak emin olamadım sizce su sızdırır mı zamanla çatlayabildiğini de duymuştum. meşe den olan masif tezgahlarıda mevcut bakımlarını yapsam nasıl olur kullanıabilir mi ayrıca bi yerde ahşap tezgahın tekne verniği ile cilalanabileceğini duymuştum
Murat USTA diyor ki:
08 Ekim 2013, 10:37
Meltem Hnm. merhaba;
1- Masif ahşap çatlayabilir, sızdırabilir, yarılabilir, lekeler oluşabilir, kıymık kalkabilir, burkulabilir. Ahşap seviyor, istiyorsanız bunları göze almalısınız.
2- Eski tezgah var ise, bunlar zaten yeterince çatlamış, yarılmış, lekelenmiş, burkulmuş olmalılar ki çoğumuzun arayıp ta bulamadığı eskimiş görüntüye sahiptirler. Zımparalayıp, yağlayıp kullanabilirsiniz.
3- Tekne verniği, bot verniği veya yat verniği bu iş için uygun değildir. Sıcak tencere dibi, çaydanlık tabanının sıcağı normal verniklere yapışıp kalacaktır ki hiç hoş bir durum değildir. Mutfak tezgahları için ısıya dayanıklı özel vernikler var ama uygulaması çok zor, uygulayacak adamı bulmak çok zor ayrıca cila malzemesini de bulmak zor.
Kolay gelsin.
Onur altın diyor ki:
26 Ekim 2013, 00:16
Merhabalar gürgen ağacından masa ayakları yaptırıyorum üzerinede iroko masif panel kestiricem gürgen ayaklara tik yağı yada bezir yağı sürebilirmiyim? Boya yada cila yaptırmak istemmiyorum
Murat USTA diyor ki:
26 Ekim 2013, 13:57
Tabii ki yağlayabilirsiniz. Gürgen çok emici olmadığı için damarlar çok zengin bir şekilde ortaya çıkmayacaktır, tik maun gibi derin bir görüntü vermayacaktir.. Moraliniz bozulmasın. Ama uygulamanızda hiç bir sakınca yoktur.
Feriha Poyraz diyor ki:
06 Kasım 2013, 20:46
Murat Bey, 3-5 yıldır yazlığın terasında kalmış ahşap, muhtemelen tik ağacından bank çok kötü duruma gelmiş, bu bankı zımparalayıp derin çatlakları ahşap macunu ile doldurup tik yağı sürsek olur mu, yoksa ahşap macunundan sonra vernik mi yapmamız iyi olur? Diğer sorum da yazlığın terasına pegule yaptırdık, ancak maddi imkanlardan dolayı ikinci sınıf ağac kullanıldı, tabi ucuz olduğu için marangoz ince bir vernik atmış biz şimdi bu verniğin üzerine ne sürebiliriz, teşekkür ederim.
Murat USTA diyor ki:
01 Aralık 2013, 16:22
Sn. Poyraz;
1- Her ikiside olur. Benim tercihim tik yağıdır. Her ikiside her sene uygulama isteyecektir ama vernik daha zor olacaktır.
2- Bot verniği, veya yat verniği hepsi aynı şeydir. Dış ortam için bir vernik alıp sürebilirsiniz. Yalnız dikkat: Zor olsada inceltmeden, kutudan çıktığı gibi sürünüz. büyük ihtimal 5 yıl gidecektir. Tiner vs. ile inceltirseniz bir sene ancak gidiyor.
Cenk diyor ki:
22 Aralık 2013, 11:32
Merhaba
Et, sebze meyve vs her türlü gıdanın kesimi için kullanılan kesim tahtaları hangi ağaçtan olmalı ve yapımında hangi yağ kullanılmalı? hem insan sağlığı hem de kesim tahtasının temizliği için en uygun yöntem sizce nedir? teşekkürler
Murat USTA diyor ki:
23 Aralık 2013, 12:12
1- Sert ağaçları tercih ederiz, uzun ömürlü olması, yüzeyin çabuk bozularak bıçak izlerinde kir, mikrop birikmemesi için. Meşe, kayın, kestane, ceviz, armut, elma gibi meyva ağaçları ve sert egzotik ağaçlar ( maun, sipo, teak gibi ) Benim yıllardır kullandığım bir Douglas çamı kesme tahtam var. Ağacı seçerken yaş halkalarının, damarlarının aralarındaki mesafenin sık olmasına dikkat ediniz. Ne kadar sık olursa o kadar yavaş büyümüş, o kadar sert ve dayanıklı demektir.
2- Bu ahşapları kalas halinde olduğu gibi kullanabileceğiniz gibi, istediğiniz bir kalınlıkta doğrayıp dikine dizip ve sonra hepsini yanyana sıkarak, parçaların mesamatı ya da kafası üzerinde kesim yapılacak şekilde kesme tahtaları yapmak ve kullanmakta yaygındır. Yapmak için uğraşmak gerekir. Daha iyi veya daha profosyonel olmaz ama çok havalı durur :)
3- “Mineral oil …. ” başlıklı yazımda bahsettiğim üzere bu tür işleri yağlamak, korumak için en kolayı marketten bebek yağı alıp kullanabilirsiniz. İkea bu iş için özel bir yağ satıyor. İçeriği aşağı yukarı aynı.Eczaneden sıvı parafin deneyebilirsiniz.
4- Kesim yaptıkça aşınan yüzeyi, bıçak izleri kayboluncaya kadar 220 zımpara ile zımparalayıp tekrar yağlamak tek temizlik yöntemidir. Yağ kesim yaptığınız et ve sebze sıvılarının ve yıkadığınız zaman suyun, ahşap tarafından emilmesini önlemek içindir. Yağlar çok iyi su iticilerdir.
Tabii ki şunu da akılda tutmakta fayda var:
Eğer et, tavuk ve balık kesimi çok sık yapıyorsanız, hijyen açısından bunların hepsinin tahtalarının ayrı olması gerekiyor. Birbirlerini etkileyip bozuyorlar.
ilhan usta diyor ki:
01 Ocak 2014, 10:20
mrb. murat usta sizden bir ricam var ben tik masif panelı bulamadım ve kestane panel buldum ve tv. ünitesi yaptım bunu nasıl yağlı boyayabilirim bana yazabilirmiisniz
Murat USTA diyor ki:
05 Ocak 2014, 13:40
Merhaba İlhan Usta;
Fikrimi, zevkimi soracak olursanız kestaneye bayılırım, kestaneyi buşmuşken hiç teak diye hayıflanmam.
Cilasına, boyasına gelince aynı diğer sert ağaçlar gibi, bu yazıda ve diğerlerinde okuduğunuz gibi yağlarım. Ama önce görünmeyen arka yüzünde denemeler yaparak.
Kolay gelsin.
Burak Kılıç diyor ki:
07 Ocak 2014, 11:07
Merhabalar;
Bugün Bauhaus’ da 150 TL ye çalışma tezgahları gördüm. Ladin ve Kestane vardı sanırım. Bunlar mutfak tezgahı olarak kullanmak için uygun mudur? Uygunsa nasıl bir koruma yapılmalıdır?
Murat USTA diyor ki:
09 Ocak 2014, 10:45
Sn. Kılıç;
Uygundur. Ancak koruma vs. için müsaade ederseniz önümüzdeki hafta bir yazı yayınlayayım ki etraflıca anlatayım.
Kolay gelsin
Yüksel Baki diyor ki:
23 Ocak 2014, 22:23
Merhaba,
İç mekanda kullanacağım masif kestane ağaç masa tablasına tik yağı sürdüm. Bunun üzerine vernik sürebilir miyim? Hangi verniği tavsiye edersiniz? Nasıl uygulamalıyım?
Teşekkür ederim.
Murat USTA diyor ki:
25 Ocak 2014, 09:57
Sn. Baki;
Hangi tik yağı sürdü iseniz onun ile herhangi bir bot – yat verniğini veya herhangi bir sentetik verniği yarı yarıya karıştırıp bez topu ile ince katlar halinde kat aralarında 24 saat bekleyerek çekiniz. Doğrudan vernik, büyük ihtimal, yağ ile bağdaşmayabilir.
Gökhan diyor ki:
26 Ocak 2014, 21:44
İyi günler, koçtaştan almayı düşündüğüm masif raf plakalarıyla bir kitaplık yapmayı düşünüyorum ancak tahtaların rengi açık ben biraz daha koyu ve damarlarını daha belirgin hale getirmek istiyorum. bunu yağlayarak mı vernikleyerek mi yapabilirim? ve hangi yağ ve hangi vernik? teşekkürler…
Murat USTA diyor ki:
09 Şubat 2014, 15:18
Sn. Bal;
İkiside değil.
Önce ahşap renklendirici ile damarları ve genel rengi koyultmanız gerekiyor.
Bunun için hazır renklendiriciler veya su boyası kullanmalısınız. Ceviz, maun, meşe gibi ahşap renkleri zevkinize göre seçmelisiniz.
Yumuşak bez ile sürüp hemen arkasından temiz bez ile silmelisiniz. İstediğiniz koyuluğa erişinceye kadar tekrarlayınız.
Bu uygulama tamamen el becerisine dayandığı için mıhakkak ama muhakkak ayrı bir parçada veya rafların gözükmeyecek alt yüzlerinde acemiliği atmalısınız !
Tamamen kuruduktan sonra ister yağ ister vernik uygulayın hiç fark etmez.
Cenk diyor ki:
01 Şubat 2014, 14:25
Merhaba Murat Usta
Ahşabın doğal dokusunu kapatmayan, su bazlı boyalar gibi çabuk kuruyan bir boya arıyorum. Akrilik boyalar dokuyu çok kapatıyor, hemel ahşap boyalarının da tam kuruması için 48 saat beklemek gerek, tavsiyeniz var mıdır? teşekkürler
Murat USTA diyor ki:
09 Şubat 2014, 15:12
Sn. Cenk;
Ben Hickson Decor marka boyalar kullanıyorum. Hickson Decor Aqua Wood Stain. Yarı şeffaf. Yani damarları görmeye devam ediyorsunuz. Muhakkak havaya bağlı ama genelde günde 1 kat vurabiliyorum. Zaten 2 kat yeterli oluyor.
Örtücü tipide var. Alırken sorunuz, karışmasın :)
Bakınız:
http://www.hemel.com.tr/tr/urunler/default.aspx?lsn=1&KatID=1020201&UAd=Hickson-Decor-Plus-Hickson-Decor-Aqua
Kolay gelsin
Mehmet ÜLGER diyor ki:
21 Şubat 2014, 10:28
Son günlerde piyasada dış mekan oturma gruplarının Gürgen üretimlerini görüyoruz. Fiyat olarakta Okaliptus gruplarla aynı. Üreticiler 2 yada 3 yıl garanti veriyorlar ancak ben Gürgenin dış mekanda maruz kaldığı güneş be su sebebiyle çatlamasından endişe ediyorum. Sizce gürgen dış mekan oturma grupları için uygunmu? Gürgenin yerine alternatif olarak Okaliptus tercih edilebilirmi?
Murat USTA diyor ki:
22 Şubat 2014, 13:17
E olacağı buydu. Böylesine bir tüketime ne tik yeter ne akasya.
Gürgen, sağolsun, pek oynak bir arkadaştırç Onun için ancak tabla kenarlarında masifte ve koltuk – sandalye iskeletinde kullanılırdı.
Tablaların kenarlarında eninde sonunda çeker, büzülür, mutlaka belli ederdi kendini. Kenar bantlama tekniği ile hem gürgenden hem bu sorunlardan kurtulmuş olundu.
İskelet işlerinde ise çalıştığı, çektiği belli olmadığı için kullanılmaya devam edildi, ediliyor.
Dış mekanada kullanımı ise yeni duymaya başladık.
Bana sorarsanız uygun değildir, okaliptus çok daha açık farkla tercih edilecek bir ağaçtır.
Hatta çamdan yaparım ama gürgen olmaz. Kestane olur, meşe olur ama gürgen bence hiç olmaz.
Mehmet ÜLGER diyor ki:
22 Şubat 2014, 20:49
Bugün gürgenden yapılma dış mekan katlanır koltuk, masa ve bank için sipariş verdim ve bir miktarda kapora verdim. (Masa ve bank 200 TL katlanır koltuklar 110 TL)
Keşke mesajınızı daha önce görseydim ama nasip değilmiş. Aslında siparişimi iptal edebilirim. Şahsıma özel üretim yapmayacaklar sadece stoktan önümüzdeki hafta ürün çekecekler.
