Rabıta ve parke döşemelerin cilası

Babam anlatırdı, Fatih’te oturdukları eski ahşap İstanbul evinin döşemelerini nasıl fırçaladıklarını. Belki sizde bir yerlerde okumuşsunuzdur. Ahşap döşemeler tel fırçalar ile yıkanır, fırçalanırmış.

Tarihi bir yapıda, rabıta dediğimiz lamba – zıvanalı ahşap döşemeniz var ise üst yüzey işlemi olarak yapacaklarınız amaca ve kullanıma göre değişecektir.

Amaç ahşabı korumak ise neye karşı koruyacağınızı düşünmelisiniz.

Sivri topuklu ayakkabılar ile dolaşılma ihtimali var ise ve rabıtanız çam ise yükek trafik alanları için üretilmiş parke cilalarını seçmeniz akıllıca olacaktır. Ama söz konusu ahşap, masif merbau ise ezilmelerden korkmanız olabilecek en düşük seviyededir.

Mutfak zemini rabıta ise, kaygı duyulacak ve karar vermenizde önde duracak olan neden su olacaktır. Belki bu durumda suya dirençli ve kaymaz özelliği olan bir bitim malzemesi aramak doğru olacaktır.

Tabidir ki ahşabı korumak deyince, ahşabı kurda, çürümeye karşı korumakta girer ki sadece üstünü değil rabıtanın alt yüzünü de, montajdan önce ne ile uygulama yapacağınız önemli olacaktır.

Başka bir karar verme noktası uyguladığınız yöntemin bakımı olacaktır. Modern cilaların hepsi belli bir süre sonunda “sistre” dediğimiz, bütün evi toz içinde bırakıp, batıran işleme ihtiyaç duyacaktır. Üstelik bu işi kendiniz yapamazsınız. Profosyonel birileri gelip sistre ve cila yapacaklardır.

Rabıtaları yağlamak suya karşı bir önlem olmasa da en azından ihtiyaç duydukça kendinizin yapabileceği bir iştir.

Bütün bunlardan geçip sadece görüntü önem kazandı ise modern cilaların yapay görünümü ile eski yöntemlerin arasında kaldınız demektir.

Babamların 75 yıl önce evlerinde yaptığı tel fırça işi, bugün özellikle ABD rabıta firmalarının özel olarak yaptıkları ve bunun için çok para aldıkları bir üst yüzey işlemidir.

Tung, Bangrai ya da Teak yağı uygulanmış veya sadece bezir çekilmiş rabıta bir döşemenin ışığı yansıtması, elde ettiğiniz saten görünüm, ahşabın dokusunu hissedişiniz eşi benzeri olmayan bir neticedir. Ayakkabı ile geziyorsanız, bahçeye girip çıkan ev hayvanınız var ise, güneş vuruyor ise 6 ayda bir, bilemediniz senede bir bütün döşemeyi yağlamayı göze alıyorsanız böyle eski yöntemleri tercih ediniz. Modern cilalarda olduğu gibi bir toptan ve büyük bakım – onarım zamanı yoktur. Antika mobilyalardaki saten görünümü, delikleri, çizikleri seviyorsanız, bunlar sizi rahatsız etmiyorsa tabii malzemeleri kulllanmak pek de güzel olacaktır. Modern cilaların çoğu poliürethan esaslı oldukları içinki uygulama sonunda ahşabın bütün mesamatını doldurarak pürüzsüz bir yüzey sağlarlar. Bu sayede silmeniz, süpürmeniz kolaylaşır. Üstelik sudan da etkilenmezler. Zamanla hafif renk değişimi olsada, ufak darbelere dirençlidir, ahşabın ezilmesine mani olur. Kullanıma bağlı olarak hem alttaki ahşapta meydana gelen deformasyonlar, hemde oluşturduğu tabakada UV etkisi ile meydana gelen bozulmalar sonucunda ” sistre ” işlemi ile kaldırılır, ortaya çıkan parke tekrar zımparalanır, tekrar cila uygulanır. Yağlı döşemelerde sadece gereken yere yağ çekerek yenileme, tamir yapılabilsede modern cilalarda mekanın tümü baştan cilalanmak gerektirir.

Ben olsam 10 yılda bir evdeki eşyaları toplayıp, bir sürü ustanın acaip sesli makineler ile evdeki en ufak deliğe girecek tozlar çıkararak 2 hafta evin içerisinde olmasına katlanmak yerine, sinirlenmek yerine, 6 ayda bir kendim yağ çekerdim. Ahşap, ortam rutubetine bağlı ve mevsimsel olarak genişler veya büzülür. Bu hareket sonucunda parke veya rabıta parçaları arasında aralıklar oluşması son derece normaldir. Duvar diplerinde, süpürgelik tarafından kapıtalarak görülmeyecek olan bir boşluk bırakılması bu harekete izin vermek içindir. Aksi takdirde ahşap genişlediğinde odanın ortası havaya kalkacaktır.
Eğer modern cilalar kullanacak olursanız, cila malzemesinin bu hareketi kompanse edecek kadar esnek olması gerekir ki ahşap parçalar arsı açıldığında çatlayıp dökülmesin. Döşemenizi yağ çekerek güzelleştirdiniz ve koruyorsanız bu seferde sizin yeteri kadar esnek olmanız gerekir ki ahşap parçaların arası açıldığında, açıklıklar kir, toz doldu diye tepinmeyin.


Parke işinin oldum olası bana en zor gelen yönü nedir bilir misiniz : Sürekli dizlerinin üzerinde çalışmak !

Modern vernikler için başvurabileceğiniz bir adres Senkron: www.ahsap.com

ahsapatelyesi.com yayında iken bu yazıya yazılmış yorumlar:


Jale Çam diyor ki: 17 Nisan 2010, 14:57
Merhaba, keşke bu çok yararlı bilgiler içeren sitenizi daha önce keşfetmiş olsaydım, şimdi başıma gelen sorunla boğuşmuyor olabilirdim. Merbau parkelerime yarı mat cila yapıldı, fakat bu kadar parlak olup ahşabın tüm doğal güzelliğini alıp götüreceğini bilemedim. Yeniden sistre yaptırmadan ahşap döşemeyi matlaştıracak bir uygulama var mıdır?Bir fikir verebilirseniz çok makbule geçer, şimdiden teşekkürler.
SaygılarJale Ç.
ymtalu diyor ki: 18 Nisan 2010, 12:33
Jale Hnm. Geçmiş olsun ;
Üzerine yeni bir kat, ama bu sefer mat cila atabilirsiniz. Ancak alttaki ile uyumlu olması gerekir. Örneğin aynı markanın mat versiyonu olabilir. Hafif bir ince el zımparası yetecektir.
Aynı malzemeci, usta veya müteahhide matlaştırma arzunuzu iletip, bir ince zımpara ve mat vernik istiediğinizi iletip, parası neyse vereceğim derseniz sanırım yapacaklardır.
Kendiniz yapmayacak iseniz uygulamayı yapacak olanlar veya malzemeyi aldığınız firmanın işine fazla karışmadan, olumlu düşünüp, iyi olmasını dileyerek ustalara çay kahve ikram edip ortaya çıkana da "aman ne güzel oldu " demek durumundayız ne yazık ki.
Aklınızda olsun: Bu tür işlerde bir parça parkeye, ahşaba, çekmecenin yanına örnek olabilecek aynı ahşaba sahip herhangi bir parçaya örnek yapılmasını isteyiniz. Bu işin içinde 40 yıldır olanlar bile, tecrübeli mimarlar bile bu yöntemi kullanır, görmeden, denemeden olur demezler. Renk ve parlaklığın ölçüsü varsa da çok bilimsel durumdadır ve lafla bunu anlatmak zordur.  A markasının matı ile B markasının matı çok farklı olabilir.
Eğer yeni baştan yapacaksanız muhakkak bir parça merbau üzerinde örnek isteyiniz. Yok ince zımpara + mat vernik yaptıracak iseniz görünmeyen bir köşede, şöyle 10cm x 10 cm ufacık bir alana bile bir örnek yaptırsanız hem ustanız hem siz ne istenildiği konusunda aynı dili konuşmaya başlarsınız.
Kolay gelsin.
Murat Talu
Jale Çam diyor ki: 20 Nisan 2010, 00:24
Yanıt için çok teşekkürler Murat bey, dediğiniz yöntemi deneyeceğiz, yani ince zımpara ve mat cila.Dersimi aldım, ama epey pahalı bir ders oldu bu defa.
SaygılarJale
Elif Baran diyor ki: 15 Mayıs 2010, 01:41
Merhaba. Tüm bu değerli bilgileri paylaştığınız için teşekkürler. Benim evimin sedir yer döşemesi ile ilgili yardıma ihtiyacım var. Çocuklarım var ve mümkün olan en doğal malzemeleri kullanmak istiyorum. Yere sistre yapidı. Eski ve doğal bir görünüm elde etmek istiyorum. Ahşabın doğal rengi mi yoksa beyaz su bazlı boya mı uygulasam karar veremedim. Sözettiğiniz "yağ uygulama" tekniği de kulağa hoş geliyor. Ne önerirsiniz? Hangi yağı kullanmalıyım? Eğer su bazlı boya kullanırsam üzerine korucu amaçlı vernik uygulamak zorunda miyim? Yanıtlariniz için çok teşekkür ederim.
Elif
ymtalu diyor ki: 28 Mayıs 2010, 14:30
Elif Hanım Merhaba;
Hep belirttiğim gibi yağ işi oldukça zahmetli ama en doğal çözüm. Olurda yağ meşakkatine katlanmaya karar verirseniz, saten parlaklığına ulaşıncaya kadar uygulanacak teak yağı uzun süre hizmet edecektir.
Renk konusu işe keyfe keder ve ayrı bir konu. Ahşabı korumak ile ilgisi yok. Yani su bazlı olsun olmasın renk vurduğunuzda yine de üzer,nde bir koruyucuya ihtiyacınız olacaktır. Ancak bu sefer yağ olmaz. Kullandığınız renklendirici ile uyumlu bir cila olmalı.
Renk vurulsun veya vurulmasın, su esaslı koruyucular yani su esaslı cilalar da mevcut ve doğal olarak bunların çevreye zararları en aza indirilmiş durumda.
Renklendirici kullanarak eski ve doğal bir görünüm elde etmek zor bir iş. Sürdüğünüz zaman kendi kendine bu efekti veren mucize bir boya yok. Eski görünüm işi zanaatkarlar tarafından hem renk, hem zincir vurma, çivili sopa vurma, çizme gibi işlemler ile yapılıyor ki bunları yapabilmek için hissetmek ve ciddi tecrubeli olmak gerekir. Onun dışında her boya yapaylığını yüzeye aksedecektir.
En akıllı iş bir parça numune yaptırmaktır.
Lamine parke satanlarda yağlanmış meşe, eskitilmiş meşe, tabii meşe parke örneklerine bakarak, karşılaştırarak ta bir fikir elde edebilirsiniz.
Ne yağ ne boya ne de cila kullanmamayı seçebilir, nemli bez ile temizlik yapıp, 30 yıl dayansa bana yeter diyebilirsiniz ki en tabii hali bu olur. Eğer masif sedir bir döşemeniz var ise zaten bir 50 yıl dayanacaktır.
Kaldı ki sedir, yapısındaki kimyasallar nedeni ile, eğer cilalamaz ve yağlamazsanız, zararlı böceklere, güveye vs. vs. karşı inanılmaz dirençli ve bunları kaşırtıcıdır. Eski çeyiz sandıklarında kullanılma nedeni budur. Çürümez etmez. Zamanla biraz sararıp ( güneş ışınlarından ) kararacaktır ( Kirlenme nedeniyle) ki belkide istediğiniz budur.
Bırakın bakalım olduğu gibi kalsın, 3-5 yıl çocuklar üzerinde tepinsin, döksünler, kırsınlar. Baktınız beğenmediniz o zaman bir daha sistre yapıp son kararınızı uygularsınız.
eyup purut diyor ki: 18 Haziran 2010, 20:41
merhaba murat bey size ilkönce teşeür etmek istiyorum ahşap konusundaki bilgilerinizi paylaştıgınız icin.ben kaya orman ürünlerinin üretim ve satiş sorumlusuyum ahşap konusunda bilmedigim ve eksik kaldıgım yerleri sizin bilgilerinizden yararlanarak doldurmaya calişiyorum.sizi fabrikamiza bir kahve icmeye beklerim.saygılarımla
ymtalu diyor ki: 24 Haziran 2010, 15:57
Sağolun Eyüp Bey, eksik olmayın. Yolum düşerse uğramak isterim. Teşkkürler.NOT:Benim makinedeki anti-virus programı Kaya Ormak Ürünleri web sayfasında Truva atı tepit etti ve bağlamıyor. Dikkatinize !