Gürgen/kayın gruplar ile ilgili olarak mağaza görevlisi bize ürünlerin özel su bazlı koruyucu boya ile üç kat boyandığını, herhangi bir sorun yaşamayacağımızı ve bir sorun olduğunda ürünü değiştirebileceğimizi söyledi. Teşhirdeki ürünler bir yıldan fazla mağazanın dışında dış etkenlere maruz kalmış ama sadece ufak çatlaklar mevcuttu. Mağaza görevlisi bununda gerekli bakımın yapılmadığından kaynaklanabileceğini söyledi.
Okaliptus gruplara başka bir yapı markette baktık , renk ve desen olarak gürgen/kayın dan daha güzel ancak bize sağlamlık olarak biraz zayıf geldi. Fiyatları da gürgen/kayın gruplarla aynı. Biraz kavak ağacını andırıyor
Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız? yani gürgen takımı mı yoksa okaliptus takımı mı alırdınız? Okaliptus ağacı gerçektende gürgen/kayına göre dahamı iyi?
Zaman ayırıp vereceğiniz cevap için şimdiden teşekkür ederim
Murat USTA diyor ki:
23 Şubat 2014, 22:31
Naci Bey merhaba;
Benim yerimde olsaydınız sorunuz çok zor bir soru.
Şimdi sizin için sesli düşünüyorum:
Konstrüksiyon yani yapı yani sağlamlık işi ayrı bir kriter ki bunu görmeden bilemem. Ama şunu biliyorum Baumax gibi yurt dışı bağlantılı zincirler bu konuda hassas davranıyorlar.
İkincisi ; gürgen ile elde edexeğiniz sağlamlığın aynısını yarısı kadar bir okaliptus parçası ile de elde edebilirsinzi. Ama bunu görmeden söyleyemem.
Üçüncüsü: Bauhaus da katlanır koltuklar 300 TL civarında gezer iken sizin 110 TL ye bulmanız ayrı bir soru işareti. Hani ucuz etin yahnisi yenmez diye bir laf var. Bende şahsen enayi durumuna düşmeyi hiç içime sindiremem hep düşeş mal ararım ama burada durum farklı gibi.
Dört: Burada sizin ne hissettiğiniz çok önemli. Hangisi gel beni al diyor, hangisi beni al senin başına bela olurum ama mutlu olursun diyor. Hissetmeye çalışın. Onlarında bir enerjisi var.
Beş: ağacın kötüsü yoktur. Hepsi ahşaptır. Hepsi çalışır, hepsi çatlar, hepsi renk atar, hepsi uğraştırır. Onun için kıymetlidir. O bir şey yapar siz önlemek için bir şey yaparsınız. Ama o başka bir numara çeker …… Böyle bir ömür geçer ve ahşap sevgisi böyledir. Ahşabın budağıda güzeldir, çatlağıda, yeterki sevgi ile bakımayı biliniz.
Yoksa hiç biri otururken kırılıp ayıp bir yerinize batmaz, yada yemek yerken kırılıp çorbayı üzerinize dökmez :)
Bakım şarttır. Elalemin en kötüsü dediği ahşap koltuğu her sene zımparalayıp, yağlayıp kışın üstünü örtüp öyle bir bakarsınız ki kimse inanamaz ve 300 yıl kullanırsınız. Boğazdaki yalılar 300 yaşında ve ne emprenye bilirler ne tik ne okaliptus.
Onun için, ben dahil, kim ne derse desin, kalbinizin sesini dinleyin ve hangisi sizi çağırıyorsa ona gidin.
Bakım yapmadan, yaz başı, yaz sonu zımparalamayıp yağlamadan, kışın üstünü örtmeden 50 yıl gidecek her hangi bir malzeme zaten yok. Plastikler bile ahşaptan daha kısa ömürlüdür.
Gözünüze hangisi hoş geldi ise sizin takımınız odur ve onunla mutlu olmanızı diliyorum.
Zaten kaporanızı vermişsiniz.
İstemeye istemeye verdi iseniz, içinize sinmedi ise hemen çamura yatınız hatta kaporayı yakınız.
Bu tür eşyaları alış nedenimiz mutlu olmaktır. Sizi mutlu etmedi, tatmin etmedi ise hemen vaz geçiniz.
Yok, şekil şemal içinize sindi ama okuduklarınız midenizi bulandırdı ise, okuduklarınızı unutunuz. O takım size gelmiştir, kıymetini biliniz, gerekli bakımı yapıp beraber mutlu olmanın yollarını bulunuz. Bazı aşk ömür törpüsüdür. Buda işin öbür tarafıdır. Yeterki sevmeyi biliniz.
Evet;
Ahşap işi biraz duygusal hatta bayağı duygusal bir iştir.
Bir çok duygusal iş gibi kesin formülleri yoktur.
Ben olsam; alternatiflerin, yani gürgen parçalar ve okaliptus ( Baumax ) karşısına geçip ne hissettiğimi hissetmeye çalışırdım.
İnanıyorum ki doğru kararı vereceksiniz.
Hangisi olur ise olsun o masa, koltuklar ve bank ve sevdikleriniz ile mutlu, neşeli, keyifli günler, akşamlar, yıllar diliyorum.
Yanlış anlaşılma için tekrar özür dilerim.
Umarım faydam olmuştur.
Selamlar, saygılar.
Murat Talu
Gülay diyor ki:
02 Mart 2014, 00:27
Merhaba
Geçenlerde ahşap bir duvar panosu satın aldım. Çam kerestelerden birleştirilmiş, (çam olduğu söylendi) bir zemin üzerine akrilik boya ile bir resim var..Açıkçası çok emek verildiği belli ama gerçekten çam mı yoksa başka bir ağaç mi bunu bilme şansım yok..Çam ise bakımını nasıl yapmalıyım..Açıkçası ürün evime teslim edildiğinde üzerindeki yağ belli oluyordu, (yani parlaktı) bana zeytin yağı olduğu söylenmiştiç Hatta yılda bir kez zeytin yağı ile bakımını yaparsam asırlık olduğu bile söylendi..Ürünü alalı bir hafta oldu ama sanki üzerindeki yağ biraz gitti ve sanki kuru bir görüntüsü var gibi..Acaba endişelenmeli miyim, bir öneriniz var mı, teşekkürler
Murat USTA diyor ki:
02 Mart 2014, 22:48
Öncelikle end,şelenmeyin, kaygılanmayın,panik yapmayın :)
Zeytin yağı, ayçiçek yağı fark etmez, benim fikrim yılda bir değilde altı ayda bir yağlamanızda fayda var.
Kuru görüntü son derece normal. Büyük ihtimal kaloriferli bir evde yaşıyorsunuz ve kaloriferler hala yanıyor. En azından geceleri. Zavallım rutubetli bir ortamdan bir anda kendini kupkuru bir ortamda buluverdi. Satıcının, satılsın diye allayıp pullaması cabası.
Bırakın biraz bakalım yeni evine alışsın. Hem siz hem o. Büyük ihtimal ultra modern bir resim değildir. Ahşap üzerine olduğuna göre böyle tahmin ediyorum. Ahşap üzerine yapıldı ise, yapan sanatrkar zaman içerisinde ahşabın ne hale geleceğini tahmin etmiştir. En doğal halide o olacaktır.
Pano size gelmiş. Keyfini çıkarın. Elbette ilk günkü gibi kalmayacaktır. Hangimiz kalıyoruz ki. Yeterki şans getirisn, yolu açık olsun, uzun yıllar huzurla beraber olun. Varsın cildinde bir iki kırışıklık, bir iki çatlak olsun.
Kendinize iyi bakınız.
Ruhan DÖNMEZ diyor ki:
03 Mart 2014, 22:37
Merhaba;
Öncelikle bunca soruyu sabırla yanıtladığınız için sizi kutluyor ve teşekkür ediyorum.
Benim sorum epeyce önceden sorulmuş, ama sizin sorularınıza yenıt gelmemiş, doyurucu yanıtı da verilememiş.
Kendimce dış mekan mobilyası yapıyorum ve bir mütevazi teknem var, güverteyi tik veua iroko döşemek istiyorum. Ahşap malzeme koruma istiyor. Her ne kadar ticari ürünler olsa da, güvenmek güç. Bir de maliyet var.
Böyle koruyucu yağların terebentin, bezir yağı, parafin, balmumu, tung yağı gibi bileşenlerinin olduğunu biliyorum. Ama nihai bileşim muamma?!
Sağlıklı bir bileşim için formül nedir?
Teşekkür ederim..
Murat USTA diyor ki:
04 Mart 2014, 23:56
Merhaba;
Nihai birleşim, sağlıklı birleşim formülü, hem ucuz hem sihirli bir formül ne yazık ki yine vermeyeceğim.
Birincisi; Firmaların hiç birisi formüllerini vermezler, verseler bile tutturamazsınız çünkü kullandıkları makinelerin, ekipmanın, çevre şartlarının aynısını sağlayamazsınız.
İkincisi; Firmaların birçok malzemeyi satın aldıkları miktarlarda siz alamıyacağınız için özel üretim yaptıramazsınız, hatta malzemeyi hiç bulamayabilirsiniz. Dolaysı ile aynı neticeyi elde edemezsiniz.
Üçüncüsü; Firmaların ürettikleri ve pazara sundukları malzemelerin doğru, yararlı ve uygun olduğunu bilen hiç kimse yoktur. Hiç birisi 200 yıllık bir deneyimden geçmemiştir. Saf yağlar hariç.
Bu nedenler ile, her nekadar, internette kısa bir araştırma ile bir çok formüle ulaşmak mümkün ise de, ben kimseyi yönlendirmiş, etkilemiş olmamak için bir formül paylaşmış değilim. Haklısınız.
Ancak yazıların tamamı okunduğunda şu neticeyi çıkarabilirsiniz:
İşin esası, temeli, yağlardır. Yani sentetik olmayan, tabii bitkisel yağlardır.
Bunların ağ babası tung yağıdır ki bulmak her geçen gün daha zor hale gelmektedir.
Sonra bankrai yağı gelir ki BauHaus getiriyordu, o da bıraktı.
Sonra keten yağı gelir. Çok pahalı ancak elektro gitarlarda ve benzer ufak parçalarda kullanabiliyorsunuz.
Bu sıralama ile gideriz ve zeytinyağı, sonra ayçiçek yağı sonra soya yağı gelir. ( Hangisi önce hangisi sonradır tartışması ayrı ve çetrefilli bir konu olup bu yazının konusu değildir )
Teak yağı, Fransız cilası, Danimarka yağı vs. hepsi bunların çoğaltılması için icad edilmiş formüllerdir. Çünkü asıl tabii yağlar pahalıdır. Endüstri bunları çoğaltıp, talebi karşılayıp, daha çok kazanmak zorundadır.
Terebentin ki o da gitgide zor bulunur oldu, kaynamış terebentin, bezir yağları basit endüstriyel işlemlerden sonra elde edilir idi. Pahalı yağı çoğaltmak, uygulamasını kolaylaştırmanın yolu inceltmektir ve bunlarda bu işe yarar. Yani bir çeşit tiner görevi görürler.
Ahşabın mesamatını kolay doldursun diye de parafini, balmumunu katabilirsiniz.
Örneğin Türkiyede boya sanayiinde kıvam arttırıcı olarak kullanılan kalsit miktarı, ekmek sanayiinde kullanılan kalsit miktarının gerisinde kalmıştır. Çünkü ekmek kilo ile satılır ve bir kayanın tozu olan kalsit undan ağırdır.
Gördüğünüz üzere neyin doğru olduğu adamına göre değişir. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Kaynaklar gitgide azaldıkça, talep çoğaldıkça türlü formüllerle, mesela daha az tung yağı ile daha çok teak yağı üretmek zorundalar.
Eğer, seri dış mekan mobilyası yapan bir fabrika müdürü olsa idiniz sorularınız bambaşka olacak idi. Sorunlarınız da.
Şimdi, size özel bir birleşim söz konusu ise;
Bulabiliyorsanız hiç karıştırmadan olduğu gibi tung. Bulamadınız bankrai, bulamadınız keten yağı kullanın. Ama fiyatlara bakınca doğrusu buymuş ama bu ne para deyip bana kızmayın.
Bir kutu teak yağı ile, aynı miktarda iyi bir zeytinyağı fiyatını karşılaştırın. Ben olsam zeytinyağını tercih eder güvertemi onun ile yağlardım.
Esas amaç şudur: Basitçe anlatmaya çalışayım.
Yağların hepsi su iticidir. Su ahşabın içerisine girer ise, ahşabın öz suyunu deriştirerek dışarıya atılmasını sağlar. Kurudu dediğimiz budur. Ahşap fazla ve hızlı kuruduğu zaman ise gerilmeler neticesinde çatlar. Çatlaklara daha çok su ve bakteri vs. girer ve ömrü hızla kısalır. Yağlar ise ahşaba su girişini engeller, kurutmaz, besler.
Tren yollarındaki traverslerin bütün koruyucusu, lokomotifden damlayan makine yağlarıdır. İşe buradan bakınız.
Bir örnekte şudur:
Yemek yapmak için olmadık tencereler, aletler, malzemeler alırız. Ama annelerimiz tek bir tencere ile 20 çeşit yemeği müthiş lezzetli yapmayı bilirdi. Biz işin esasını yani katılacak tuz miktarını öğrenmeyi bıraktık ne marka krema, ne kadar zencefil katmaya takıldık. Yemeklerde aynı lezzet yok çünkü arayışımız başka yerde, esas meseleyi es geçtik.
Gördünüz mü nihai birleşim yine muamma. Çünkü bence bir birleşim aramak yerine temele dönmeliyiz. Paranız hangisine yetiyor ise o yağı alıp hiç karıştırmadan kullanmanız benim için en doğrusudur.
Uygulama yaptığınız ortamdaki şartlar nasıl uygulama yapacağınızı belirler. Endüstriyel ürünler bu meleke ihtiyacını minimuma indirmek üzere tasarlanmıştır. Dolaysı ile saf yağı, başarılı uygulamak annelerimizin, ninelerimizin yemeklerine benzer. Herbirinin formülü kendine hastır çok özgündür. Sizde zamanla deneye deneye, günde üç öğün yağ çeke çeke, artık göz kararı oranları ezbere karıştıra karıştıra kendi özgün formülünüze ulaşabilirsiniz. O zaman da işte tadından yenmez be usta !
Kolay gelsin.
onur v diyor ki:
14 Mart 2014, 19:16
Merhaba
ben bu tung yağını ehırdavat.com dan aldım fakat yağladığım şeylerde çok kötü bir koku kalıyor ve 10-15 gün geçmiş olmasına rağmen bu itici koku halen mevcut bununla ilgili yardım ve yönlendirme rica edeceğim. Bu arada site çok faydalı gercekten emeğinize sağlık
Murat USTA diyor ki:
15 Mart 2014, 23:08
Tung yağının berbat bir kokusu ve bu kokunun uygulamadan sonra bir süre devam etmesi normal. Ancak 10 -15 gün fazla. Umarım doğru uygulamışsınızdır. Bu konuda birazdan bir yazı yazacağım. Kolay gelsin.
Mehmet Soysal diyor ki:
08 Nisan 2014, 14:37
Murat Ustam, balkonumdaki iroko deck kaplaması koruyucu olarak teak yağı mı kullanıyım yoksa vernikli bir ürün mü? Daha önceki rınızda Marshall Woodart önermiştiniz, doğrumudur, veya Hemel marka mı daha iyi olur. Öncesinde zımpara yapmalı mıyım? Kaç no ile yapılması gerekir? Çok teşekkürler.
Murat USTA diyor ki:
08 Nisan 2014, 23:10
1- Teak yağı uygulanan yüzeylerde ayak ile basılan alanlardaki yağ, diğer alanlara göre çok daha çabuk, adımlarınız ile alınıyor ve hemen renk farkı oluşuyor. Kural olarakta deck yada zemin kaplamaları teak yağı için uygun değildir, tekneler hariç ki buralara ayakkabı ile girilmesi yasaktır. Özel deck ayakkabıları var ama bunlar ile hem tekneye hem rıhtıma çıkılmaz sadece tekne içinde kullanılır. Lafın kısası yağ olmaz. Çok uğraşırsınız.
2-Vernik keza katiyen olmaz. WoodArt örtücü bir boyadır yürüdüğünüz yerlerde hemen aşınacaktır.
3- İşin doğrusu Hemel Deck Stain. Sadece bu iş için yapılmış bir ürün. Hemel web sayfasından inceleyebilirsiniz.
4- Öncesinde 220 numara zımpara ile pürüz kırmanız faydalı olacaktır en azından kıymıkları köreltmiş olursunuz. Nasıl uygulayacağınız web sayfasında muhtemelen yazıyordur. Sıkışırsanız Hemel ‘i arayınız yardımcı olacaklardır.
Mehmet Soysal diyor ki:
11 Nisan 2014, 21:42
Murat ustam. Cevabınız için çok teşekkür ederim. Hemel deck staini bauhausta inceledim ve boya içeriyor. Ben doğal bir görüntü olsun, boya içermesin, parlak görünsün ve su tutmasın istiyorum. Beni tatmin edebilecek bir ürün var mı bildiğiniz?
Murat USTA diyor ki:
23 Nisan 2014, 14:13
Bu durumda teak yağı vernikten daha çok daha akıllı bir seçim olacaktır !
Faruk Aras diyor ki:
13 Nisan 2014, 11:09
Gunaydin , Efendim
Bag evimin cam yer dosemesine ahsap yagi bulamiyorum. Sizden ogrendigim gibi teak yagini onermediginize gore yurt icinde ne onerebilirsiniz.
Yurt disinda sebze yaglarindan hazirlanmis WOOD FLOOR OIL var.
Selamlar
Cok tesekkur ediyorum
Murat USTA diyor ki:
23 Nisan 2014, 13:44
Merhaba Efendim;
Üst yüzey bölümünde “Parke Yağı” başlıklı yazıda sanırım cevabını bulabilirsiniz.
Murat USTA diyor ki:
23 Nisan 2014, 14:14
Üst yüzey bölümünde “Parke Yağı” başlıklı yazıda sanırım cavabı bulacaksınız.
onur Karaaslan diyor ki:
18 Nisan 2014, 09:07
Murat Bey Merhaba,
Öncelikle bu kadar detaylı bir bilgi kaynağı yarattığınız için size teşekkür etmek isterim. Bizim gibi amatörler için çok faydalı bir rehber.
Çocuklarım için ahşap bir aktivite masası yapmayı planlıyorum. Bunun için masif panelleri kullanmayı düşünüyorum. Hatta ekonomik olması açısından ladin 120×350 bir panel işi görür diye düşündüm. Ancak iki konuda size danışmak istedim. Birincisi, bu malzeme bu iş için uygun olur mu ? İkincisi ise ahşabın doğallığını bozmayacak şekilde nasıl bir cila/yağ kullanmalıyım? Malum, çocuklar kullanacağı için hem su dökülmesi vb durumlar için koruyucu olsun hem de parlak bir vernik havası vermeyen bir malzeme olsun istiyorum. Teak yağı vb bir yağ işimi görür mü?
yardımlarınız için teşekkürler
Onur Karaaslan
Murat USTA diyor ki:
23 Nisan 2014, 14:04
Sn. Karaaslan merhaba;
1- Bu malzeme benim çok uzun yıllardır çalışma masası olarak kullandığım malzemedir. Şu noktalara dikkatinizi çekmekte fayda vardır sanıyorum:
a- Ladin nispeten yumuşaktır, kolay ezilir, çizilir, ezilir. Hatta tırnakla bile ezilir. Eğer bu masa üzerinde örneğin maket yapacaklar ise kesme, biçme, çizme işlerinde ayrıca bu işler için satılan plastik bir altlık kullanmalarında fayda vardır. Gerçi zaman içerisinde bu ezikler ve çizikler hoş bir görünüm de vermiyor değil yani.
b- Kedi gibi masa üzerine çıkan evcil hayvanınız var ise, üzerinden tüyleri toplamanız zor olavaktır. Çünkü tam dolgu bir cila yapmayı düşünmüyoruz.
c- Masaya mengene gibi sıkıştırılarak monte edilen akrobat lamba veya kalemtraş makinesi gibi aksesuarları bağlarken, mengene ayaklarının hem altına hem üstüne ezilmeyi önleyeceğine inandığınız ladinden daha sert bir ahşap veya plastik veya karton parçası koyup ondan sonra sıkınız.
d- Alışkanlık yapıp başka masa yüzeyini bir türlü beğenmeyeceklerdir :)
2- Teak yağı son derece uygundur. Aman acele etmeden, ince katlar halinde, her kat arasında 24 saat bekleyerek uygulayınız. Eğer çocuklar boya döker, kalem çizgileri olur ise, zımparalayarak lekeleri çıkarmak, sonra tekrar yağlayarak tamir etmek kolay olacaktır. Yine de boya, mürekkep veya başka sıvılar döküldüğünde, çabucak silerek ahşabın emişini en aza indirmek gerekecektir. Bunun için mutfaklarda kullanılan, dikine duran bir kağıt havlu dispanseri bulundurmakta fayda vardır ki ben böyle yapıyorum. Senede bir kez yağlama işlemini tekrarlamanızda fayda vardır. Ben kullanmakta olduğum masayı hiç yağlamamıştım ve şimdi 14. seneye girdik ama çocuklar olunca işi sıkı tutmakta fayda var.
Kolay gelsin.
Murat USTA diyor ki:
23 Nisan 2014, 14:27
Sn. Karaaslan;
İltifatlarınız için teşekkür ederim.
1- Bu malzeme bu iş için son derece uygundur. Ben şu anda 14 yaşında, hiç yağlanmamış, cilalanmamış ladin bir panel üzerinde yazıyorum. Ancak;
a- Ladin nispeten yumuşak olduğundan çok kolay ezilir, çizilir, kesilir. Eğer çocuklar üzerinde örnein maket gibi, kesme, çizme işleri içeren faaliyetkerde bulunacaklar ise çalışırken bu iş için yapılmış plastik altlıklardan kullanmalarında fayda vardır.
b- Boya, mürekkep ve diğer sıvıların ahşap tarafından emilmesine acil müdahele için, mutfaklar için yapılmış, dikine kağıt havlu takılan dispanserlerden kolay ulaşılır mesafede bulundurmakta fayda vardır.
c- Tam dolgulu bir vernik işlemi dşünmediğinize göre masa üzerine çıkması muhtemel kedi gibi evcil hayvanınız var ise masa üzerinde tüylerinin bolca buşunacağını kabüllenmelisiniz.
d- Çocuklarda alışkanlık yapıp bundan sonra hep ladin masa tablası isteyeceklerini kabullenmelisiniz :)
2- Teak yağı bu iş için uygundur. Hemde tamiri kolaydır. Boya kalem lekelerinde zımpara ile lekeyi alıp tekrar yağlarsınız. Aman dikkat : teak yağı uygular iken acele etmeden, ince katlar halinde ve her kat arasında 24 saat bekleyerek uygulayınız. İpek mat dediğimiz hoş bir matlık alde edeceksiniz.
Kolay gelsin
Adnan Boyacı diyor ki:
23 Nisan 2014, 11:54
Merhaba,
Sitenizi görünce çok mutlu oldum. Zira sıkıştırılmış 3 cm kalınlığındaki plakalardan bir mutfak tezgahı yapmaya giriştik. Ancak boyası koruması ve verniği konusunda herkes başka bir fikir veriyor. Yardımcı olabilirseniz sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim
Murat USTA diyor ki:
23 Nisan 2014, 14:50
Sn. Boyacı;
Anlaşılan zor çözümleri seviyorsunuz.
Ahşap tezgah kullanılmış mutfak fotoğraflarına baktığınız zaman, çoğunda, ahşabın hazırlık ve yıkama ve pişirme bölümlerinde kullanılmadığını göreceksiniz.
Zira ahşabın ısıya, kesilmeye, çizilmeye, sabunlu suya dayanıksız oluşu ve kolay yağ emecek olması, mutfak tezgahlarında ( çok rustik talepler dışında ) kullanımını çok kısıtlamaktadır.
Çok sıcak tencere tabanına yapışmadan, kararmadan dayanabilecek, yüksek ısıya dayanıklı çok profosyonel vernikler olsada bunları bulmak ve zor olan uygulamasını yapmak, yaptırmak bu seçeneği unutturmaktadır. Bende çok denedim ama hep başarısız oldu, yapış yapış bir tezgah elde ettik.