Ebru Şener diyor ki: 10 Temmuz 2010, 18:17
Murat bey, evimizi sarı çamdan rabıtalı döşeme yaptıracağız. Ancak sadece ahşap koruyucu mu kullansak yoksa vernik mi attırsak bir türlü karar veremedik. Siz ne tavsiye edersiniz? teşekkür ederim…
ymtalu diyor ki: 11 Temmuz 2010, 13:58
Ebru Hnm. merhaba;
Karar vermenizi kolaylaştıracak en etkin metot, bir – iki parça rabıtaya koruyucu, diğer bir – iki parçaya da vernik uygulayıp veya uygulatıp, şöyle bir hafta kadar etrafta bir yerlerde bulunmalarını sağlamaktır. Nerede daha iyi duracaklarını kendileri gösterecektir.
Bir hafta sonunda gönlünüz birisinden yana  karar verecektir. Belkide, varsa evin kedisi, birisini sevmediğini belli edecektir.
Her ikisininde hem iyi hem kötü tarafları vardır. Ancak işin içinde birde estetik muhakemeler, görüntülerin yarattığı duygular, enerjiler vs. vs. gibi el ile tutulmayan faktörler girer ki buralardaki seçimi kimse sizin için yapamaz.  Hislerinizin, gönül gözünüzün seçtiği sizin için en doğrusu olacaktır.
Saygılarım ile.
Murat Talu
olcay bayraktar diyor ki: 27 Ağustos 2010, 16:23
Murat  bey  bende evdeki rabıta tahtaları yeniden cilalıyorum ancak 8 yılı geçtiği için arada boşluklar var bu boşlukları talaşı ıslayıp doldurdum ancak vernikten sonra dolu yerlerin tekrar boşaldığını gördüm ordan çıkan parçaçıklarda vernikle bütün odaya yayıldı tekrar zımpara yapıp vernik süreceğim ancak bu yöntem boşlukları doldurmada çok faydalı olmadı başka  bir yöntem varmıdır şimdiden teşekürler. ( vernikle talaşı karıştırıp boşlukları doldurup sonra zımpara sonra vernik olsa olurmu ????)
ymtalu diyor ki: 29 Ağustos 2010, 13:05
Sn. Bayraktar;
Vernik veya beyaz tutkal ile rabıtalarınızın talaşını karıştırıp macun kıvamına getirin. Bu sizin "dolgu macunu" nuz olacaktır.Spatula, çakı veya bıcak kenarı ile boşlukları doldurun.Fazlasını sıyırın. Zımpara yapacağınız için etrafa ince taşmalar, bulaşmalar zarar vermeyecektir.İyice kuruyup sertleşinceye kadar bekleyin.Zımpara yapın. Yeterli kurulukta olup olmadığını zımpara sürdükçe anlarsınız. Hala yaş ise, zımparaya sarıyor ise, bekleyin biraz daha kurusun. Kurumadan vernik işlemine geçerseniz hiçbir zaman kurumayacak ve yapış yapış kalacaktır.Eğer renk mevcut ahşap ile çok farklı ve sırıtıyor ise, dolgu macunu üzerine sulu boya, kuru boya, aklınıza ne geliyor veya elinizin altında ne var ise, örneğin hanımların göz far kalemleri çok işe yarar, hafif renklendirme yaparak çevreye uyum sağlayınız. Açık renklerle başlayıp koyulaştırınız. Arada sırada ıslak bir sünger parçası ile bastırmadan ıslatınız ve vernik sürüldüğünde ne renk alacağına bakınız.Böyle ince işlere eliniz yatkın değil ise, dolgu macunu bırakın kendi halinde kalsın. Zaman içerisinde UV ışınlarının etkisi ile çevreye uyum sağlayacaktır.Kolay gelsin.Murat Talu