Yağlamak, verniklere karşısında daha dayanıklı görülsede özellikle hanımlar bu uygulamaya şiddetle karşılar ve hemen hijyen konusunu öne atıyorlar. Temizliği, bakımı zor oluyor tabii ki.
Bence; ocağın 30 cm sağ ve solunu, evye etrafını uygun bir mermer veya seramik yapıp, ayrıca kesim işeri için 60cm eninde bir bölümü daha mermer veya seramik yapıp kalan alanları ahşap yapmanızda fayda var. Bu durumda yağlamak, hatta ayda bir yağlamak akıllıca olacaktır.
Bu sayede, renk ve çizgiler ile, tasarım aşamasında çok hoş karışımlar elde edebilirsiniz.
Aslına bakarsanız mermer tezgahlarda ayda bir yağlanmalıdır.
Eğer çok rustik bir mutfak yapıyorsanız hiç bir işlem uygulamaz ve işi zamana bırakırsınız. Zaman içerisinde, koyulaşacak, parlayacak, emecek,çizilecek, ezilecek ve şahaser bir rustik görünüm zaten kendi kendine ortaya çıkacakdır. Ancak modern çizgilere, renklere sahip bir mutfak yapıyor iseniz masif ahşap sıkıntı çıkaracaktır. Bu durumda laminat kaplanmış, ” ahşap görünümlü ” tezgahkara geçebilirsiniz.
Adnan Boyaci diyor ki:
01 Mayıs 2014, 09:07
Murat Usta
ilgi ve yardımlarınız için teşekkür ederim.
eser diyor ki:
26 Nisan 2014, 13:57
Merhaba
Tik ağacından bir kesim tahtası aldım. Harika bir görüntüsü var. Belli ki incelikle zımparalanmış yağlanmış vs..Gerçekten estetik güzel hoş..Fakat kesim tahtasının arka tarafında küçük küçük bir kaç adet delik var..Bunlar ne olabilir herhangi bir zararı var mıdır? Teşekkür ederim
Murat USTA diyor ki:
28 Nisan 2014, 22:43
Merhaba;
Herhangi bir zararı yoktur. Deliklerin sebebi çok çeşitli olabilir ama sorun yaratacak bir nedeni olduğunu sanmıyorum.
Doğal olarak, bu çeşit parçalar keresteden doğranmıyor. Ağacın kereste olarak para etmeyen kısımları, son damlasına kadar, aklınıza gelebilecek en olmadık amaçlar için ahşap malzeme üretiminde kullanılıyor. BU sayede belkide kereste kısmından daha çok gelir elde ediyorlar.
Eğer kurt deliği diye evhamlanıyorsanız ilk soğan – sarımsak doğramanızdan sonra haşere falan kalmayacaktır merak atmeyiniz :)
Aman kesme tahtasında kesim yaparken parmaklarınıza çok dikkat ediniz !( Eşim elini çok sık keser )
Kolay gelsin.
Haluk Aktaş diyor ki:
26 Nisan 2014, 21:25
İyi Günler,
Ceviz ağacından bir masa yaptırdım.
Dış mekanda kullanılacak masaya usta normalde vernik atmayı düşünüyordu.
Hem doğal görünüşünü kaybeder hem de parlak görüntüsünü sevmediğimden istemedim.
Hemel in su bazlı sayerlack ından bahsettiler.
Evdeki teak masa için her sene bakımını yapıp yağlıyorum.
Ceviz e de aynısını uygulasam nasıl olur? Doğal görüntüsü için iyi olacağını düşünüyorum ama koruma için de yeterli olacak mıdır?
Teak masalar için başka yağlarda kullanılabilir mi?
Murat USTA diyor ki:
28 Nisan 2014, 22:48
Sn. Aktaş;
İyi etmişsiniz.
Ceviz içinde teak için yaptığınız işlemin aynısını yapabilirsiniz. Koruma içinde yeterlidir.
Her türlü sert ağaç için sadece teak yağı değil, tung yağı, bankrai yağı, keten yağı da kullanabilirsiniz. Hatta zeytinyağı, ayçiçek yağı. Hiç fark etmez. Tung yağı suya ve diğer dış etkenlere karşı koruma gücü ile bu sıralamada hep en tepede kalmıştır.
Teak yağı aslında bir karışımdır. İyisi zaten tung yağı ihtiva eder. Şimdilerde sentetik karışımları kullanıyoruz.
Sayerlack adı üztünde Lack yani lake türü olup isteğinize uygun değildir.
Ahşaba konsantre olmuş bir firma olarak Hemel güvenilir bir markadır.
Kolay gelsin.
Haluk Aktaş diyor ki:
30 Nisan 2014, 11:16
Zamanınızı ayırıp dığınız için teşekkür ederim,
İyi Çalışmalar.
TURAN KEMENT diyor ki:
28 Nisan 2014, 22:30
Murat Bey,
Nasılsınız? İyi olmanızı temenni ederim. 2009 İntermob Tüyap Fuar da tanışmıştık.Görüşmek isterim.
Murat USTA diyor ki:
28 Nisan 2014, 22:49
Turan Bey merhaba;
ymtalu@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.
Selamlar, hürmetler.
Basak diyor ki:
20 Mayıs 2014, 14:38
Murat Bey merhaba,
Ahşap masa satın almayı düşünüyorum internette araştırırken sizin yorumlarınıza denk geldim. Almak istediğim masa, tamamen doğal görünümlü, boya olmayan, mümkünse tek parça olmazsa 2-3 parçadan oluşan 230×100 ebatlarında bir masa. Ancak, her ne kadar boya olmasın istesem de masanın su, yağ vb gibi lekeleri de tutmasını istemiyorum. Ceviz renginden pek hoşlanmıyorum, sanırım meşe istediğim renge en yakını. Dolaştığımız ahşap mobilya üreticilerinde ceviz, meşe, dişbudak, ladin, kestane, karağaca denk geldik. Sizce en uygunu hangisidir? Bu ağaçların zamanla çatlayacağı, kırılacağı doğru mu? Bir de üreticiye gidip ağacı seçip masayı yaptırmak mantıklı mı? Yoksa bilinen bir mobilyacıdan almak (iki katı fiyatında) daha mı akıllıca olur? Şimdiden çok teşekkürler.
Başak
Murat USTA diyor ki:
21 Mayıs 2014, 00:13
Merhaba, Sn. Başak;
A- Alacağınız masayı dış mekanda kullanacağınız dolayısı ile masif olacağı varsayımı ile şunları düşünebiliriz:
1- Masif ceviz, meşe, dişbudak, kestane masa yapan ustalara ulaşabildiyseniz ne mutlu size.
2- Ladin çok yumuşaktır, çabucak ezilir, çizilir vs. vs. masa için geçiniz !
3- Karaağç muhtemelen ” Larex ” dediğimiz ağaçtır, pek gevrektir, vs. Geçiniz.
4- Gerçek masif ceviz masa yaptığını söyleyen kim ise biraz şüpheyle yaklaşmanız, fiyatı duyunca tansiyon ve şekerinizin düşmemesine dikkat etmeniz, s,nirlerinize hakim olmanız gerekir.
5- Meşe benzer etkiler yapabilirse de yinede akla daha yakındır.
6- Dişbudak zor bir ağaçtır. Masif dişbudak masa yapacak birisi var ise tanışmak isterim doğrusu.
7- Kestane bu toprakların ağacıdır, karakteristik özellikleri meşe ye pek yakındır, şahsen ben pek severim. Meşeye nazaran daha da ucuzdur.
8- Fiyatları yazmadığınız için mukayese etmekte zorlanıyorum ama, meşe, renk, desen ve yapı olarak beni oldum olası çok çekmiştir. Hele biraz eskiyip, patine aldığı zaman seyrine doyum olmaz. Meşenin çok tipi vardır ki bunlardan en hakir görüleni ” sidikli meşe ” dediğimiz tipidir. Ben onu bile pek çok severim. Meşe çok güzel renklendirme kabul eder. İstediğiniz efekti verebilirsiniz. Yani benim tercihim, eğer cidden masif meşe masa yapan var ise, meşe olacaktır.
9- Ağacı seçip masa yı üreticiye yaptırmak, Kıbrıs’a gidip kumar oynamak gibi bir şeydir, eğer kumarhane sahibini çok iyi tanımıyor iseniz. Bırakın iki, üç katı fiyat bile bazı durumlarda çok daha akıllıca olacaktır.
10- Dış mekan için masif ahşap masa peşinde iseniz, bunlar çok tabii olarak zamanla çatlayıp yarılabilir ve bu durum onların güzelliğine güzellik katar, hiç dert etmeyin.
B- Alacağınız masayı iç mekanda kullanacak iseniz:
1- Ahşap türü tamamen zevkinize bağlıdır, hangisini seçerseniz seçin teknik olarak mahsuru yoktur. Üzerindeki vernik, suya ve dökülen yağlara karşı zatn koruyucu olarak iş görecektir. Evinizin genel havasına, dokusuna, atmosferine göre bir ağaç ve o ağacın rengini seçiniz.
2- İç mekan için bulacağınız ahşap masalar endüstriyel olarak üretilmiş bir panel ( MDF, HDF gibi ) üzerine sıkılmış ahşap kaplama ile oluşturulmuş olacağından bunlarda çatlama, yarılma görmeniz çok zor bir ihtimal olacaktır.
3- Bu durumda da yine ben olsam gider hazır, bitmişini gördüğün, ertesi gün evimde olacak bir mobilyacıdan alırdım. Bu kadar işin içinde olmama rağmen bir maceraya kalkışmaz idim, kalkışmıyorum, kalkışmam. Hiç bir ustaya kefil olmam. Adam çok iyidir, tam benim işimde karısı ile sorunları çıkar, kafası oralardadır, benim iş berbat olur. Çünkü bu insanlar sanatçıdır, duygusal insanlardır ve çoğu zaman parasal sorunları vardır. Çünkü usta adam, sanatçı adam tüccarlığı bilmez, hep bir para sıkıntısı olur. Bu da bana denk gelir ise işim kötü olur diye korkarım. Bilmem anlatabiliyormuyum. İki misli verebiliyorsanız, iki misli verin, ertesi gün evinizde olsun. Tek istisna; üreticiyi çok iyi tanıyor olmanızdır. İşini, terbiyesini, sanatını, kültür düzeyini, iş ahlakını çok iyi bailiyor iseniz tabii ki o zaman gidipte iki misli vermenin alemi yoktur.
Kolay gelsin.
Basak diyor ki:
23 Mayıs 2014, 10:46
Murat Bey,
Cevabınız için çok teşekkür ederim. Açıkçası tamamen doğal bir görüntü istediğim için masif üzeri kaplama olmasın diye biraz ısrarcı davranıyorum. Buna en uygun ürünleri genelde Mudo’da gördüm. Orada da beğendiğimiz masalar 4.000-6.000 TL arasında. Ancak, çalışanlar genellikle bu masaların üzerine su bile dökülse leke kalır diyor. Bu arada masayı iç mekanda kullanacağız. Üreticilerin verdiği fiyatlar da genelde ağacına ve üreticiye göre değişiyor. 2.000 – 4. 500 TL arası fiyat aldık. 230×100 boyutlarında meşe masa için 2.500 TL civarında fiyat çıkardılar.
İyi günler,
Basak diyor ki:
23 Mayıs 2014, 10:45
Murat Bey,
Cevabınız için çok teşekkür ederim. Açıkçası tamamen doğal bir görüntü istediğim için masif üzeri kaplama olmasın diye biraz ısrarcı davranıyorum. Buna en uygun ürünleri genelde Mudo’da gördüm. Orada da beğendiğimiz masalar 4.000-6.000 TL arasında. Ancak, çalışanlar genellikle bu masaların üzerine su bile dökülse leke kalır diyor. Bu arada masayı iç mekanda kullanacağız. Üreticilerin verdiği fiyatlar da genelde ağacına ve üreticiye göre değişiyor. 2.000 – 4. 500 TL arası fiyat aldık. 230×100 boyutlarında meşe masa için 2.500 TL civarında fiyat çıkardılar.
İyi günler,
nergül diyor ki:
23 Mayıs 2014, 22:18
merhaba,
zeytin dalından peynir tabağı ve bardak altlıkları yapmak istiyorum, kestirdikten sonra zımpara mı yapmma gerek veya neyle yağlamam gerek?
lütfen yardımcı olur musunuz?
önceden teşekkür ederim.
Murat USTA diyor ki:
25 Mayıs 2014, 14:04
Merhaba;
Evet, zımpara yapmalısınız.
Eğer kaba kesim ise, önce 180 sonra 220 veya 230 numara ile. Zaten temiz kesilmiş ise sadece 220 veya 230 ile zımparalayınız.
Ben olsam zeytinyağı ile yağlardım. İnce bir kat çekip ertesi sabah emilmemiş olanları kağıt havlu ile alırdım.
Yakınlarda Ikea var ise, mutfak bölümünde kesme tahtaları için satılan yağdan kullanabilirsiniz.
Veya bebek yağı kullanabilirsiniz. İlgili yazı “Üst Yüzey” bölümünde: “Mineral Oil Bebek yağı olmasın ?”
Aslında hiç yağlamasanız bile olur. Zeytin ağacı tabii hali ile bütün o kullanımların altından kalkacaktır. İyi bir zımpara bence yeterlidir.
Kolay gelsin.
nergül diyor ki:
25 Mayıs 2014, 02:13
Murat bey,
lütfen yardımcı olur musunuz…………….?
teşekkür ederim.
Murat USTA diyor ki:
25 Mayıs 2014, 14:05
Kusura bakmayın, seyehat halinde idim ancak bugün yabildim :(
Yiğit ALİ diyor ki:
10 Haziran 2014, 11:34
Murat Bey Merhaba,
Birkaç mobilyamı kendim tasarlayıp yapmak istiyorum. Çok sade tasarımlardan hoşlanıyorum. Örneğin şuna http://www.mudo.com.tr/sehpalar/tik-kahve-sehpasi_776_11294 benzer görünümlü. Fakat konu ile ilgili hiçbir bilgim yok bu yüzden verebileceğiniz tüm öğütlere ihitiyacım var. Bu tarz ahşap materyalleri nerelerden temin etmek mantıklı? Temin ederken önemli hususlar neler? Bir ustaya kestirip montalattırmak istiyorum ama bu tarz ahşaplara zımpara yetermi yoksa cila vb. gerekecek mi? En azından bana ön bilgi olması anlamında yardımcı olursanız sevinirim. İyi çalışmalar.
Murat USTA diyor ki:
22 Haziran 2014, 00:01
Sn. Ali merhaba;
Sorularınızı bırakın bir seferde bir kaç kitapta bile mak zor. Ama kısaca şunları diyebiliriz:
Amatörler için en doğru malzeme tedariki sizinde dediğiniz gibi bir ustaya kestirmek olacaktır. Her işi kendim yapayım derseniz ciddi makine parkına ihtiyacınız olacaktır. Yok ben elektirk kullanmadan her işi el aletleri ile yapacağım derseniz bu sefer meleke, tecrube vs. vs. işe karışıyor.
Bir ustaya hazırlatacağınız parçaları monte etmek başlangıç için çok çok daha mantıklı. Usta parçaları zımparalanmış halde de teslim edebilir.
Cila, ahşaba zarar verecek su gibi dış etkilerden korumak için kullanılıyor. Şart değil. Tamamen doğal olsun deyip hiç cila kullanılmayan akımlar var. Bu yoluda seçebilirsiniz. Su dökülürse leke kalır. Bana sorarsanız hiç bir mhsuruda yoktur. Cila yapmasınızda bir elli yıl dayanacaktır zaten.
Tavsiye isterseniz şöyle olacaktır. Bir yerden başlayın. Hatalar olacaktır yılmayın. Kazık yediğiniz zamanlar olacaktır. Vazgeçmeyin. En büyük hata düşünüp yapmamak olacaktır. Hepimiz yapa yapa öğrandik.
Kolay gelsin.
emine diyor ki:
22 Haziran 2014, 19:54
Merhabalar.
Ikeadan masif bir masa aldik. Bahcede kullanacagiz ama üstü kapali bir alan.
Korumasi olsun diye ustune ne surmeliyiz ( yag ,cila, vernik) ve nasil uygulamaliyiz hic bir fikrimiz yok.
Yardimci olursaniz seviniriz.
Murat USTA diyor ki:
23 Haziran 2014, 12:50
sn. Emine;
İkea dan alırken nasıl korumanız gerektiğini sormalıydınız.
Bence tekrar gidip sormaya değer. Eğer kendi ürünlerinden birini tavsiye ediyorlar ise hem de onu almış ve nasıl uygulayacağınızıda bu arada sorup öğrenmiş olursunuz.
Kolay gelsin
Gökay Gerçeker diyor ki:
23 Haziran 2014, 15:31
Merhaba
Bolu Gerede’den aslında mezar için kullanılan 6cm kalınlığında 40-50cm genişliğinde olan çam ağacı parçaları aldım. numaralarını bilmediğim kalın ve ince zımparalarla zımparaladım. ne yağ ne su ne de başka birşey uygulamadım. kendi mutfağıma masa yapmak istiyorum. bunlardan iki parçayı birleştirmek en ve boy olarak işimi görecektir. bunların zımparalanma seviyelerinin yeterli oluğ olmadığını nasıl anlarım? birleşimini nasıl yaparım? zımpara işi bittikten sonra parlak çizilmesi zor bir yüzey nasıl elde ederim? yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.
Murat USTA diyor ki:
25 Haziran 2014, 13:19
Sn. Gerçeker;
Çok iyi malzeme bulmuşunuz.
Müsade edin, soruşarınıza cevap olması için bir iki güne kadar bir yazı yazayım.
Çünkü burada yazması kolay olmayacak.
Kolay gelsin.
Gökay Gerçeker diyor ki:
21 Temmuz 2014, 11:46
merhaba mustafa bey
yoğun temponuzda bize cevap yazıyorsunuz öncelikle onun için teşekkür edeyim. acaba cevap için vaktiniz olabildi mi??
nergül diyor ki:
05 Temmuz 2014, 18:12
lütfen yardımcı olur musunuz?
Murat USTA diyor ki:
07 Temmuz 2014, 15:00
Olurum ???
canan diyor ki:
15 Ağustos 2014, 12:45
Merhaba
Banyomuzda teak mazgal ve tezgah kullaniyiruz henuz 2 ay oldu. Ancak sebebini bilmedigim bir sekilde siyaha yakin koyu lekeler olusmus uzerinde. Sabun veya sampuan turevleri leke yaparmi eger yaparsa bunu nasil yrmizleyebiliriz? Yardimci olabilir
seniz cok sevinirim.
Murat USTA diyor ki:
27 Ağustos 2014, 16:31
Sn. Canan;
Anladığım kadarı ile küflenme var.
Sabun ve şampuan leke yapabilir, bu tür kimyasalları bir kap içerisinde tutunuz, kullandıktan sonra bol su ile durulayınız, havalandırınız.
Temizlemek için bol su ve sert fırça kullanınız sonra açık havada kurumasını bekleyiniz.
Yapı marketlerdeki küf temizleyicileri ahşap üzerinde kullanmayınız.
Anlaşılan oldukça rutubetli ve havasız kalıyorlar.
Emir diyor ki:
27 Ağustos 2014, 15:16
Hocam merhabalar,
Öğrenciyim ve artık kendi evime çıktım.
Lakin banyomun zemini hem renk olarak,
Hem de estetik açıdan beni memnun etmedi.
Bu yüzden Bauhaus’tan 4 adet birbirini tutan
Küçük ahşaplar aldım, banyonun zeminine yerleştirmek üzre,
Şimdi sorum şu hocam:
Aldığım ahşabın üzerinde duşta alacağım.
Hem ömrü uzasın hem de şık dursun ayağımıza kıymık da batmasın diye
Tik yağı sürme kararı aldım ve hemen küçük boyundan tik yağı aldım
Marshallın wood art serisi sanırım. Ama uygulamayı nasıl yapmalıyım bilemiyorum.
Ve işin zor kısmı evim daha doğrusu kutum :) çok küçük olduğu için nerede
Yapacağımı bulamadım. Bilgi ve tecrübenize ihtiyacım var.
Şimdiden teşekkür ederim. Kolay gelsin :)
Murat USTA diyor ki:
27 Ağustos 2014, 16:42
Sn. Emir;
Hayırlı olsun.
Amerikan deyişi: Eğer lüks büyüklük olsa idi BMW – Mercedes yerine herkes otobüse binerdi. Hacime değil kaliteye bakınız :)
Diğer yazılarda belirttiğim üzere ince katlar halinde, her kat arasında 24 saat bekleyerek, acele etmeden uygulamalısınız. Fırça ile sürüp 15 dakika sonra kağıt havlu ile emilmemiş yağı alacaksınız.
Biraz pis kokabilir. Acemilik var şin içinde; etrafa damlayabilir, hafif kafayı buldurabilir.
Tercihan balkonda, yoksa iyi havalandırabileceğiniz bir yerde, gazete kağıtları gibi damlayanları alacak bir malzeme üzerinde uygulayınız. İki çıta üzerinde ki gazeteye yapışmasın.
Sürdüğünüz yağı artık emmez hale gelince ki ipek-mat bir parlaklığa ulaşır yeterince doymuş demektir, işlem tamam demektir.
Şampuan – sabun her kullanımdan sonra bol su ile durulayınız. Matlaşma başlayınca tekrar yağlayınız.
Büyük ihtimal 2. yılda yağla babam yağla artık bıkarsınız. Bu durumda yağsız kullanmaya devam ediniz ama bol su ile durulamak işinden vaz geçmeyiniz. Eğer ahşap iyi ise yağsız vaziyette onlarca yıl hizmet verecektir.
Kolay gelsin.
Kemal Tugsen diyor ki:
28 Ağustos 2014, 23:20
Merhaba,
IKEA dan cam agacı tabure aldım.
Suya karsi korumak istiyorum ama ayni zamanda rengi acik (mevcut hali gibi ya da hus kaplama gibi acik ahsap rengi) olarak kalsin isterim.
Ne tur bir vernik/koruuyucu kullanmak gerek?
Cok tesekkurler
Murat USTA diyor ki:
02 Eylül 2014, 14:18
Merhaba;
Ikea da bu amaçla satılan vernikler olması gerek. Bir sorunuz.
Ne yaparsanız yapın rengi biraz kızaracaktır.
Ikea yardımcı olamaz ise bebek yağı, keten yağı gibi yağlar deneyebilirsiniz. Önce görünmeyen alt tarafta deneyin içinize siner ise tamamaına uygularsınız.
Kolay gelsin.
Emine diyor ki:
30 Ağustos 2014, 21:27
Sayın hocam yapı marketten aldığım okaliptus masa sandalye takımım için önerilerinize uyarak teak yağı almadım. Eminönü’nde doğan baharattan kilosu 25 TLye saf keten yağı aldım birazcık çam terebentin ilavesiyle mobilyalara fırça ile bir kat sürdüm şimdi öyle duruyor. Bir gün bekleyip sonra bezle emilmeyen yerleri silsem nasıl olur? Bir de tek kat yetmez mi epey bir zorlandım da;))
Ayrıca masa ve sandalye örtülerini ne zaman örtebiliriz yağ leke verir diye korkuyorum malumunuz))
Selamlar
Murat USTA diyor ki:
02 Eylül 2014, 14:30
Merhaba;
Keten yağını ,inceltmemeniz daha iyi olur. Olduğu gibi kullanınız.
15 dakika beklemeniz yeterlidir. Emeceğini emer. Fazlasını kağıt havlu ile alınız.
Göreceksiniz ki bazı yerler emiyor bazı yerler emmiyor. Öyle bir noktaya geleceksiniz ki bütün alan eşit şekilde emiyor veya daha doğrusu emmiyor. Artık kaç kat sonra buraya gelirsiniz bilemem ağacına göre değişir. Ama istenen doyum noktası budur.
Elinize kuru gelmeye başladığı zaman kurumuştur zaten. Örtüden önce bir kağıt havlu parçası seriverin kuruyup kurumadığı hemen belli olacaktır.
Güneşe koymanız hiç doğru değil. Hiç bir uygulama doğrudan güneş ışıkları altında yapılmaz. Gölge bir alanda ve/veya güneşin şiddetini kaybedip gitmeye başladığı saatlerde çalışmalısınız.
Evet sanıldığı kadar pahalı değildir bu işlemler. Zor olan kısmı her mevsim başında ve sonunda tekrarlamaktır.
Kolay gelsin.