ABDURRAHMAN KUŞÇU diyor ki: 16 Aralık 2010, 13:51
Ben Merakımdan bu siteye girdim ve Murat Talu beyin böyle önemli bilgileri ücretsiz olarak paylaşması bilgilendirmesi takdire şayandır.teşekkürler Murat Bey…
bahar Demirel diyor ki: 26 Mart 2011, 21:12
Merhana Murat BeyEski bir ev aldım ve zemindeki laminantları sokturup dogal ahşap yaptırmak istiyorum. bazı sağlık nedenleriyle. Merbau masif rabıtayı onerdiler.  Ben kayın veya kestane dusunuyordum. 1) Saglık yonunden hangisi daha uygundur? Renkten çok sağlıklı bir zemin istiyorum.2) Uygulamada hangi yapıştırıcı ve mat cila (koruyucu) kullanımlaıdır?
Teşekkürler
Bahar Demirel diyor ki: 26 Mart 2011, 21:14
Murat Bey
En ustteki resimdeki ahşap kaplama çok doğal duruyor hangi tür ağaç ve islem uygulanmıştır acaba?
ymtalu diyor ki: 28 Mart 2011, 11:47
Bahar Hanım merhaba;
Merbau için konuşacak olusak kayın ve kestaneden renk dışında en büyük farkı sertliğidir. Topuklu ayakkabı, patinaj yapan köpeğin tırnak izi, çekilen mobilyalar, sandalyeler gibi ahşabı zedeleyecek her türlü harekete en dayanıklı ahşap zemin döşemesi Merbau olacaktır diyebiliriz. ( Bizim evde merbau ve 55 kiloluk köpeğimizin izleri fark edilse bile cilası 7 yıldır aşınmadı ) Yani ayakkabı ile girip çıkıyor iseniz, bahçe katı ise, köpek çamurlu giriyor ise gibi aşırı şartlar var ise Merbau kullanmanız hoş olacaktır.
Kestane bundan sonraki seçiminiz, kayın ise en sonraki seçim olacaktır.
Yani renk ve kullanım şartları dışında sağlık açısından bir fark yaratmazlar. ancak Merbau koyu ve kızıl renk ile sıkıcı ve karartıcı bulunabilir ki ancak psikolojik olarak sağlık etkisi tartışılabilir.
Sağlık açısından esas farkı yaratacak olan 2. sorunuzdaki yapıştırıcı ve cila malzemeleridir. Kimya bırada işin içine giriyor. Eğer eski evlerdeki gibi cilasız ve yapışırıcı kullanmadan döşenmiş bir zeminin bakım zorluğuna katlanabilseydiniz en sağlıklısı bu olacak idi.
İkinci yorumunuzda sorduğunuz en üstteki fotoğraf, eski usul döşemeye bir örnek teşkil eder. Burada ahşabın zemine döşenmiş teloraya vidalandığı ve vidaların kavela ile kapatıldığ siyah noktalardan anlaşılıyor. Ahşap kaba kesim dediğimiz halde. Yani testere izleri, karşılık veren alanlar olduğu gibi duruyor. Tani yüzey bazı bölgelerde tırtık tırtık. Yani çorapla gezerseniz takılabilir demek. Doğal görünüşü, çekiciliği burada. Parlaklığı verende hep bahsettiğim doğal yağlar ile yağlanmış olmasından. Cila tabakası yok. Yanılmıyorsam bu resmi br Fransa seyehatinde hardal üreticisi bir ailenin evinde çekmiş idim. Ahşabın cinsini bilmiyorum. Yüz yılı geçen bir süre boyunca bakıp yağladığınızda ahşabın aldığı renk ve dokuyu ne kadar gelişmiş vernik ve renk sistemleri kullanırsanız kullanın hemen elde etmenize imkan yoktur.
Bu seçeneği geçiyorsak eğer, elden geldiğince an az zararlı yapıştırıcı ve cilayı kullanmak durumundayız. Solvent içermiyen yani su bazlı olan kimyasallar seçeneklerimiz arasında en sağlıklı olanıdır. Parkecinize su bazlı yapıştırıcı, su bazlı vernik istediğinizi söyleyiniz, yardımcı olacaklardır.
Ayrıca bazı laminat parkeler, ve lamine parkeler yapıştırıcı kullanılmadan serilerek döşenmektedir. Satıcıya danışınız. Bu imkan var ise yapıştırıcı dediğiniz kimyasaldan kurtulmuş olursunuz.
Laminat parke başka lamine parke başkadır. Laminat alıyorsanız zaten yapıştırıcı ve cila söz konusu değildir. Hazır, bitmiş gelir. Lamine alıyorsanız imalat sırasında katmanların nasıl bir tutkal ile yapıştırıldığı, kanserojen formaldehyde kullanılıp kullanılmadığı sorusu gelir ki buna parkeci cevap veremez, bilmez, üreten fabrikada cevap vermek istemez. Buna katlanıp fazla incelememelisiniz. Masif rabıta bunun için daha sağlıklıdır ancak fiyat farkı çok fazladır. Çatlama, çalışma riskleri de cabası. Yani beğendiğiniz fotoğrafa dönmüş olduk.
aysel tuncel diyor ki: 13 Haziran 2011, 16:30
Merhaba Murat Bey,  Marmariste yasiyoruz ve uzun zamandir evimizin hali hapli zeminini degistirmek istiyoruz saglik acisisindan uygun bir tek firma bulabildik( meister parke). Ancak bizim asil istedigimiz eski zaman rabitalari. Dar uzun ve altina kirec dokulen ustune yag surulen dogal bir malzeme. internetten cok aradim fakat bulamadim. Bize onerebileceginiz bir firma var mi? Siz dosuyormusunuz ?  Karadeniz'e gitsek orada yapan ustalar bulabilirmiyiz ? Yardiminiz icin cok tesekkur ederim.
ymtalu diyor ki: 17 Haziran 2011, 11:19
Ayşe Hnm. merhaba;
Rabıta dediğimiz malzemeyi kerestecilerde hazır olarak bulabilirsiniz. Size usta da tavsiye edeceklerdir. Mermaris'ten Fethiye istikametine doğru sağda bir ahşap firması var. Adını hatırlamıyorum ancak iyi olduklarını duydum. Oraya kadar uzanmak akıllıca olabilir.
Rabıta zemin döşeme sadece Karadenize özgü değildir. Örneğin size yakın Ula evlerinde de döşemelerde rabıta kullanılmıştır. Yani demem o ki, çok yakında otantik ve eski usul malzeme ve usta bulma imkanınız vardır. Biraz araştırınız.
Gençliğimde Marmaris'te bulaştığım üç – beş projede de döşemelerde rabıta kullanılmış idi ve ustalar hep Muğla kökenli idiler.
Şimdilerde altına kireç sürülmüyor. Haşerat için olan bu uygulamadan vaz geçilmiş gibi. Rabıtayı ahşap telora üzerine döşemek ve arasındaki boşluğu köpük, taşyünü gibi nemden etkilenmeyen bir yalıtım malzemesi ile doldurmak şimdilerde daha ön plana geçmiş durumda.
Benim ticari bir faaliyetim ve bu sitenin ticari bir amacı olmadığından uygulama isteğinizi yerine getiremiyeceğimi belirtmek isterim.
Kolay gelsin.
Murat Talu
Ayse Altan diyor ki: 14 Temmuz 2011, 00:36
Murat Bey merhabalar,
Evimizin salonunda bundan 15-20 yil onceden kalan merbau dosemelerimiz var. Hangi usta gorse cok begeniyor ancak ben koyu kizil renginin verdigi karanliktan bunaldigim icin rengi degistirmek ya da kirmiziligi azaltmak icin bir cozum arayisindayim. Zaten doseme eski (cok cizikli) bir durumda oldugu icin sistre cila yaptirmayi dusunuyorum. Sormak istedigim su: Acaba bu dosemeyi tamamen degistirmek zorunda kalmadan, merbau agacinin kizilligini degistirecek bir alternatif var midir? Yani sistre yapilirken renklendirme gibi bir cozum dusunebilir miyim? Ilginiz icin tesekkurler.
ymtalu diyor ki: 15 Temmuz 2011, 11:19
Ayşe Hnm. merhaba;
Şunu bir kenara koyalım: Ahşabın kendi doğal rengi nemli veya az ıslak bir sünger parçasını sürdüğünüzde gördüğünüz renktir. Bu test metodunda su, elinizdeki ahşabın cilalandığı zaman ne renk alacağını gösterir. Merbau durumunda test parçası koyu kızıl-kahve bir renk alacaktır. Sistre yaptırsanız bile sonucnda merbaunun rengi orada, içinde duruyor olacaktır.
Buradan sonra renklendirme işi ikiye ayrılabilir. Birincisi ve kolay kısmı doğal rengin koyultulmasıdır. Yani gerçek merbau yerine açık renkli kabak gibi bir ağacı alıp renklendirici kimyasallar ile rengini merbau rengine yaklaştırabilirsiniz ama desenini tutturamazsınız. Bu nedenle elinizdeki merbau çok kıymetli bir konumda.
Gelelim renklendirmenin ikinci ve zor işlemine: Ahşabın rengini açmak. Bunu iki türlü yapabiliriz:Eğer elimizdeki ahşabın deseni, damarı önem arz etmior, kaybolmasında bir mahsur görmüyorsak ki bu düşünce değersiz ahşaplar için geçerlidir, üstten çalışma dediğimiz yöntem ile ahşabı boyarız. Az ve şeffaf boyarsanız alttan damarlar biraz gözükür. "Aklaştırılmış" görünümlü bazı laminat parkelerde olduğu gibi. Amaç hani deniz kenarındaki eskimiş tuzlu suyu yemilş dalların rengine ulaşmaktır.
Eğer elimizdeki ahşabın desenini, damarınıda görmek istiyorsak bu durumda işimiz ahşabın tüm kesidinde var olan ve özgün rengini veren hücrelerden kurtulup değim yerinde ise " Albino" bir merbau elde etmeye çalışmaktır ki bunun çözümü yok gibidir. Belki fabrikalarda çok özel yöntemler ile aklaştırma yapılabilirse de, bu işlem homojen, tatmin edici bir netice vermez. Kaldı ki bu işle kimse uğraşmaz çünkü mebau gibi kıymetli bir ahşabı alıp rengini açmak yerine çok daha ucuz ve açık renkli ahşapları kullanmak varken böyle bir tekniği geliştirmeye değmez.
Uzun lafın kısası ve de ben olsam ne yapardım sorusuna gelince, ben olsam bütün bu sonucu belli olmayan işler ile uğraşacağıma, renk tuttu tutmadı diye ustalar ile deli çıkacağıma ve belki de daha ucuza gelecek bir yöntem seçip, konuyu kökünden halleder idim: Merbau sökülür, yerine açık renk, istediğim renk, laminat veya lamine veya masif, beni her ne mutlu edecek ise onu sıfırdan döşer idim.
Haddimi aştı isem affınıza sığınırım.
Murat Talu
aysel tuncel diyor ki: 20 Eylül 2011, 11:15
Murat bey onceden bir soru sormustum ve vakit ayirip cevap yazmistiniz bunun icin cok tesekkur ederim. Ve simdi yine sizin fikirlerinize ihtiyacim var. Biz dogal doseme olsun diye rabita yaptiralim istedik. Fakat simdi tel. ile ulastigim Fethiye yolu uzerindeki firma artik o isi yapmyormus ve eskisi gibi kerestelerin vakitli kesilmedigini 3- 5 sene sonra carpilma olabilecegini  ve artik firmalarin pek guvenilir olmadigini, kesim ile ilgili dogru bilgiyi vermeyeceklerini soyledi. Simdi yine basa dondum bu durumda laminant parkede mavi melek amblemli Meister mi dosetsek yoksa sizin varsa eger Istanbul"da onerebileceginiz bir guvenilir firma oraya siparis versek ne dersiniz. Agac olabilse yerlerimiz, ince uzun eski tip cok mutlu olacagim.Tesekkur ederim. Saygilarimla
ymtalu diyor ki: 26 Eylül 2011, 11:36
Aysel Hnm. merhaba;
İstanbul'da, Beşiktaş,tan Ortaköy'e giderken hemen başlarda parkeci Mitra var. Çırağan Caddesi 7/A. Bu firmada Hollanda'dan ithal rabıta görünümlü çok güzel lamine parkeler bulabilirsiniz. Bir gidip bakmanızda fayda var. İnternet'te pek bir şey anlaşılmıyor ama sayfalarını yine de vereyim: http://www.mitraltd.com.tr (212)236 6269
Özkan Çifçi diyor ki: 29 Ekim 2011, 10:42
Selam
(Parke işinin oldum olası bana en zor gelen yönü nedir bilirmisiniz : Sürekli dizlerinin üzerinde çalışmak !)
yazmışsınız.Bakın Finliler bu işi nası yapıyorlar.
Özkan Çifçi diyor ki: 29 Ekim 2011, 10:43
bu arada linki vermeyi unutmuşum :)))
http://www.youtube.com/watch?v=3q2cv6TONQI

İsrafil Bayram diyor ki: 03 Aralık 2011, 12:23
"İstanbul'da, Beşiktaş,tan Ortaköy'e giderken hemen başlarda parkeci Mitra var. Çırağan Caddesi 7/A. Bu firmada Hollanda'dan ithal rabıta görünümlü çok güzel lamine parkeler bulabilirsiniz."
Demişsiniz ama Hollanda üretimi parke yok, Menşei bile veremiyorlar isteyince. Hepsi Çin malı çıkıyor. Acarlarda komşuma bir malzeme sattılar evlere şenlik . Parkelerin paketi bile yok naylona sarıp yollamışlar. geri vermeye çalıştılar ama parası ödenmiş, iş işden geçmişti.
Kısacası Hollanda malı dendi mi , malzemeden de satıcısından da uzak durucan. Tüccar adam Hollandalılar , Çin de 5 kuruşa ürettirip üzerine kar bindirip başkalarına satıyorlar.

Salih D. diyor ki: 08 Mart 2013, 10:47
Merhaba,
Yaklaşık 13m² bir odam ve bu odayı mutfakla birleştirip daha aktif kullanacağım bir ortama çevirmeye niyetlendim. 2 tane oğlumun da bunda etkisi oldu  Evim 4 katlı bir binanın en üst katı. Bina dışarıdan mantolama işlemi uygulanmış durumda.
Tezgah altı ve önünü taş döşeyip, geri kalan kısmı ise rabıta yapmaya niyetlendim. Mutfak tezgahım ve yapacağım ada tezgah da meşe olacak. Fakat yeri döşenecek ağacın cinsi konusunda oldukça kararsız ve bilgisizim. Larex, çam, mermau, meşe gibi seçenekler arasında bilinçsizce gidip geliyorum. Darbelere karşı sert ve dayanıklı olmasını, rengin ise odayı boğmayacak şekilde olmasını istiyorum. Yüzey işlemi olarak yağlama tercihim olacak zirâ mutfak tezgahını da yağlayacağım. Sizin ağaç tavsiyeniz ne olur?
Bir de yerde çok kot farkı olmaması için 1x5cm çıtaları 30-40cm arayla yerleştirip, havalı çivi tabancası ile yan kanaldan açılı çakmayı düşünüyorum. Çıta altlarına ziftli kağıt koyup betonla temaslarını keseceğim. Alt boşluğa da kireç döküp taş yünü sıkıştırma niyetindeyim. Cam ve taş yününün yapısı sebebiyle böcek barındırmadığı duydum. Bu uygulamada bir hata var mı? Çıtaları korumak için vernik/yağ gibi bir koruma işlemi yapmam veya rabıtanın altına koruma işlemi uygulamam gerekir mi?
Elimden iş geldiği ve merakım olduğu için bu işlemi kendim yapmak istiyorum. Dikkat etmem gereken başka noktalar var mı?
Saygılarımla.Salih
Murat USTA diyor ki: 11 Mart 2013, 11:19
Sn.Dündar;
Merbau darbelere karşı en dayanıklı seçenektir. Bizim köpeğin ( 58 Kg ) hoplaması, zıplaması, tırnakları, çamuru, günde iki sefer pas pas yapılmasına rağmen banamısın demedi. 10. yıldayız. Ancak rengi koyudur. Dolapların ve diğer mobilyayı açık renk seçerek bir denge sağlayabilirsiniz. Ama hem merbau rabıta hem diyelim ceviz veya maun mutfak dolapları yaparsanız boğulacaktır. Açık renk isterseniz, ikinci seçim meşe olacaktır. O da sert ve dayanıklı bir ağaçtır malum.
Bu işi nerede yapacağınızı bilmiyorum. Ancak rutubet oranı yüksek bir yerleşimde iseniz ziftli kağıt faydalı olacaktır. Kireç dökme sebebiniz böcekler için ise bir diyeceğim yok. Hiç duymamış idim.
Cam yünü böcek tutmasa da su ile bozulur, yani ıslanınca bozulur, işlevini yitirir. Mutfak için uygun değildir.
Çıtalar için düşündüğünüz 1cm kalınlık bu iş için yeterli değildir. Zemini düzltecek ve sizi taşıyacak yeterli kalınlık değildir. Mevcut zemindeki bütün bozuklukları aynen yukarıya kopyalıyacaktır. Kullanmanız gerekn kesit 5 x 2,5 dediğimiz çıtalardır. Yani en az nominal 2,5 cm kalınlık gerekir. Zaten bu temiz olarak 20 – 22 mm civarında gelirkibu boşluk 2 cm lik taşyünü veya köpük için uygundur. Daha incesini teraziye almanız, bağlamanız, yarılmadan çakmanız çok zor olacaktır. Ara boşlukları 35 cm geçmeyiniz ki aks aralıkları 40cm geçmemiş olsun. Alt boşlukları muhakkak tutkallı kamalar ile besleyiniz. Eğer çok rutubet söz konusu değil ise bunlara özel bir koruma işlemi uygulamanız gerekmez.
Rabıta alanın çevresinde duvarlar ile arasında, dört bir tarafta 2 cm boşluk bırakmaya özen gösterinizki rahat çalışsın. Bu boşluğa uygun süpürgeli kullanınız ve süpürgeliği rabıtaya değil duvara bağlayınız.
Kolay gelsin.