Emine diyor ki:
31 Ağustos 2014, 21:22
Hocam bu arada yağlama sonrası güneşe koymak doğru mu? Güneşte terleme yaparak yağı kustu tekrar sildim sonra gölgeye aldım. Arkadaşlara örnek olması açısından bilgi vermek isterim; 6 sandalye 1 büyük masa, üçlü bank, bir servis masası, bir kare sehpadan oluşan takımı yağlamak için 25 tlye 1 litre aldığım saf keten yağının yarısını kullandım. Hiç de pahalı değil karışımlara gerek yok. Terebentinle incelttim yukarda okuduğum birinin tavsiyesiyle ama size sormak istiyorum buna gerek var mı diye?
Teşekkürler selamlar;))
necati börekçi diyor ki:
19 Kasım 2014, 14:09
merhaba ,iyi günler ceviz kaplama hoparlölerim var bunları cilaları kötü kullanım ve zamanla bozuldu,bunlara nasıl bir işlem uygulamamı tavsiye edersiniz ? piyasada daha önce başka bir hoparlörümü yaptırmıştım ama malesef cam gibi parlak bir cila atılıp bütün orjinalliği bozuldu, ben kasanın alt kısmına limon yagı sürerek denedim fena gözükmüyor , buna tung yagı yada başka bir şeymi uygulamalıyım ,kasalar ceviz kaplam masif değil siz işin erbabı olarak ne dersiniz\
Murat USTA diyor ki:
21 Kasım 2014, 12:52
Sn. Börekçi;
Limon yağı evet neticede yağdır ama hiç duymadım ahşapta kullanıldığını.
Tung yağı süper olur. Veya keten yağı.
Kolay gelsin.
necati börekçi diyor ki:
21 Kasım 2014, 13:12
teşekkürler murat ustam ben enstrüman satışı üzerine mağazam var burada gitrların kalvyelerinde (saplarında) limon yağını bakım için kullanıyoruz sapın çatlamaması ve daha uzun ömürlü olması için ,gözle görülen fark var ama uzun zamanda ne olur bilemiyorum bu işlem bütün gitar keman vs aletlerin klavyeleri için kendi firmaları tarafındanda tavsiye ediliyor,bu bakımı yapmak isteyenler içinde ufak paketler halinde satılmaktadır..gelelim benim kendi sorunum benim esas merak ettigim tung yagının kaplamada sorun yaratıp yaratmıyacagı, bu yağ derine işliyor ama kaplamalarda malum çok ince bir tabaka bu yağ alttaki suntayada işliyecek bu sorun olurmu yada kaplamanın kabarmasına neden olabilirmi?….ilgine teşekkür ederim kolay gelsin…
SERKAN ÇELİK diyor ki:
28 Aralık 2014, 23:24
Merhaba;
Ben iki üç sene önce İKEA dan balkonum için ahşap masa sandalye takımı aldım ve son zamanlarda ıslak bez ile silerken koyu renk kaplama (yada cila) yok olarak ham ağaç rengi ortaya çıkmaya başladı.
Yenileme için sanırım tüm yüzeyin zımparalanması önceliğim olacak fakat daha sonra aynı koyu (eskitme tarzı) rengin elde edilmesi için kaplama olarak (vernik, cila vb) ne kullanacağımı bilmiyorum.
Yardımlarınızı rica ediyorum
Murat USTA diyor ki:
05 Ocak 2015, 12:37
Sn. Çelik;
Bence her şeyden önce İkea mağazasına başvurmalısınız. Onlar sizi yönlendirecektir.
fikret gercik başbuğ diyor ki:
05 Ocak 2015, 00:34
Murat Bey merhaba,
Aldığım Çam ağacından keresteyi zımparalayıp üç parça halinde birleştirip çalışma masası yaptım..Doğal görünümü ve işlenmemiş olması tercihimdi. Fakat orta kısmına yakın ağırlık binince hafif bir çökme ve ahşapta çatlamalar meydana geldi. Ağırlık problemini çözdüm ve eğimli olması yada çatlaklığı beni rahatsız etmiyor. Yarılıp, kırılacağını düşünmesemde içten içe şüpheler beni rahatsız ediyor. Acaba diyorum bunu doğal bir yağlama tekniğiyle yağlasam ahşabı şişirerek dayanıklılığını arttırabilirmiyim. Yağlmadada bana öneride bulunabilirmisiniz? bu konuda çok titizim kesinlikle sağlığı etkilemeyecek bir yöntem olmalı. saygılarımı sunarım.
Murat USTA diyor ki:
05 Ocak 2015, 12:43
Sn. Başbuğ;
Çatlamalar vs. ağırlık bindiği için değil, büyük ihtimal kullandığınız ahşabın hızlı veya dengesiz kurumasından olmuştur. Ağırlıktan kastınız nedir bilmiyorum ama masa üzerine kitap vs. koydu iseniz, o bölge rahat hava alamamıştır, rutubeti atamamıştır diye düşünüyorum. Aldığınız kerestenin rutubeti ne idi bilmiyorum. Keresteciden alıp, doğrudan sıcak evin içerisine girdi ise çatlamalar normaldir.
Eğer durum nu ise, yağlama, vernik, cila gibi işlemlerin bir faydası olmayacaktır. Kuruyana kadar, artık hareket durana kadar beklemelsiniz.
Yinede denemek isterseniz, yağların hiçbirisi sağlığınızı etkilemeyecektir. Hep saydığım gibi, zeytinyağı, ayçiçek yağı, soya yağı, keten yağı, tung yağı, bankrai yağı gibi hepsi doğal yağlardır ve korkmadan kullanabilirsiniz.
Ben olsam zamana bırakırdım.
fikret gercik başbuğ diyor ki:
05 Ocak 2015, 21:10
Cevabınız ve ilginiz için teşekkürler Murat bey. Ağırlıktan kastım geçici olarak tüplü monitör duruyordu. 2 hafta sonra kaldırınca dediğim gibi bir çökme yaptığını gördüm. Çatlaklar için söyledikleriniz içimi ferahlattı. Ortadan ikiye ayrılmadığı sürece benim için sıkıntı olmayacak,çatlaklar keyif bile verir derim ve teşekkürederim.
Enver Tokmak diyor ki:
24 Nisan 2015, 00:51
Merhaba Murat bey
Evime iskandinav retro bir koltuk aldim ustunde kotu bir boya vardi onu zimparayla cikardim altindan gurgen agaci cikti.internetten arastirdigim kadariyla ve sorup sorusturarak gomalak cila yaparsam istedigim gorunume kavusacagimi soylediler fakat gomalak cila sanirim biraz usta isi pek beceremedim kuruduktan sonra grilikler olustu daha sonra biraz daha arastirdim ve danish oil diye bir cila turu oldugunu ogrendim fakat turkiyede yok sanirim yada burdaki adi baska bir turlu bulamadim nasil bir sey onerebilirsiniz. Umarim yardimci olursunuz. tesekkur ederim
Murat USTA diyor ki:
27 Nisan 2015, 13:45
Sn. Tokmak;
Danimarka yağını hazır bulamazsınız.
Ama bu sitede, Üst Yüzey bölümünde ” Yağların yağı Danimarka yağı” başlıklı yazım ile kendiniz yapablirsiniz. Kolaydır.
Link ise şöyle, kopyalayıp yapıştırabilirsiniz:
http://www.ahsapatelyesi.com/yazi/yaglarin-yagi-danimarka-yagi/
Kolay gelsin.
gökhan diyor ki:
27 Nisan 2015, 16:26
murat bey merhaba tik oldugunu sandıgım masamın rengini beyaza boyuyabilirmiyim… nasıl?
Murat USTA diyor ki:
28 Nisan 2015, 23:02
Sn. Tunay merhaba;
Eğer masanız gerçek Burma Tik ise, bunu boyamak cinayet olacaktır. Burma tik nesli tükenmiş bir ğaç olup çok değerlidir.
Yok bu masa son yıllarda tik mobilya diye satılan, plantasyon ağaçlardan üretilmiş parçalardan biri ise, ne ağacı olduğunu çıkartabilmeniz olduça zor olacaktır.
Hickson Dekor veya Jotun markalarının örtücü yani transparan olmayan boyalarından alıp, masanın görülmeyen alt tarafında ufak bir yerlerde denemelisiniz.
Sonuç istediğiniz gibi olur ise tüm masayı boyayabilirsiniz.
Kolay Gelsin.
Murat Soke diyor ki:
28 Nisan 2015, 20:19
Merhaba Murat Bey,
Bahçedeki tik masayı beyaz renge boyamak istiyoruz. Tik beyaza boyanır mı? Boyanırsa nasıl boyayabiliriz, yardımcı olabilirseniz çok memnun oluruz.
Murat USTA diyor ki:
28 Nisan 2015, 23:02
Sn. Söke merhaba;
Eğer masanız gerçek Burma Tik ise, bunu boyamak cinayet olacaktır. Burma tik nesli tükenmiş bir ğaç olup çok değerlidir.
Yok bu masa son yıllarda tik mobilya diye satılan, plantasyon ağaçlardan üretilmiş parçalardan biri ise, ne ağacı olduğunu çıkartabilmeniz olduça zor olacaktır.
Hickson Dekor veya Jotun markalarının örtücü yani transparan olmayan boyalarından alıp, masanın görülmeyen alt tarafında ufak bir yerlerde denemelisiniz.
Sonuç istediğiniz gibi olur ise tüm masayı boyayabilirsiniz.
Kolay Gelsin.
Murat Söke diyor ki:
30 Nisan 2015, 11:58
Merhaba Murat Bey,
Cevabınız için çok teşekkür ederim. Internette baya araştırmama rağmen cevabını bulamamıştım. Bir bilene sorabilmek gerçekten çok güzel. Tik ağacı hakkındaki yazınızı okudum. Büyük ihtimalle bizim masa plantasyon ağaçlardan yapılmıştır. Bu konularda hiç bilgim yok, o yüzden müsadenizle 2. bir sorum olacak. Boyamadan önce astar, vernik vs gibi ön bir işleme gerek var mıdır? Masa kıştan çıktığı için haliyle kararmış durumda. O yüzden önce tik yağı ile yağlayıp kuruduktan sonra boya yaparsak daha sağlık olur düşüncesindeyim. Siz ne dersiniz.
Didem diyor ki:
02 Mayıs 2015, 18:24
Merhaba ben siteyi arama yaparken keşfettim. Benim sorunumda bahçe mobilyası almıştık su sümbülünden ama çok kötü oldu kurudu örgüleri gevşedi acaba onu nasıl onarabilirim yardımcı olursanız sevinirim.
Murat USTA diyor ki:
04 Mayıs 2015, 13:17
Sn. Didem;
Ne yazık ki su sümbülü mobilyalar dış mekan için diye satılmakta ise de, yağmur ve güneşe dayanıklı değillerdir. Her yağmurda ve aşırı yüksek UV değerlerinde içeri alınmaları gerekir.
Onarmanız çok zor olacaktır. Satın aldığınız firmadan yardım isteyiniz. İnanıyorum ki aynı durumda bir çok müşterileri daha vardır ve bir tamir – bakım formülü geliştirmiş olabilirler.
sinan diyor ki:
02 Mayıs 2015, 21:11
murat bey selamlar, verdiğiniz bilgiler paha biçilmez, teşekkürler.
ev içerisinde kullanılacak ahşap mumluk, vazo vb.. küçük süs eşyaları yapmayı planlıyorum. farklı ağaç türleri kullanarak farklı tonlar ve dokular elde etmek istiyorum. aktardan keten yağı aldım, bir de you tube da balmumuyla zeytinyağını fırında ısıtıp karıştırarak bir türlü cila uyguladıklarını gördüm. hepsini temin ettim ama henüz denemedim. bunlara alternatif yat verniği, cam cila vs.. olabilir.
beklentilerim şunlar:
1-uygulamada görece daha kolay ve çabuk,
2-olurda satmayı düşünürsem 3-5 ay sonra görüntüsünü kaybedip alan kişide hayal kırıklığına yol açmaması (anladığım kadarıyla yağların görüntüye etkisi uzun ömürlü değil)
3- gomalak ipeksi mükemmel bir görüntü veriyor ama uygulaması zor ve zaman alıyor.
bu işi öğrenmenin en iyi yolu elbette deneme yanılma yöntemi, ancak tecrübeli ustaların tavsiyeleri ile bu süreci hızlandırabilmeyi umuyorum,
teşekkür ederim…
Murat USTA diyor ki:
04 Mayıs 2015, 13:26
Sinan Bey merhaba;
Gomalak özellikle ıslak temasta çok çabuk bozulur. Hiç tavsiye etmem. Büyük ihtimal olası erimiş mum akıntılarıda bozacaktır çünkü sıcağa da gelmez.
Bu sitede üst yüzey bölümünde “Yağların yağı Danimarka yağı” başlıklı yazıdaki tarifi deneyiniz.
Yağların görüntüsü oldu ya bozuldu diyelim, kullanıcı tarafından onarılması, yenilenmesi çok kolaydır. Mumluklarda sorun çıkmasada su ile temstan dolayı vazolarda sorun çıkabilir. Ancak yine de verniklerden cilalardan daha dayanıklı olacaktır.
Ufacık bir kağıt ekleyerek nasıl bakım yapacaklarını, nasıl yenileyeceklerini müşterilerinize tavsiye edebilirsiniz. Bu tür bir etiket malınıza değer de katacaktır. Aktardan yağ alıp çekmek her ev kadınının yapacağı iştir çok sıkışırsa zeytinyağıda aynı işi görür. Ama hırdavatçıdan vernik, tiner alıp çekmek .ok daha ürkütücü ve caydırıcıdır. Yağ kullanarak ürünlerinizi çevre dostu olarak da tanımlayabilirsiniz.
Ben olsam sadece keten yağı ile bu işi oturturum.
Kolay gelsin.
sinan diyor ki:
02 Mayıs 2015, 21:44
bir de keten yağını 200 derecede fırınlayıp polimerize edince daha iyi sonuç alınacağını duydum, bunun aslı nedir?
Murat USTA diyor ki:
04 Mayıs 2015, 13:28
Sinan Bey merhaba;
Endüstriyel işler bunlar. Kimya işleri. Karıştırdıkça bir şeyler bulacaksınız. Ancak bunca yıldır benim öğrendiğim şey şu oldu: Ne kadar basitse o kadar iyidir ! O kadar güzeldir, o kadar değerlidir !
semra ascioğlu diyor ki:
04 Mayıs 2015, 00:37
merhaba murat bey
sizi tesadüfen buldum ve ne kadar sevindiğimi bilemezsiniz.
yazlık evimde 20 yıldır rus çamı tahta /parke kullanıyorum
bu sene biraz tadilat yapmak istedim ancak çevremdeki ustalar aklımı karma karışık etti tahtanın üzerine laminant yapıştırmamı önerdiler ahsap kötü dediler baska bir usta ise 20yıllık çam artık taş gibi olmuştur tamir sistre ve cila yapın.böylesini bulamazsınız dedi
gönlümdoğal ahşabı bir kenara atıp plastik birsey koymak istemiyor
ayrıca birkaç resim de çektim.gösterebilirim
acil bilgi ve yardımınıza ihtiyacım var
ilginize şimdiden çok teşekkür ederim
semra ascioglu
Murat USTA diyor ki:
04 Mayıs 2015, 13:34
Sn. Aşçıoğlu;
Bir, kötü ahşap yoktur. Hepsinin kendine özgü özellikleri vardır. Estetik muhakememiz kötü – iyi diye ayırır. Aynı ahşap kimine güzel kimine çirkin gözükür.
İki, 20 yıllık çam tahta arasanız parayla pulla bulunmaz
Üç, Eğer yamuk yumuk, çatlak patlak diye değişime gidiyorsanız, akıllı bir adam bunları değiştirip üstüne para bile verebilir.
Dört, Eğer yamuk yumukluk, çatlak patlaklık sizi rahatsız etmiyor ise hiç ellemeyin. Yok illa bir şey yapacaksanız, hafif bir sistre ve cila yapın.
Ama bana söz verin sistre çok hafif olacak. Üzerinden çok az alacaklar !!
Kolay gelsin
semra ascioğlu diyor ki:
04 Mayıs 2015, 14:00
murat bey
harikasınız.beni nasıl rahatlattığınızı bilemezsiniz.çok çok teşekkürler!
cila için henkel mat su bazlı size nasıl geliyor
semra ascioğlu diyor ki:
04 Mayıs 2015, 14:09
ve bir de usta tahta da çivi var diye sistreye yanaşmadı.
ne önerirsiniz?
tekrar teşekkürler!
Murat USTA diyor ki:
06 Mayıs 2015, 10:50
Çiviye başka bir çivi veya zımba ile vurup birazçık gömer ise sistre makinasına zarar vermez.
Bunu bilmiyr ise pek usta sayılmaz. Galiba kıvırmış biraz :)
Murat USTA diyor ki:
06 Mayıs 2015, 10:49
Henkel den şikayet olduğunu hiç duymadım
ozgur diyor ki:
06 Mayıs 2015, 05:01
merhabalar,
geçen sene denize oldukça yakın olan ve bütün gün kavurucu güneşe maruz kalan yazlığımızın teras ve merdiven korkuluklarını değiştirdik. Eski ağaçlarımız 20 yıllık çamdı ve artık yer yer çürümeye başlamıştı. Marangozdan bu sefer çama alternatif önermesini istedik. Maunu önerdi ve çama göre 2 kat fazla para istedi. Sonuç olarak biz maunu seçtik. İlk sorum maun acaba uygun bir ağaç mıdır bu koşullar için? Çünkü marangoz bize sadece 2 ağaç alternatifi verdi.
İkinci sorum da şu olacak izninizle; 15 e 15cmlik kare kütükler var her 2 metrede. Ancak bu ebatlarda kereste gelmediği için 10 cm ile 5cmlik parçaları yapıştırarak elde ettiğini söyledi marangozumuz. Ancak daha ilk seneden güneşe maruz kalma derecesine göre bu kütükler, ekleme yerlerinden ayrılmaya başladılar üst bölümlerden. Korkum; bu ayrıklar tepeden aşağıya kadar ulaşacaklar. Önlem olarak neyle doldurmalıyız bu çatlakları.
Son olarak; tik yağı ile sezon başında her sene bakım yap demişti marangoz. Fakat seçtiğimiz modelden ötürü fırça ile uygulama çok fazla zaman alacak gibi 50m korkuluk. Ben de daha hızlı olabilir diyerek acaba tabanca ile tik yağı uygulaması yapabilir miyim diye düşünüyordum. Tabi yukarıdaki yazılardan yağın fazla gelmesinin, ne gibi sıkıntılar doğurduğunu okuyunca, püskürtme tabancası alma işini sizden gelecek cevaba kadar şimdilik erteledim. Ne dersiniz bölüm bölüm çalışıp, kuru bezle fazla yağı emdirerek uygulamayı tabanca ile yapabilir miyim? Yoksa ne yaparsam yapayım tabanca fırçanın yerini tutmaz mı? Yapış yapış kurumak bilmeyen bir sonuç alamak istemem doğal olarak.
Şimdiden değerli rınız için çok teşekkür ederim.
Murat USTA diyor ki:
06 Mayıs 2015, 11:07
Sn. Özgür;
1- Maun doğru seçim, çok iyi etmişsiniz.
2- 10cm ile 5cm yapıştırılması teknik bir hata. 3 adet 5cm yapıştırsa idi daha az çalışır idi. Bu sorun için artık geri dönemeyeceğinize göre iki çözüm olabilir: a- Araya tekrar tutkal sürüp yeni baştan sıkmak b- ayrılan parçaları birbirine vidalayıp, vidalar gözükmesin diye üzerilerini Kavela dediğimiz küçük ahşap takozlar ile kapamak. Birincisi kimyasal ikincisi mekanik çözüm. Ancak bunları yapmadan önce biraz daha beklemenizde fayda var: Ne olacaksa olsun, iş bir defada bitsin. Bakalım seneye bahsettiğiniz yarıklar artmış, uzamış, çoğalmış olacak mı.
3- Yapıştırır iken kullanılan tutkal çok önemlidir. Niye bıraktığının cevabı sanırım tutkalın cinsinde yatıyor. Anlaşılan o ki dış mekana uygun bir tutkal kullanmamış. Bekleyip bakmalısınız eğer hepsi bırakır ayrılır ise tekrardan doğru bir tutkal ile sıkılması gerekir. Aralara tutkal sokulup işkence ile tekrar sıkılması gerekir. Tutkal poliürethan bir tutkal olmalı. Köpürerek dışarıda akacağı için pis bir iştir. Etraf sıkı korumaya alınmalıdır.
4- Bu yarıkları doldurmak için hazır ahşap macunlarını deneyebilirsiniz. Ama, eğer tahminim doğru ise ayrılma devam edeceğinden, bu yıllık görsel bir önlem olarak kalacak, seneye tekrar aynı durumu göreceksiniz. Yarıklar ek yerlerinde demenizden ahşap parçaların ayrıldığını anlıyorum. Macunla doldurmak sorunu gidermeyecek, ayrılmayı durdurmayacaktır. Yani önlem sayılamaz.
5- Yağların hiç birisi tabanca ile uygulanmaz. Ne yazık ki fırça ile uygulamak durumundasınız. Kaldı ki tabanca ile püskürttüğünüzde etrafa saçılan ve emilen yağ lekelerini çıkarmaya çalışmak çok daha zor olacaktır. Yukarıda okuduklarınıza, aman iyice dikkat ederek uygulaynız. İnce katlar, 15 dakika sonra silme, katlar arasında 12 saat beklemek ! Zor gibi görünsede keyifli iştir. Ben her bahar yağlama işine başlıyacağım günleri iple çekerim. Çok rahatlatır, yaptığınız işi gösterir, çalışırken yanında çay-kahve-müzik iyi gider vs. vs.
sinan diyor ki:
06 Mayıs 2015, 12:40
murat bey tavsiyeleriniz için çok teşekkür ederim, çok faydalı olacak.
Can diyor ki:
07 Mayıs 2015, 03:06
Merhabalar. Öncelikle tüm bilgiler için teşekkür ederim. Size şöyle bir sorum olacak; ben kuru bir ceviz ağacını şeritte kestirdim. Elimde 40 santim eninde, 2 metre boyunda, 10 santim kalınlıkta ceviz masifler oldu. Bunların 3 tanesini işkence ile birbirine tutturdum, zımparalarını yaptım, demir ayaklara oturttum. Şimdi artık işin bitişi olarak üzerine ne sürmem gerekiyor? Bu gece tik yağı uyguladım, yer yer kalın oldu, yarın ince zımpara ile üzerinden geçip düzelteceğim. Ceviz biraz rengini göstersin istiyorum, bu yağ üzerine ne sürebilirim? Hem koruyucu olsun, hem de güzel görünsün istiyorum. Tik yağı üzerine vernik veya solvent bazlı ahşap koruyucu sürebilir miyim mesela? Şimdiden teşekkür ederim, sevgiler.
Murat USTA diyor ki:
11 Mayıs 2015, 10:43
Sn. Emre;
Yağın üzerine hiç bir şey süremezsiniz ! Yağlı bir yüzey üzerinde ancak yine yağ tutunabilir.
İnce katlar halinde tik yağına devam ediniz. Her kat arasında 12 saat bekleyiniz. İpreksi bir parlaklığa eriştiğinde ağaç doyuma ulaşmış demektir.
Yeterince ve fazlası ile koruyucu olacaktır merak etmeyiniz. Hem iç mekanda hem dış mekanda.
Hiç bir vernik veya koruyucu başka bir sentetik madde bu zevki, hissi vermeyecektir.
Kolay gelsin
ayla diyor ki:
18 Mayıs 2015, 09:37
Tik agaci mi okaliptus ağacı mi bahce icin bol gunese uygun olur teşekkür
Murat USTA diyor ki:
25 Mayıs 2015, 22:44
Tik. Mevsim başı ve sonu yağlamalısınız.
Şöyle bir mantık yürütebiliriz: Eğer okaliptus daha uygun olsa idi piyasada okaliptus mobilya dolu olurdu. Okaliptus çok sert bir ağaçtır ve çatlama ihtimali çok fazladır.