Salih D. diyor ki: 12 Mart 2013, 14:51
Murat Bey,
Bilgilendirmeniz için teşekkür ederim.
İstanbul Tuzla’da 11 ile 16 saatleri arasında güneş gören bir balkonun arkasında yer alıyor mutfakla birleştireceğim odam. Alttaki daire de gayet güzel ısıtılan bir daire. Yazın İstanbul klasiği yükselen nem söz konusu ama ahşabı riske edecek kadar değildir diye düşünüyorum.
Zeminde mevcut laminant parkem var ve onları sökeceğim. Bildiğim ve hissedebildiğim kadarıyla zeminde bir yamukluk söz konusu değil. Ama söylediğiniz mantıklı geldi, ufak da olsa hataları görüp çıta altını takviyelerim. En büyük sıkıntım rabıta döşeme için ahşabın satıldığı yeri henüz bulamamış olmam  Çam satan çok yer var ama meşe veya merbau fırınlanmış vaziyette satan yer bulamadım, henüz.
Toplamda 25m² bir alana sahip olacağım ve bol ışık alan bir mekân olacak. Dolaplar mat kırık beyaz, tezgah ise hafif koyu meşe (Ikea sağolsun). Duvar dolabı da kullanmayacağım için mekân ferah olacağından koyu renk ahşabın sıkıntı yaratmayacağını düşünüyorum.
İstanbul’da Anadolu yakasında rabıta uygulamasına yatkın meşe veya merbau nereden bulabileceğim konusunda bir fikriniz var mı? Bir de işin ehlini bulup uygun bir rakama anlaşıp başka işlerle uğraşabilirim. Bütün odaları sırayla laminant parke ucubesinden kurtulmak istiyorum.
Bilgiyi saklamak yerine paylaşmayı seçtiğiniz için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.Salih Dündar

Salih D. diyor ki: 13 Mart 2013, 12:49
Tekrar merhaba,
Sonunda merbau masif parke buldum 16x120x2400mm ölçüsünde. Tek kafama takılan 16mm’nin çivi çakmak için yeterli olup olmaması; daha kalın olması gerekir mi?
Saygılarımla.Salih

Erdal Bayram diyor ki: 15 Mart 2013, 13:40
Merhaba Murat Bey,Sitenizi tesadüfen buldum ve şimdiye kadar en keyif alarak okuduğum yazılara eriştim. Zaman ayırıp bilgilerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Tesadüfen buldum, çünkü bu aralar masif parke hakkında bilgi edinmeye çalışıyorum. Sitenizde paylaştığınız bilgilere bakacak olursak benim sormak istediğim konu çok sıradan gelebilir. Fakat içinde bulunduğum bu kararsız günlerden yardımlarınızla beni kurtarırsanız çok minnettar olacağım. İnşallah temmuz ayında evleneceğim. Bunun öncesinde şuanda inşaat halinde olan ve haziran ayının başında bitecek olan bir ev aldım. Binada ki diğer dairelerin aksine, doğallıktan yana olduğum için, banyo hariç her yeri masif parke döşetmek istiyorum. Yaklaşık 83 metrekare bir alanım var. Bina hemen deniz kenarında ve daire 4 katlı binanın son katında. Sadece internet üzerinden araştırma yaptım ve bir günde hiçbir bilgim olmadan İstanbul da keresteciler sitesine gittim. Her satıcı farklı bir şey söylediği için kararsızlık had safhada. Tabiki son söylenilen şey sizin zevkiniz dedikleri içinde kararsızlık artıyor. Tropik ağaçları önerenlerde oldu, önermeyenlerde. Rica etsem “zevk sizindir” demeden ağaç cinsi, kaplama şekli, tekniği, maliyet veya bizim bilmediğimiz ama dikkat etmemiz gereken konularda yardımcı  olabilirmisiniz? Süre azalıyor ve ben hala hiçbir karar veremedim. Şuanda Tekirdağ da yaşıyorum. Burada da fazla bir altenatifimiz yok. İlk kez kendi evimde oturacağım için iyi bir şey olmasını istiyorum. Şimdiden teşekkür ederim.Saygılarımla.Erdal Bayram
Murat USTA diyor ki: 18 Mart 2013, 11:44
Sn. Bayram;İltifatlarınız için teşekkür ederim.Önce kullanım şeklinizi belirleyiniz. Topuklu ayakkabı, köpek tırnağı vs. gibi ezici-çizici etkenler varsa ben olsam en dayanıklısı merbau sonra meşe seçerdim. Birisi siyah öbürü beyaz kadar farklı olduğu için tabii ki zevk giriyor işin içine. Eğer bu kadar zor şartlar yok ise, fiyat ikinci önemli karar verme etkeni oluveriyor. Çünkü açık havada olmadığımız için, teak gibi suya dayansın diye bir sıkıntımız yok. İş sahiden de zevke, yaratmak istediğiniz atmosferdeki etkiye dönüşüyor. Unutmayınız ki her türlü döşeme malzemesi bir iç dekorasyon elemanıdır ve  dekorasyonda genel kural olarak tavana ve döşemeye çok para harcanmaz. En sık gittiğiniz mekanı düşünün, zemini gözünüze getirmeye çalışın, hatırlamazsınız bile. Kaldı ki evde parkenin üzerine bir sürü eşya koyacaksınız, halı sereceksiniz.Benim şahsen bu durumlarda karar vermemde en önemli etken işi yapacak firma oluyor. Daha doğrusu oradaki adamın gözündeki ışık oluyor. Adamın elinde ne varsa onların içinden ve genellikle onun dediğini seçiyorum. Çok çok özel bir şeyler istiyorsanız çok özel ağaçlar ithal eden firmalar var. Ama bir Şerifoğlu bayisi bulup, patronun gözündeki ışıkta işini sevip, işinin arkasında duran bir yansımayı hissederseniz, sanıyorum fazla dolaşmadan bütün ihtiyacınıza cevap bulabilirsiniz. Bu tür köklü firmalar, müşteri şikayetinden sakındıkları için her şeyi sağlama alıyorlar. Dolaysı ile sizin işinizde sağlam gidiyor. Hele yaptıkları bir iki yeri göğüslerini gere gere gösterebiliyor, referans verebiliyorlarsa ne güzel. Her usta başka bir teknik kullanıyor. Firmayı seçtiyseniz yolladıkları ustanın işine fazla karışmamakta en doğrusu. Kafası karışırsa sonuç daha kötü olabilir. Yani firmayı seçip ne derlerse bırakın yapsınlar. Buna ağaç cinsi, tekniği, cilası dahil. Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak diye usta ağzı bir laf vardır. Biraz işini oluruna bırakmak gerek.Ağaç cinsleri o hale gelmiş durumdaki ancak mikroskop ile hücrelerinden tam teşhis konulabiliyor. Artık çoğu yetiştirilmiş türler. Bir sürü ağaç ismi var ortada dolaşan. Kafanızı hiç takıp bulandırmayın. Seçtiğiniz firmanın en çok ne sattığını sorun. En çok ne satıyorsa onda tecrubeliler demektir. Ben lokantada bile hemen bunu soruyorum. En çok ne satılıyor ise onu yiyorum.Bu işin pekte öyle iyisi kötüsü yok. Pahalı demek iyi demek değildir. Ne de olsa hepsi ahşap. Eğer evi su basarsa hepsi kabaracaktır. Eğer her gün ıslak paspas yapıp kurulamazsanız hepsinin cilası gidecektir. Bütçenize en uygun olanı en iyisidir. Ne yazık ki bir formülü yok ki size vereyim.Kolay gelsin
yakup raşidoğlu diyor ki: 19 Nisan 2013, 01:35
murat bey merhaba;değerli bilgilerinizden bazılarını okudum.çok yararlı bilgiler var(bu alanın profesyonellerine bile).bende bir fikir almak istiyorum sizden eğer mumkunse?.kars ilinde dubleks villa tipi evimin içini yapmak istiyorum.bildiğiniz üzre kars soğuk bir iklimi olduğu için ahşap yapmak istiyorum.yalnız ahşap rabita’nın üzerine surulecek vernik veya cilanın dünya sağlık örgütü önerilerine göre kanserojen madde içermesi ve benimde 11  ve  6 yaşlarında iki çocuğumun olması sebebi ile endişeleniyorum.bu konuda yardımcı olursanız sevinirim.yani  öyle bir işlem olsunki hem ahşabın güzeliğinden mahrum olmayalım hemde zararlı bir işlem yapmamış olalım.şimdiden yardımlarınız için teşekkür ederim.
Murat USTA diyor ki: 22 Nisan 2013, 11:09
Sn Raşidoğlu merhaba;Sorunuz ince bir çizgi ve hatta bıçak sırtı. Bende artık şaşırmış durumdayım. Yediğimiz, tuttuğumuz, soluduğumuz herşey zararlı hale geldi. Tek çare en az zararlısını seçmek. Okuduklarımıza duyduklarımıza tam uyarsak hiç bir şey yememek durumundayız. Her türlü kimyasalın zararlı olduğunu biliyorum ancak çağımızda bunlardan kurtulmak imkansız hale geldi. Cep telefonunun zararını biliyoruz ama bırakmaya kalksak toplum dışına hatta ailemizin dışına itileceğiz. Küçük şehirlerde yaşayanlar daha şanslı bu açıdan. Size tek diyebileceğim bu konulara çok fazla girmeden bulabildiğinizin en iyisini seçmeniz. Biz de evde bir ara bu konulara daldık ve baktık çıkış yok, kafayı sağlam tutmak daha önemli, vaz geçtik. Mümkün olduğunca dikkat ediyoruz ama aldığımız gömleğin kumaşındaki boyanın kansorejen etkisini düşünmeye başlayınca işin ucu kötü diye bıraktık. Sizin parkelere gelince, dediğim gibi bulabildiğinizin en iyisi ile yola devam etmelisiniz bence. Selamlar, saygılar..

Inci karaarslan diyor ki: 20 Nisan 2013, 17:09
Merhaba  tum salon ve yemek odasi  mobilyalarimi cilalatmak istiyorum size nasil ulasabilirim veya bir usta oneriniz olur mu
Murat USTA diyor ki: 22 Nisan 2013, 11:11
Sn. Karaarslan;Kendimi emekli edeli 10 yılı geçti. O zaman iyi olanlarda benim gibi işi bıraktılar. Bu nedenle bildiğim, tavsiye edeceğim kimse yok ne yazık ki. Bana ulaşmak için ymtalu@gmail.com adresini kullanabilirsiniz. Kolay gelsin.