Gökhan Özcan diyor ki:
01 Haziran 2015, 08:47
İyi günler; benim yaklaşık 5 sene önce pratikerdan aldığın teak masa ve sandalye takımım var. Bana Cupronal Teak yağını kullanmamı önermişlerdi her sene yaza girerken bu yağı kullanıyorum. Ancak son iki senedir masa veya sandalyelerimde yapışkanlık oluyor. Bunu gidermek için bu sene elle zımparalama yapmaya çalıştım elle zımpara yaparken ellerim yara oldu , 120 numara kullanmıştım bazı kısımlarını yaptım ama tereddüte düştüm acaba zımpara yapmam hatalımı diye şuanda beklemedeyim. Ayrıca makine (mouse zımpara kullansam nasıl olur ve numarası ne olmalı)yoksa hiç zımpara yapmayıp çözücü ilemi temizlemeliyim. Cupronal nasıl teak yağı kullanmaya devam edeyimmi yoksa değişik markayamı geçeyim. Ben Adanada oturuyorum.Saygılar.
Murat USTA diyor ki:
03 Haziran 2015, 14:05
Cupronal, bir yazımda belirttiğim üzere, son derece çevreye zararlı bir ürün. Hemel tik yağı veya internetten alışveriş yapıyorsanız Clou tik yağı kullanın.
220 numara zompara ile hafifçe pürüz kırmanın dışında bir şey yapmayınız. Kullandığınız yağ beklemiş ise veya kalın sürüyor iseniz kurumada sorun çıkacaktır.
Yağ yüzeyde kalan bir malzeme olmadığı emildiği için yüzeyi zımpara yapmanızın çok faydası olmayacaktır. Sıcak havaları beklemenizde, kuruduktan sonra ise çok ince kat halinde sürmenizde fayda var. Her sene uygulandığında, bir süre sonra ağaç doyuma ulaşıyor ve emmiyor. Seneler geçtikçe, git gide daha ince kat sürmek işinizi çözüyor.
Hiç bir makine elinizin yerini tutamaz. Bence bekleyin bakalım, havalar daha tam ısınmadı. Eninde sonunda kuruyacaktır.
zeynep diyor ki:
03 Haziran 2015, 10:28
murat usta, merhaba
oğlum için yatak bazasının arkasına ahşap bir yatak başı yapmak istiyorum.
bauhaus’ta tam bu işe uygun çam masif panel’ler buldum. bunları değişik ölçülerde birleştirerek zevkime göre bir ürün çıkartabileceğim.
sitenizdeki neredeyse tüm yazıları okudum, ama yine de bir kere sormak istedim.
satılan paneller çok düzgün yüzeyli ve açık renk. bunların dokusunu koruyarak rengini biraz koyulaştırıp sonra da vernik kullabilir miyim?
bu işlemleri nasıl yapabilirim?
yine bauhaus’tan polisan wood&wood su bazlı ahşap koruyucu aldım. (naturel renk) bu ürünü kullanabilir miyim?
ya da yalnızca Bangkrai yağı kullanırsam zaten biraz renk alır mı ahşap?
biraz uzun yazdım ama teferruatlı rınıza sığınarak yaptım bunu.
şimdiden teşekkür ederim.
Murat USTA diyor ki:
03 Haziran 2015, 14:15
Rengi koyulaştırmak için “su boyası” dediğimiz renklendiricilerden kullanabilirsiniz. Arka yüzünde yumuşak bezle azar azar deneyip tatmin olduğunuzda tüm parçaya uygularsınız. Su katarak tonu veya verdiği efekti açabilirsiniz. Kuruduktan sonra üzerinde koruyucu kullanabilirsiniz.
Naturel Bankrai yağı hafif bir kızıllık verecektir. Ancak bazı yağlar renklendirilmiş, renklendirici katılmış vaziyette çıkıyorlar dikkat ediniz muhakkak arkada deneyiniz.
http://www.clou.com.tr adresinden su boyası, balmumu cila satın alabilirsiniz. Çok entresan efektler elde edebilirsiniz. Güvenilir bir site.
Renklendirdikten sonra polisan kullanabilirsiniz.
Daha başka denemelerde olabilir.
Örneğin, aluminyum bulaşık telini sirke içine atınız, 3-5 gün sonra pasının aktığını göreceksiniz. 1 hafta sonra naylon çorapta süzüp yumuşak bezle uygulayınız. 100 yıllık bir yöntem :)
Üzerine yine koruyucu sürmelisiniz.
evcimen diyor ki:
04 Haziran 2015, 16:22
Merhaba, bilgi için teşekkürler. Yalnız tam anlayamadığım şu ki, tik yağını sadece tik ağacından yapılmış mobilyalarda mı kullanabiliyoruz yoksa tüm ahşaplarda mı?
teşekkürler…
Murat USTA diyor ki:
08 Haziran 2015, 12:20
Hayır. Tüm ahşaplarda kullanabilirsiniz. Görünmeyen bir tarafında deneyip etkiyi görünüz.
sude diyor ki:
23 Haziran 2015, 09:27
bahçe için ahşap salıncakmı yoksa rattan salıncakmı daha sağlıklı olur ahşap salıncaksa hangi ağacı tercih etmeliyiz
Murat USTA diyor ki:
27 Haziran 2015, 22:56
bu seçimi yapar iken estetik muhakemeniz ön planda olsada bazı mantık yürütebileceğimiz taraflarda bulabiliriz.
Örneğin kedi, köpek besliyor iseniz tüylerini rattan deliklerinden temizlemeniz oldukça zor olacaktır. Örneğin eğer örümcek ve diğer arkadaşları sevmiyor iseniz rattan kabus olacaktır. Örneğin; eğer uzun ömürlü olsun diyorsanız rattan sınıfta kalacaktır. Örneğin yeterki modaya uysun diyorsanız kesin rattan olacaktır. Gibi gibi…..
Ahşap olacak ise, teak, akasya, maun, gibi egzotik ağaçlar. Konudan uzak iseniz kolay bir seçim yolu: kızıl renkli ağaçlar. Bütçenize uygun, gönlünüzü okşayan, sanki ” al beni ” der gibi, sanki sizi seçmiş gibi duran ağaçlar ve modeller..
Serdar diyor ki:
08 Temmuz 2015, 13:49
Murat usta,
Kayın ağacı mutfak tezgahıma cleo bakım yağı uygulamayı düşünüyordum.Cila ustam su bazlı vernik öneriyor.Yağların ileride topaklanma ve kir tutma problemi olduğunu söylüyor.Tezgah henüz ham .Ne uygulama önerirsiniz.
Murat USTA diyor ki:
11 Temmuz 2015, 13:47
Sn. Serdar;
Mutfak tezgahlarını dört bölgeye ayırıyoruz: Islak hazırlık, kuru hazırlık, pişirme, ıslak temizlik.
Pişirme bölgesinde ancak ısıya dayanıklı vernik kullanabilirsiniz ki bulmasıda uygulamasıda bayağı zordur.
Vernikler ahşabın üzerinde bir film oluştururlar ve bu filmin ıslak ortamlarda ahşap ile olan bağının kopması yani kabarması, çatlaması, dökülmesi çok kolaydır. Onarmak için kimyasal çözücüler ile veya kazıyarak eski verniği almalı sonra yaniden uygulamalısınız.
Yağlı tüzeyler kirlenir, yanar, topaklanır, lekelenir ise, bir “usta” aramadan kendiniz 220 numara zımpara ile zımparalayıp tekrar yağ uygularsınız olur biter. Kaldı ki bizim evdeki mermer tezgahları bile ayda bir zeytinyağı çekip, bir gece bırakıp, sabah temiz bez ile parlatıyoruz. Yani öyle veya böyle bir uğraş söz konusu.
Bir tavsiye vernik veya yağ; tezgahın hem altına, hem üstüne uygulayınız !
Kolay gelsin
İsmet diyor ki:
14 Temmuz 2015, 13:49
Merhaba yanlış bilmiyorsam meşe ağacından sekiz kişilik yenek masam var boyasız sadece tik yağı kullanıyorum zamanla.bugün üzerine yağ sökücü döküldü ve dökülen yer ren değişti ne yapmalıyım
Murat USTA diyor ki:
19 Temmuz 2015, 15:25
Geçmiş olsun, üzüldüm. Başıma geldiğinde böyle kazalara sinir olurum.
Bir seçenek tüm masaya yağ sökücü döküp her tarafın aynı renge gelmesini sağlamak ama bu çok riskli. Ben cesaret edemezdim.
İkincisi, olduğu gibi bırakıp güneşin UV etkisi ile renklerin dengelenmesini beklemek. Seneye iz kalmayacaktır.
Üçüncüsü, Koçtaş’ta satılan HG marka ” Sert ahşap renk yenileyici ” kullanmak. Boya veya yapı kimyasalları bölümünde oluyor. Sanırım bu seçenek orta yolu buluyor. Sonra tekrar tik yağı uygularsınız. Ambalajın üstünü iyice okuyunuz.
Kolay gelsin.
erkan gul diyor ki:
24 Temmuz 2015, 02:02
Boludan Katin agacinin gode kismini kurutarakvsatin aldin.bahce duvarinda kaplama olarak kullandim.agac bir tarafi duc on yuzu oval.dekir amacli montajinida yaptim.agac cok sert .uzerinebtik yagimi surmeliyim karar veremedim.sizce hangi yag surmeliyim.
Murat USTA diyor ki:
29 Temmuz 2015, 13:41
Sn. Gül;
Keşke duvara bağlamadan önce bir koruyucu kullansa idiniz. Sökebiliyorsanız söküp yağlayın saonra tekrar monte edin. Özellikle başlarına iyice emdirmelisiniz.
Eğer alt başları toprağa giriyor ise, Hemel marka su bazlı emprenye malzemesini emdiriniz.
Toprağa temas eden ahşap hızla çürümeye başlayacaktır. Bunun için yağlar fayda etse de emprenyenin yerini tutamaz.
Dekor amaçlı görünen yüzeye ise tik yağı deneyiniz.
Fatih diyor ki:
11 Ağustos 2015, 22:36
Iyi Akşamlar bir kaç konuda Yardıma ihtiyacım var bana yardımcı olursanız sevinirim.ben meşe ağacından Çapı 30 ila 40 cm den Oluşan tabaklar Yaptım bunların üzerine yemek vb. Yicekleri koymak istiyorum bu Yüzden vernik kullanamıyorum. hem görüntü olarak hemde sağlamlık açısından (çatlamaları önlemek için) ne kullanabilirim Zeytinyağı Uygulamaları duydum ama nasıl uygulayacağımı bilmiyorum bana yardımcı olursanız çok sevinirim.
Murat USTA diyor ki:
14 Ağustos 2015, 12:09
Fatih bey merhaba,
Yağların hepsini kullanabilirsiniz. Ince bir fırça ile azar azar sürüp, 10 dakika kadar bekleyiniz. Emilmemiş olan fazla yağı kağıt havlu veya yumuşak bir bez ile alınız. Bu şekilde emmez hale gelinceye kadar ince katlar halinde tekrar ediniz. Her kat arasında 24 saat bekleyiniz.
Eğer isterseniz Ikea nın bu iş içşn hazır bşr ürünü var mutfak malzemeleri bölümünde, bir kaç yerde yhazmış idim.
Sitenin biryerlerinde yine bebek yağı ile ilgili bir yazı olacak. Dalin veya johnson’s bebek yağı da kullanabilirsiniz.
Uygulama yöntemi aynı.
Kolay gelsin.
Bilgehan diyor ki:
12 Ağustos 2015, 16:08
Merhaba Murat Bey,
Öncelikle paylaştığınız süper bilgiler için teşekkür ederim. Aşağıdaki linkteki gibi bir tv ünitesi yapmayı düşünüyorum. Sınırlı bütçem olduğu ve fiyatı uygun olduğu için ıhlamur ağacını önerdiler. Tik yağı buna uygulanır mı? Mat ve doğal görünüm istiyorum. Ihlamur dışında bir ağaç önerir misiniz?
Murat USTA diyor ki:
14 Ağustos 2015, 12:13
Bilgehan Bey merhaba.
Ihlamur çok yumuşaktır, hiç tavsiye etmem. Tırnakla bile ezilir.
Yağ uygulamasını ise görülmeyen bir köşede denemelisiniz, bakalım istediğiniz etkiyi veriyormu.
Kolay gelsin.
Bilgehan diyor ki:
12 Ağustos 2015, 16:43
Linki paylaşmayı unutmuşum. İstediğim tv ünitesi buradaki gibi: http://www.sahibinden.com/ilan/alisveris-ev-dekorasyon-mobilya-dogal-kutuk-ahsap-masif-tv-unitesi-sehpasi-202572201/detay