Omer Yılancı diyor ki: 22 Nisan 2013, 17:45
Murat Bey Merhabalar, yeni parkeler çıkınca eskilerin derdinden anlayan insan pek kalmadı malesef. Benim evim 1965-70 yapımı. o zamanlar parke kullanmışlar. pek anlamıyorum ama bana ceviz olduğunu söylediler. ben normalinde o döneme air modern bir laminat ile kaplatmayı düşünürken, çevrem nostaljik olsun diye tüm parkeyi yeniden elden geçirip kullanmamı tavsiye etti ve yaklaşık 10 yıldırda kullanıyorum. memnunum. ancak, çocuklar olsun, hava şartarı olsun parkeler bana bak demeye başladı. parlelerin bazı yerlerinde havalanma var, zeminden kaynaklanan çok fazla değil ama yürürken çıkarttığı ses nerede dolaştığımızı belli eder cinsten, ayrıca zamanla parke aralarındaki dolgular yer yer çıktı, boşluklar oluştu. ara ara parkeleri söküp araboşlıukları tamamlasam nasıl olur, diğer boşlukları ne ile dodurabilirim ve ben kendim tüm parleerin 150m2 cilasını vs.. yapabilirmiyim.Pek çok nalbur yada bu tarz ürün satanyerlere danıştığımda herkes kestirmeden usta tavsiye ediyor ama net ve bilinçli cevap hiç kimseden alamadım doğrusu. siteniz ve vermiş olduğunuz bilgiler dikkatimi çekti bu sebeple  bana tavsiyeniz ne olur. saygılarımla
Murat USTA diyor ki: 24 Nisan 2013, 11:16
Sn. Yılancı;Bu işe kendiniz soyunmanız için, birincisi, günlerce dizlerinizin üzerinde çalışmayı göze almanız gerekiyor. İlk yapacağınız iş dizlerinizin üzerinde kaç saat durabildiğinizi bir denemek.İkincisi, bu işleri yapabilmek için bazı özel makineleri toplamaya başlamanız gerekiyor. Ufak bir testere makinesi, sistre makinesi gibi. Bunların maliyeti ustaya vereceğinizden çok mu az mı ? Çünkü bunları sadece tek bir kez kullanacaksınız. İşin kötüsü bu makineler başka işlerde kullanılamaz. Özel makineler. Yani ileride ahşaptan kutu yapayım deseniz sistre makinesini kullanamazsınız. Makinesiz olmazmı ? Olur. Ama dizlerinizin üzerinde geçireceğiniz süre 5 misli olur. Bu sefer fizik tedaviciye ve ortopediste vereceğiniz para girer işin içine.Yani esas zorluk yerde çalışmakta.Sizi çok iyi anlıyorum. Parkenin bakımı, sistre-cila denilen işlem sonderece sıkıntılı bir iş. Bütün eşyayı boşaltacaksınız, muazzam bir toz temizleyeceksiniz ve bir kaç gün giremeyeceksiniz. Parça parça kendim yaparım demeyi, yaparsınız demeyi çok isterdim. Yapılmazmı? yapılır. Ama çok çok zorlanırsınız ve de şöyle kaymak gibi olmaz.Parkecilik başlı başına bir meslek kabul ediliyor. Üreticisi, uygulamacısı, makineleri, cilaları, satıcısı ihtisaslaşmış durumda. Bende diğerleri gibi bir usta bulmanızı, 3-5 gün kendi evinizin yabancızı olmayı göze almanızı öneriyorum.Yakın bir gelecekte benimde başıma geleceğini düşündükçe inanın içime bir sıkıntı basıyor ki sormayın gitsin !Kolaygelsin.
Lange diyor ki: 10 Mayıs 2013, 00:21
Murat usta kurbanın olayım yardım et kafayı yıycem Şu an Tr deyım mayıs 14 2013 de ucagım var Almanyaya donuyorum benım ev kocaman 8 odalı 4 katlı her katında tahta parke var tahta ama dıkkatını cekerım,gecen hafta almanyadayken ınternette okudum normal sıvı yagla parlatın dıyordu tahtayı bende eşşek kafam denedım ama mahvettım ıkı uc tane tahtayı eşim geldı bu ne dedı gulerek halledıcem turkıyeye gıdeyım alıcam cılasını dedım gecıstırdım..gecıstırmesınede sımdı ben naapıcam yardım et nolur.bulayım bunun adı ne spreymı cılamı bıdonmu nasıl nedır bana yardım et alayım sunu 2 gunum kaldı alayımda gıderken Turkıye’den  sorun yaşamayayım almanyada bulamam yenı evlıyım eşimde alman turk degıl dıl sorunum var nerden alınır almanyada bılmıyorum benım eşim dogal şeylerı sevdıgınden evın tum zemınlerını Tahta dan yaptırdı tavanda dahıl tavanda sorun yok ama zemın tahtaları cok acık renk ve lekelı solgun duruyor ne yapmak lazım tahtanın rengı solgunsa allahını seversen bır yardım etsen nolur ınsallah mesajımı gorursun hemen.. Bu arada web sıtene bayıldım tam benlık sık kullanılanlara aldım benımde evde atölyem var sözde mımarlık okuyorum rezıl olduk ıyımı Tesekkur ederım
Murat USTA diyor ki: 10 Mayıs 2013, 08:30
Sn. Lange merhaba;Almanya’da okuduğun benim ile aynı fikirde imiş. Ancak anlaşılan o ki sen uygulamada bir hata yapmışsın.Birincisi: tahtaların rengini koyulaştırmak istiyorsan, bunu dengeli bir şekilde yapmak, hele büyük bir evde, amatör işi değil. Hiç heveslenmeni tavsiye etmem. İşi bir profosyonele vermelisin. Yani sadece yağla, cila ile o bahsettiğin solgunluk gitmez. Madem doğal seviyor, madem kendi heryeri tahtadan yaptırdı, doğal renginide sevecektir. Bunun doğallığını bozmayalım diyebilirsin.İki: Buradan oraya bidonlarla sıvı taşımak hiç akıl işi değil. Orada bulup alabilirsin. Bizim buralarda değişik malzeme bulup aldığımız yerler zaten hep Alman yapı market zincirleri: BauHaus, BauMax, Pratiker, Tekzen hep Alman asıllı şirketler. Belki okumuşundur, benim favorim yağ cila malzemesi olan Clou markasını artık getirmiyorlar. Sen Almanya’da Clou marka her türlü malzemeyi çok rahat bulabilirsin. Ben Almanya’ya Hollanda’ya, Belçika’ya gittiğim zaman hiç dil sorunu çekmiyorum çünkü her yerde her zaman bir Türk çıkıyor karşıma. Çoğu Alman bir sürü Türkçe laf öğrenmiş. Üstelik orada ahşap konusunda uğraş veren bir çok Türk var. Onlara ulaşmayı dene. Belliki cevval ve şirin bir arkadaşsın. Eminim biraz uğraşırsan orada istediğini bulursun. Parkeleri yağlamak için natürel bir malzeme arıyorsun. Özeti bu. Esas mesele uygulama.Üç: Ne yaparsan yap, muhakkak kutunun üstünde ne yazıyorsa uygulama için, hiç uydurmadan, kısa yoldan gitmeden, acele etmeden, harfiyen ne yazıyorsa aynı şekilde uygulama yapmalısın. Ne yazdığını anlamadıysan beş kere daha oku, birilerine sor ama yazılanın dışına çıkma!Dört:Ne kullanırsan kullan, ince katlar halinde oda oda kullan. Kutuda diyorsa katların arasında 12 saat bekleyin kuruması için, sen bekle 24 saat. Sakın bir kat kurumadan ikincisini sürme.Beş: Bana yolladığın resimden tahtanın durumu aşağı yukarı belli. Ancak sizin istediğiniz nedir belli değil. İnternetten karı-koca oturun, istediğiniz rengi gösteren bir fotoğraf daha bulun. O zaman, yapı marketin boya bölümüne gidip, resimleri gösterip, tahtamız böyle ama bu hale gelsin istiyoruz diye yardım isteyin.Altı:İşini şıp diye çözecek bir cevap veremediğim için üzgünüm. İstediğin cevap bu değil biliyorum. Neticede ne elde etmek istediğini bilmediğim için ancak bu kadar faydam oluyor. Ahşabı yağlamak deyince zeytinyağından başlayıp giden koca bir seçenek yelpazesi var. Ahşabın renginin solgunluğu ise düzeltmek istediğin  dediğim gibi bu işi bir bilene vermelisin.Kolay gelsin
Lange diyor ki: 10 Mayıs 2013, 00:42
http://www.mehmetmarangoz.com/MehmetMarangoz/31/ayak-izgaraligi.aspx
bak tahta aynı bundan kıopyası
Lange diyor ki: 10 Mayıs 2013, 13:24
Teşekkür ederim Murat usta ,Şimdi anladım,kendimi boşuna hırpalamışım,o zaman sizden şöyle bir yardım isteyebilirmiyim !..Ben eve gidince size resimlerini çeksem mail atsam ? bir inceleseniz bana ona göre yol gösterseniz ne almam gerektiğini almanyadan bende ona göre alayım sorayım iböyle olabilirmi ?Sizin facebook varmı ?benım e  maıl adresım sızde var degılmı gorunuyormu buradan?yardım ederseniz sevinirim ,bi şekılde çözücem bu sorunu ama nasıl onu dusunuyorum.birde o bır kac tahtayı sıvı yag ıle sılmiştim rengı farklı dıgerlerınden sırıtıyor onu nasıl temızlerım sabunlu su olurmu ?Tesekkur ederım tekrar görüşmek uzere.

Hakan diyor ki: 17 Mayıs 2013, 11:45
Selam, Murat Usta.Bu yeri bulduğuma sevindim. Biraz bilgi verirseniz sevinir. Bir kaç yıl önce masif parkemin üstüne su döküldünden hasar gördü. Bende orayı kapatıyorum ama gözüm takılıyor. Ayrıca parke aralarında bir miktar açılma oldu. Parkeyi de yaptıralı 15 yıldan fazla zaman geçti. Şimdiye kadar belli aralıklarla süpermarketlerde satılan hazır, parke malzemelerini kullandım. Bunlar bir miktar parlaklıkta da sağlıyor. Ancak kabaran yeri onartmak ve sistre cila yaptırmak istiyorum. Ancak ev eşya dolu olduğundan hepsini dışarı çıkartmam imkansız gibi bir şey. Durumumu anlata bildiğimi umuyorum. Bu durumum için en iyi çözüm sizce ne olabilir. Cevap verirseniz çok memnın olurum .Saygılar,
Murat USTA diyor ki: 18 Mayıs 2013, 13:45
Sn. Söylemezoğlu;İnanırmısınız bende kaç yıldır sallıyorum bu işi. Bir gün başıma geleceğini, kaçışın olmadığını bile bile öteleyip duruyorum.Bu sistre cila işi çok meşekkatli, pis bir iş ama alternatifi yok maalesef. Katlanacaksınız, katlanacağım, katlanacağız. Maalesef.Mevcut parkenin üzerine bir kat laminat parke sermek mümkün. Fazla kalınlık yok, seçenek çok, ucuz vs. Bu yolu seçebilirsiniz. Ancak üzerinde yürüdüğünüzde aynı hissi duymayacağınızı bilmelisiniz. Hele hele bizdeki gibi evde kedi köpek var ise, çok fazla tırnak sesi çıkacaktır. Biliyorsunuz bunlar yapıştırılmıyor, seriliyor. Eski parkenin üzerinde serbest duracağından biraz tıngır, tıngır olabilir. Kaçar yolu bu ! Eskisine ellemeden üstüne ince bir kat yeni parke :)) Kolay gelsin.

ayse kor diyor ki: 20 Haziran 2013, 13:51
merhaa Murat Usta,Evimizin 3 odası rabıta döşeli. 10 yılldır kullanıyoruz çok fazla çizikler oldu onlarda eşyaların yerlerini çok değiştirmekten dolayı:( rabıtalarda çiziklerden başka hiç bir hasar yok ses yok ,kırık yok ,leke yok. biz bu rabıtalrın üzerine laminant parke yaptırmayı düşünüyoruz. bir kaç yere sorduk rabıtalarınız sağlam ise değiştirmeyin cila yaptırın dedi. birde sizden yardım almak istedim. Sizce ne yapmalıyım???
Murat USTA diyor ki: 20 Haziran 2013, 15:27
Bencede. Herkes rabıta peşinde koşarken tutup da laminat yaptırmak olmadı şimdi.Bizimkilerde cizik dolu. Koltuk kanepe çekilirken içim gidiyor. Ancak bu eskimeyi, eskimiş ahşabın güzelliği olarak görmeye çalışmalıyız.

Fatih diyor ki: 02 Temmuz 2013, 09:29
Merhabalar öncelikle rınız ve bilgi birikimlerinizi paylsştığınız için cok teşrkkürler..bizim evimizde yer döşeme olarak rabıta var ve çok koyu kahverengi olduğu ve araları açıldığı için sistre cila yaptırmaya karar verdik renk deişikliği ve cila yaptılar fakat aradaki boşluklaro macumla doldurdukları halde yinede bazı yerlerinde boşluklar gözükmekte birde biz rengini parlak istediğimiz için cilada yaptırdık üstüne yapan ustanın tavsiyesiyle nova parlak cila yaptılar fakat bu cilalın parlaklığı brni tatmin etmedi ustanın verdiği cevap ise bu ağaçlar çam ağacı çok parlamaz dedi internette araştırdım biraz cam cila die bişey gördüm normal cilalardan dahamı parlaktır cam cila birde bu boşlukların hepsinin macunla dolmamış olması ustadanmı kaynaklanıyor yoksa olabilir birşeymi lütfen yardım edin eğer bi sorun varsa böle kslsın istemiyorum tekrar yaptırcam şimdiden çok teşrkkür ederim..
Murat USTA diyor ki: 06 Temmuz 2013, 11:17
Merhaba;Kusura bakmayın cevabım geç oldu.1- Macun zamanla çekmesi normaldir. Çekmesini bekleyip bir kez daha ” yoklama macunu” tarzında macun yapılır. Tabidirki usta bir hafta ev bu şekilde beklesin dese hiç bir müşteri kabul etmeyecektir. Ancak macun yapılan açıklıklar 1 mm den fazla ise, buraların, sizin parkeniz ile aynı ağaçtan yani çam parçaları ile düzgünce doldurulması, tamir edilmesi, kapatılması, zımparalanması gerekir idi.2- Cilanın parlaklığı ahşabın cinsine bağlı değildir. Yani ustanın dediği gibi çam ağacı az parlar diye bir şey olamaz. Amca iyi üfürmüş :)) Ancak, koyu renkler ışığın kırılması ve emilmesi gibi özellikler nedeni ile daha çok parlaklık isterler. Sorun ağacın cinsi değil rengin koyuluğu ile ilgilidir.3- Cam cila bildiğim kadarı ile ustaların en parlak cila için kullandıkları deyim. Ancak her üreticinin en parlak cilaları bile birbirinden farklı olabilir. Bu nedenle her markanın en parlak cilasını ufak bir parçada deneyerek sizin istediğiniz parlaklığı hangisinin verdiğini bulmak gibi meşekkatli bir işiniz var. Cilanın parlaklığı arttıkça darbelere ve çizilmelere kaarşı direncide artar ki buda fiyatı da yükselir demektir. Hemel çok iyi bir firmadır. İnternetten arayabilirsiniz.Ah bu ustalar …..Kolay gelsin

Yeşim diyor ki: 07 Temmuz 2013, 15:52
Murat Bey merhaba,Eski Romanya çamından yapılmış rabıta döşeli bir evde büyüdüm. Aynı sağlamlıkta ama kuzey ülkelerindeki doğal beyaz ,kum rengi tonlarında  rabıta malzemesi nasıl bulabilirim, yardımlarınızı rica ediyorum.
Yazılarınızdan anladığım kadarıyla ahşabı , çam ,meşe bile olsa beyaz yada krem tonlarına çevirmek mümkün değil. Dergilerde gördüğümüz Norveç,İsveç vs evlerinin yer döşemeleri nedir bir türlü bulamıyorum. Yardımlarınız için teşekkür ederim.Yeşim
Murat USTA diyor ki: 08 Temmuz 2013, 10:17
Yeşim Hnm. merhaba;Bu bir kültür işi. İstanbul’da BauHaus ilk açıldığında açık renkli ahşabı gri tonlarına döndürecek Clou marka boya gelmiş idi. Yıllarca rafta süründe, bozuldu. Sonunda markayı hiç getirmez oldular.Bizim kültürümüzde yok bu renkler. Bırakın açık tonlara çevirmeyi, vitage tarzı bir sürü mekanda döşemedeki ahşabı beyaz yağlı boya ile boyayıp aşınmasını, yer yer alttaki diğer renklerin çıkmasını bekliyorlar ve bundan, bu eskilikten gurur duyuyorlar.Bir başka yöntem şu: Ahşabı uzun yıllar dış etkilere açık bırakırsanız zaten beyaz-krem bir renk alır. Yani eski ahşap kullanıyorlar. Biz ya yakarız ya atarız ! Saklamayız.Dergilerde gördüğünüz fotoğraflarda başka bir tehlike bulunuyor. Biz o fotoğraflardaki ahşap desenli her malzemeyi gerçek ahşap olarak algılıyoruz. Ancak çoğunun laminat türü ” basılmış desenler ve renkler ” olması çok mümkün. Ahşap sanayiindan ink-jet yazıcılar bile 15 yıldan fazladır kullanılıyor.İşin özetine gelecek olursak; burada birisine istediğiniz renkte birşeyler yaptırmaya kalkmak çok riskli olacaktır. En sağlam yol ithal parke satıcılarını dolaşıp istediğiniz gibi bir şeyler arayıp, ısmarlayıp getirtmek ve getiren firmanın ustasına uygulatmak olacaktır. İthalatçı firmaları internetten, Yapı Kataloğu’n dan, yapı fuarlarından bulabilirsiniz.Kolay gelsin.
Gülçin Sürmeli diyor ki: 23 Ağustos 2013, 15:37
Murat Bey Merhabalar,4 Ay önce oturduğumuz daireyi aldık. Yer döşemesini parke yaptırdık ve sözde mat cila attı. Işıkta parkelere bakınca üstündeki pütürcükleri görebiliyorum. Su damlaları hemen leke yaptı. Doğru ustayı bulmak gerçekten zor. Su lekelerini nasıl yok edebilirim? Tekrar cila yaptırmam mı gerekiyor? Tekrar ustalarla uğraşmak istemiyorum. Eğer benim yapabileceğim bir şey varsa neler tavsiye eder misiniz?Teşekkür ediyorum.Saygılarımla,Gülçin Sürmeli
Murat USTA diyor ki: 08 Eylül 2013, 14:48
Sn. Sümerli ;Geç cevabım için özür dilerim.haklısınız usta bulmak çok zor. Su lekelerinin olması çok entresan. Ya sizin su da fazla kireç vs. vs. var ya da atılan cilada bir anormallik. Pütürler oluşabilir, zmanla yok olabilirler.parke temizliği için içerisinde ” wax ” yani cila içeren temizlik malzemeleri var. Örneğin Rossmann mağazalarında ( Sanıyorum sadece Ankara ve İstanbul ‘da var ) DOMOL markası ile satılan bir parke temizleyici var. Bunu su ile karıştırıp her pas pas yaptığınızda parkeniz cilalanmış, lekeler çıkmış, rengi canlanmış oluyor. Ben şahsen evde bu ürünü kullanıyorum.  Kışın gün aşırı, yazın haftada 2 parkeleri böyle siliyoruz. Yapı marketlerde, super marketlerde benzer ürünlere bakınız. Pronto markasında da benzer bir ürün olabilir. Hem cilalıyor hem temizliyor. Zamanla hoş bir satenimsi parlaklık oluşuyor.
tuğba diyor ki: 08 Eylül 2013, 23:35
Merhaba Murat Bey bir sorum olacaktı. Teak ağacından 4 sandalye ve 1 masa aldık. Masanın rengi sandalyelere göre biraz daha sarıya dönüktü. Sandalyeler ise daha beyaza dönük. İkeadan almış olduğumuz teak yağı ile hepsini 1 kat yağladık. masanın rengi değişmedi ancak sandalyelerin üçü kızıl bir renk aldı hatta bazı bölgeler siyaha dönük. Dördüncü sandalye ise hala beyaz sanki hiç  yağlanmamış gibi. Hepsi farklı oldu ve çok moralimiz bozuldu ne yapacağımızı bilemiyoruz bize yol gösterirseniz çok memnun oluruz. Teşekkür ederiz.
Murat USTA diyor ki: 10 Eylül 2013, 22:35
Hiç moralinizi bozmayınız !Aynı masada bile birbirinden çok farklı renkler gömeniz mümkündür. Eğer hepsi aynı renk olsa idi, esas o zaman morainiz bozulabilirdi: Aldığınız gerçek masif ağaç mı diye düşünmeliydiniz o zaman.Bazı parçalar yağı fazla, bazıları ise az çekecektir. Gayet normaldir.Merak etmeyiniz, zamanla hepsi aynı renge ulaşacaktır. Güneş altında UV ışınlarının etkisi ile hepsinin rengi açılacaktır.Her mevsim yağlamaya devam ediniz. Bıkmadan, usanmadan.Kaldı ki özellikle egzotik ağaçların korunması için uygulanan programnlar var. Belki aldığınız takımın bir köşesinde FSC etiketi var idi. Artık bir takımdaki bütün ağaçların aynı ormandan kesilmiş ağaçlar olmamasına çalışılıyor. Korumak için. Doğal olarak renkler de fark ediyor. Eğer bütün takımınız aynı ağaçtan üretilmiş bile olsa idi, kesim şekline bağlı olarak bu farklar oluşacaktı.Yol göstermeye gelince: Masanızı sandalyelerinizi sevmeye devam ediniz. 10 yıl sonra bunları bile bulamıyacağınızı düşünerek onlara iyi bakınız ! Her mevsin yağlayınız ! Bol bol kullanınız. Eşle dostla keyifli günler, akşamlar geçirmeye çalışınız. Üstünde oturduğunuz zaman, altonozdaki sandalyenin renginin farkına varmazsınız. Keyfini çıkarınız

ABDULLAH ERGİN diyor ki: 12 Eylül 2013, 14:50
Murat Bey merhaba15 yıl önce evimize rabıta döşetmiştik, rabıta iyi, cilası iyi ancak kapı önleri gıcırdamaya başladı. Tahtaların gıcırdamasını nasıl önleyebiliriz? Yardımcı olursanaız sevinirim.
Murat USTA diyor ki: 12 Eylül 2013, 15:00
Sn. Ergin;Yıllar geçtikçe gıcırdama normaldir. Yine iyi dayanmış bunca sene.Artık bir bakım zamanı gelmiş anlaşılan. Söktürüp yeniden döşetmekten başka çare yok.Kolay gelsin

taşkın diyor ki: 16 Eylül 2013, 09:55
bildiğimiz ışıldak masif parke üzerine dik oturttuk ve zemini bazı yerde az yakmış bazı yerde şişmiş ve aşınmış ne kullanabiliriz kurtarabilirmiyiz birde bize koruyucu cila vs ne önerirsiniz.
Murat USTA diyor ki: 17 Eylül 2013, 15:00
Zımpara ile yanık izini ve şişmeyi almaya çalışınız. Üzerinde daha önce cila ne var ise onun ile rötuş yapınız.
Asiye diyor ki: 21 Eylül 2013, 00:58
MerhabalarBen sizden yardim rica ediyorum biz kiraci olarak oturdugumuz evde mineflo kullaniyoruz. Bende esimde ahsap cok severiz ama bu konuda bilgi sahibi degiliz evimizde kullandigimiz mineflonun alti ahsap ama nasil tarif etsem bildigimiz tahta gibi kimi yerleri kararmis ama kapkara degil  biz bakim yaptirmak istiyoruz ama bilgi sahibi olmadigimizdan yanlis yapmak istemiyoruz netten sistire cila yapan bir sahis aradim ama profosyeneliz makinelerimiz toz ceken avrupa cila kullaniyoruz dedi size danismak istedim bize tavsiye edeceginiz usta olabilirmi biz ahsap gorunumlu istiyoruz tahtalar hic boyasiz cilasiz gorunuyo rabitami degilmi bilemiyorum eger usta tavsiye edemem derseniz ustalara ne sormam gerekirInternetten buldugum ustalara yaptirabilirmiyim ? Yardimci olusaniz sevinirim . Saglikla mutlulukla kalin  J
Murat USTA diyor ki: 22 Eylül 2013, 10:31
Sn. Nasuhoğlu;Benim tavsiye edebilceğim bir usta ne yazık ki yok.İnternetten usta bulmak fikrine de alışkın değilim.Yaşadığınız yeri bilmiyorum. Ancak en güvenilir yol yaşadığınız yere yakın parkecilerden akıl alıp sonunda bir karara varmak olacaktır.Mahalle esnafı hep orada oldukları için pek kap kaççı olmazlar. Yoksa tutunamazlar. Eğer adam 10 yıldır aynı yerde ise güvenmek gerekir.Karar verme sürecinde ben makineye, kullandığı malzemeye değil hep adamın gözündeki ışıltıya bakarım. Hisleriniz size en doğru yolu gösterecektir ve her işte bir hayır vardır.Bu tür ustaları boya – badana – tadilat işleri yapanlar daha iyi bilir.Kolay gelsin.
Asiye diyor ki: 26 Eylül 2013, 09:14
İyi Günler Murat Bey ,Tavsiyeniz üzerine boyacımızı aradım iyi bir usta tanıyormuş. Size çok teşekkür ederim çok iyisinizherkese yardımcı oluyorsunuz.  Sağlıkla Mutlulukla Kalın

Melike diyor ki: 01 Ekim 2013, 11:31
Merhaba Murat Bey,Ben ahşap parkelerdeki cila ile yağ arasındaki farkı öğrenmek istiyorum. Evde kullanım için yağlı meşe diye bir parke beğendik. Bunu yaptırmayı düşünüyoruz. Ama yağlı parkeyide yeni duyduk açıkçası. Dayanıklılık açısından, kullanım açısından farkları var mıdır? Evde ne olabilir? topuklu ayakkabı, mobilyaların ayaklarının vereceği zarar…Ahşap parkede kararlıyız,(sistreyi şuan aklıma getirmiyorum), yağlı mı cilalı mı? yardımcı olabilir misiniz?Şimdiden çok teşekkürler,Melike
Murat USTA diyor ki: 04 Ekim 2013, 15:03
Sn. Birden;Beğendiğiniz ” yağlı meşe” sahiden yağlanmış bir meşe değildir. Son yıllarda çıkmış bir parke rengidir. Rengi yağlı meşeye benzetilmiş demektir. Onun üzerine de bildiğiniz parke cilası uygulayacaklardır.Benim yazılarımda bahsettiğim yağlanmış parke veya daha geniş kapsamı ile yağlanmış ahşap ise, petrol ürünü, sentetik, kimyasal koruyucu maddelerin bulunmasından evvel insanların ahşabı korumak için kullandıkları yöntemdir. Yağlar iyi birer su iticidirler ve suyun ahşabın içerisine işlemesini engelleyerek, parazit, küf, mantar, bakteri vs. oluşmasını dolaysı ile ahşabın çürümesini önlerler.Hem dayanıklılık hem kullanım açısından bir parkeyi cilalamak ile yağlamak arasında büyük fark vardır. Birincisi yağlamayı seçerseniz 6 ayda bir yağlamayı kabul edeceksiniz demektir. Cilalarsanız iyi bir cila ve kullanımla 15-20 yıl elinizi sürmeyeceksiniz demektir. Yağlarsanız sudan, topuktan, sürtmeden vs. korumalısınz demektir vs. vs.Şuna benziyor: Anneannem bakır kapta pişirirdi, bende bakır kullanayım, kalaycıya götürmeye, sirke dökmemeye razıyım gibi. Tercih sizindir. Ahşabı çok seven küçük bir zümre üşenmez yağlamayı tercih eder. Çünkü havası pek bir başkadır. Rengi, dokusu pek bir başka olur. Ama sizi bilemem.Topuklu  ayakkabı, mobilyalar, köpeğin tırnağı vs. için ise tavsiyem şu olacaktır. Meşe serttir ama Merbau daha da serttir. Eğer bu aşınmalar çok olacak ise ” yüksek trafik vernikleri ” kullanarak cila yaptırınız. Bu vernikler barlarda, butiklerde, otellerde kullanılır ve çok dayanıklıdır.

Bihter diyor ki: 20 Ekim 2013, 16:53
Merhabalar evimizin bütün odaları merbau parke ile döşeli. Yaklaşık 10 sene oldu ama üçkağıtçı bir parkeciye rastladık ve bize bayat vernik atmış. Şu anda her yer çizik dolu çok kötü görünüyor. Sistre yaptırılan ama sizin yardımınıza ihtiyacım var. Öncelikle sistre için odaları nasıl boşaltıp yapıyorlar. En önemlisi cilada önerdiğiniz marka var mı. Çünkü ilk yaptırdığımız kişi bizi güzel mi kazıkladı. Biraz bilgi alıp öyle yaptırmak istiyorum. Bi de ortalama ne kadar tutar. Evim 200 m2. Yardımlarınızı bekliyorummmm.
Murat USTA diyor ki: 21 Ekim 2013, 12:37
1- Sistre için odaların boşaltılması için sizin çabanız daha önemli. Çok miktarda ince toz çıkacaktır ve bu tozdan korunmak size aittir. Ne kadar güzel toplanıp, ne kadar güzel sarıp sarmalarsanız o kadar rahat edeceksinizdir.2- Parke cilası seçimini yaptıracağınız ustaya bırakmanız daha akıllıca olur. Ustanın elinin alışık olduğu cila ile çalışması başarı şansını yükseltecektir. Ama benim seçimim Hemel ürünleri olacaktır.3- Ne kadar tutacağı, alacağınız cilaya, parkenin durumuna, ustanın duygusal durumuna bağlıdır. Kıtbilik etmemekte fayda vardır. Hem şöför arkası hem 25 kuruş olmaz derler, hani.Bizim evimizde merbau ve 48 kiloluk bir köpeğimiz var. Bütün çamur, toprak içeride. 10 yıl oldu. Ciladaki çizik alanlar, mobilyaların ayaklarının çizdiği alanlar. Ayaklardaki keçeler bozulmuş, farkında olmadan her oturduğumuzda ileri – geri çizmişiz. Geri kalan alanlarda köpeğin tırnağının ahşabı ezdiği izler var. Demem o ki eğer çizilmeler bizdeki gibi mekanik ise zaten cila konusunda kazık yememişiniz. Bu tür aşınmalar ile kötü bir görünüm alması için 10 yıl normal bir süre. Ustanın duygusal bir anına geldiyseniz onu bilemiyorum Eğer parkeniz masif değil lamine ise sistre sırasında çok almamaları için sık sık uyarınız.Parke üzerindeki bütün mobilya ayaklarına, her türlü objenin altına keçe yapıştırınız ve sık sık kontrol ediniz.Parke cilalandıktan sonra 1 gün üzerine basmayın derlerse 2 gün, 2 gün basmayın derlerse 3 gün sakın ola basmayınız !

müslüm özelgün diyor ki: 22 Ekim 2013, 22:17
Merhabalar Murat ustaBenim sizden ricam şu ki; Ben evime yaklaşık 10 sene önce ahşap parke döşettim.(kestane ağacından)döşeyen usta nın dediğine göre kullandığı cila 3p denen çok kaliteli bir cilaymış. gerekirse ince bir zımpara ile zımpara yaptıktan sonra aynı ciladan alıp ince bir tabaka halinde sürmemin yeterli olacağını söylemişti.O günden beri kullanıyorum ve çok memnunnum.Yalnız oturma odamda yaptığım ufak bir tadilattan dolayı parkeninde cilasını yenilerim diye araştırmadan zımpara yaptım.Ve 3p parke cilası aramaya başladım. Ama 3p cila bulamadım.Yaptığım araştımalar beni size ulaştırdı. Şimdi size bir kaç sorum olacak.1- 3p ahşap parke cilası bulabilirmiyim?2- 3p cilanın yerini tutacak bir cila varmıdır?3- 3p cilanın yerini tutacak ciayı daha önce 3p cila atılmış yüzeyi sadece hafif bir zımpara atıp üztüne uygulayabilirmiyim?4- Bazı noktalarda hafif açılmış parke aralarına nasıl bir dogu malzemesi kullanabilirim.Şimdiden teşekkür ederim.
Murat USTA diyor ki: 26 Ekim 2013, 13:46
Müslüm Bey merhaba;1- Her sektörde firmalar ürün isimlerini değiştirmeye pek meraklılar. Sanırım bir pazarlama taktiği. 3p cila hangi üreticinin olduğunu hatırlayabilseniz çok kolay olur idi.2- 3p yapısını, formulasyonunu bilmediğimiz için yerini tutacak cila konusunda bir kelam etmek hatalı olur.3- Zımparanın üzerine başka ve yeni bir cila uygulamanızın sorun yaratacağını sanmıyorum.4- En iyi dolgu macunu: Ahşabın kendi zımpara tozunu kullnacağınız vernik ile macun kıvamına gelene kadar karıştırıp araları doldurunuz.Kolay gelsin

Aylin Tigli diyor ki: 06 Kasım 2013, 23:54
Merhabalar Murat Usta,
Oncelikle boylesine guzel bilgilerle dolu sayfanizi buldugum icin cok mutlu ve de sansli oldugumu soylemek istiyorum  Bizim de evimizde su anda duzgun ama cilaya ihtiyac duyan kayin parke var.  Salonumda cok esya oldugu icin bunlari bosaltmadan laminant parke yaptirip geceyim dedim ama sonrasinda baktigim laminant parkeler cok yapay geldigi icin bu konuda cok kararsiz kaldim.  Sanirim sistrede karar verecegim.  Sormak istedigim iki sey var, birincisi tozsuz sistre diye ilanlar gordum internette.  Bunlarla yapilan sistre kalitesinde bir fark var midir?  İkincisi de kayin agacinin rengi bana koyu geliyor, disbudak agaci rengine dondurebilirmiyim kayin parkenin rengini, bu mumkun olur mu? Bir de ahsap parkenin uzerine gecici olarak lamiinant parke yapilirsa sonra bunu sokturup ahsap parkeyi tekrar kullanmak mumkun olur mu?  Cok cok tesekkurler…
Murat USTA diyor ki: 01 Aralık 2013, 16:31
Sn. Tığlı;Teşekkür ederim.1- Sistre işlemi sırasında çıkan toz, biz sistre yaptıranları çok rahatsız etsede, bu işlemi yapan arkadaşların ciğerlerini berbat ediyor. Alçı sıva işide böyledir. Bu nedenle git gide yeni teknikler icat ediliyor ve hatta eskiler yasaklanıyor. Örneğin Kuzey Amerika’da alçı işinde önce aspiratörlü makineler kullanıldı, el ile zımpara yasaklandı, şimdilerde sulu sistemlere geçildi, aspiratörlüler yasaklanmaya başladı. Neticede yapılan iş kötü olmuyor. Çalışan insanların ve çevrenin sağlıkları korunmuş oluyor.2- Genel kural şudur: Koyu rengi açamazsınız. Açık rengi boyalar ile koyultabilirsiniz ama koyu rengi açmaya çalışmak çok risklidir ve kimse buna kalkışmaz. Ufak ahşap parçalarda oksijenli su ( Hidrojen peroksit ) işe yarar ama kontrol edemezsiniz ne kadar açılacağını. Vazgeçin bu sevdadan 3- Laminat parke alttaki zemine yapıştırılmaz. Sadece ses kesici bir şilte üzerine serilir. Öylece, kendi halinde durur. Bu nedenle üzerinde yüründüğünde tıngır tıngırdır. Evcil hayvan ve topuk sesi çok çıkar. Yani her an kaldırıp yenisini döşeyebilir veya eski parkenizi kullanabilirsiniz. Ancak yinede ustaya hatırlatınız. Sağdan soldan bir delilik yapıp bazı yerlere tutkal sürmeye kalkmasın. Olur a hani.
tekin diyor ki: 21 Kasım 2013, 09:09
Merhabalar Murat usta; 70 yılında babamın yaptırmış olduğu ve  halaaa çok severek kullandığımız  rabıtalarımız var.oğlumun odasını dekore ediyoruz(konsept lacivert beyaz) eşim sistireden sonra beyaza boyatıp boyatamıyacağımızı soruyor.acaba bu mümkünmü.şimdiden çok teşekkürler
Murat USTA diyor ki: 01 Aralık 2013, 16:33
Sn. Arslan;Mümkündür.Hatta aşınınca alttaki eski renkler yer yer çıkabilir ki buna dekorasyonda ” Vintage tarzı” diyorlar. Sıfırdan yaptırmaya kalksanız birde çok para verirsiniz

semra Başkan diyor ki: 09 Aralık 2013, 21:01
Merhaba Murat bey,
Harabe durumda bir ev aldım ve tadilat yaptırdım.Daha önce hep meşe parkeli evlerde oturduğum için değişiklik olsun diye salona masif bambu,odalara lamine kayın döşettim.Fakat  güzel Anadolu el işi halılarım,kilimlerim,ve  de mevcut eşyalarım bu parkelereyakışmadı.Ev tadilatını  dekorasyon bütünlüğü içinde düşünmediğim için bu durumu nasıl düzelteceğimi bilemedim.Vintage tarzını küçük ardiye odamda denemek istiyorum.Bununiçin lamine kayın üerine  hangi boyayı sürebilirim?Zımpara gerekir mi?Elim bu işlere yatkındır,kendim yapabilir miyim?Boya fırça ile mi,rulo ile mi sürülür?Şimdiden teşekkürler ve iyi günler.
Murat USTA diyor ki: 10 Aralık 2013, 14:50
Merhaba Sn. Başkan;1-Eliniz yatkın ise kendiniz yapabilirsiniz2-Yağlı boya. Veya plastik sürülüp üzerine şeffaf vernik uygulamalısınız.3-Fırça ile sürülür4- Boya zamanla kendiliğinden aşınacaktır. Tabiidir ki homojen bir şekilde olmayacak, üzerinde çok gezdiğiniz yerler aşınıp altı çıkacaktır. Diğer aşınmayan alanları suni olarak aşındırmak ve homojen bir görünüm için zımpara kullanmalısınız. Hatta değişik renkte iki kat sürüp zımparaladıkça bir alttaki rengin ve sonrada ahşabın renginin çıkmasını sağlayarak daha da eski bir görünüm elde edebilirsiniz.Muhakkak ama muhakkak başka bir parça ahşap üzerinde deneyiniz. Katlar arasında kurumaları için 24 saat bekleyiniz. Hem eliniz alışsın hem bakın bakalım istediğiniz etkiyi elde edebilmişsiniz.Kolay gelsin.

semra Başkan diyor ki: 12 Aralık 2013, 15:13
Murat bey,Çok yardımcı oldunuz çok teşekkürler.İyi günler dilerim.
Yesim diyor ki: 19 Aralık 2013, 03:33
MerhabaMutfağını yeni tadilata sokmuş ve cogu konuda ustalardan ağzı yanmış biriyimHolumu parke döşettim kapi kasa kenarlarını cok özensiz yaptılar kavga dövüşTekrar çağırdım duzelttirdim. Yine istedigim gibi olmadi yamalı gibi oldu Ben diyorumKasadan bir parça kesip parkeyi alta ittirin olmaz diyorlar baska birsey demiyorlar.Baska ustaya duvar kağıdı kaplattim desen takibi yapın dedim kafasina gore dosedigittiHepsini sokup kendim tekrar döşedim . Simdi salonumu 25m2 civari ( masif marke) sistre yaptırmakIstiyorum ama ustalara hic güvenim yok.  Kendim yapamazmiyim? Sistre makinamda yok kiralayabilecegim bir yer varmıdir? İstanbul Anadolu yakasında oturuyorum.  Kendim yaparsam nasıl bir süreç takip etmek gerek ve hangi malzelerle? Şimdiden ilginiz alakanizicin tesekkur ederim
Murat USTA diyor ki: 20 Aralık 2013, 13:18
Bauhaus kiralık makine veriyor ama sistre varmı bilmiyorum, sormanız gerek.Aslına bakarsanız bu sistre makinesi eskiden yok idi. Elle yapılır idi. Sistre dediğiniz bir çelik parçasıdır ve bilemesi de zor değildir. Dahada eskiye gider isek zımparadan önce sistre vardı diyebiliriz.Şimdi bu açıdan bakar isek;25 m2 nin tamamını değil, bölge bölge çalışırsanız, her gün bir parça şeklinde, sizde yapabilirsiniz.Amaç parkelerin arasında zamanla oluşmuş yükseklikleri almak. Bunu zımpara ile de yapabilirsiniz, sistre ile de.Zımpara daha çok toz çıkarır.Zımpara makinesi veya sistre makinesi ile de yapabilirsiniz elle de yapabilirsiniz.Elektrik kullanmadan sadece eski usul el aletleri ile ahşap işçiliği giderek yaygınlaşan saygın bir hobidir aslında. Bende yıllardır makine yerine el aletlerini tercih eden takımdanım.Zımpara yapacak iseniz 80 numara gibi kalından başlayıp 180 e hatta 200 numaraya kadar inmelisiniz.Ufak el zımpara makineleri şimdilerde 150 tl civarında ve örneğin bir Black & Decker alırsanız elektrik süpürgesi çıkışıda olabilir. Arkasına süpürgenin hortumunu takıp bir yandan çalışırken bir yandan tozun çoğunu süpürgeye toplamış olursunuz.Kolay gelsin
can diyor ki: 22 Aralık 2013, 01:15
Selamlar,
Herkeze kolay gelsin,ben hobi olarak ahşapla uğraşıyorum. birkaç sorum olucaktıRabıtanın eski usul yağlanması hangi yağ ile yapılırdı ? babanemleri evinde muşamba cilası kullanıldığını biliyorum, ince bezir ilk çıplak ağaca atılırdı…sonraları pahalllı diye bezir yerine sentetik yağlar satıldığını duydum…?!ben genellikle renksiz pinoteks kullanıyorum, bunun üzerine yağ atılırmı ? ve hangi yağ atılmalıdır, petrolium dedikleri bu arada vazelin veya sıvı parafinde olabilir…liflerin aralarına girerek ahşap dokusunu koruyacaktır. teşekkürler.
Murat USTA diyor ki: 23 Aralık 2013, 11:48
İnce bezir rabıta, doğrama işlerinde astar olarak kullanılır idi. Yağlı boya, vernik, cila pahallı idi ve ahşabın az emmesi, az malzeme gitmesi için bezir çekilirdi.Muşamba cilası sık uygulanan bir yöntem idi. Ufak parçalarda ayakkabı cilası da kullanılırdı.Kelle başına düşen milli gelirimiz arttıkça daha az zahmetli işler yapar olduk. Bezirin kurumasını beklemek külfet sayıldı. Bırakın sentetik yağları her boyanın birde hazır astarı çıkar oldu.Pinoteks 30 yıl evvel ilk çıktığında ahşap koruyucu olarak çıktı. Memlekette su boyasından başka ahşap renklendirici olmayınca uzun yıllar renk versin diye kullanıldı, üzerine vernik vuruldu. Kimsenin bakteri, kurt, böcek koruması umurunda değil idi. Yani pinoteks memleketteki ilk emprenye malzemesidir diyebiliriz. Ama koruma moda değil idi. Bunu fark eden üreticiler vernikli pinoteks çıkardılar. Tek seferde hem renk hem vernik işi milletin hoşuna gitti.Şimdi;Pinotexs eğer vernikli ise yağ ile bağdaşması zordur bilesiniz. Ahşabı korumak için kullanıyorsanız, boşverin, Hemel ahaşp emprenyesi var onu kullanın. Su bazlı, çok daha modern bir ürün.Eğer yaptığınız iş toprak ile temas etmiyor ise, hele hele iç mekanda ise koruma ihtiyacınız olmayacaktır. Burada kural şudur : Toprak ile ahşabın arasında 20 cm ve daha fazlası var ise koruma aramayız. Bakteriler bu mesafeyi aşıp ahşabı çürütmeye başlayamazlar.Vazelin, sıvı parafin vs. küçük parçalarda kullanılır. Rabıta işinde kullanmak hem çok masraflı hem meşekkatli hem anlamsız olacaktır.Kolay gelsin
can diyor ki: 28 Aralık 2013, 02:16
Selamlar Murat usta, yeni yılınızı kutluyor sağlıklı bir 2014 diliyorum,izmirde güneş ve yağmur gören pergola balkonun vernikli yüzeyini alıp 2 senede birince renksiz pinoteksi doyuranakadar sürüyorum, eskiden birde yat vernik atardık ki..daha sonra bunun dez avantaj olduğunu kabuk kabuk soyulup üstüne birdeçatlayan vernik altlarında çürümeler olduğunu gördük, bahsettiğiniz emprenye pinotekse göre daha iyimidir ?
üstüne başka birşey atallımmı? birde ev içi yaptığım masa dolap için natürel sonkat ama ağacın dokusunu göstermasi için ne tercih ediyim ?
Selamlar
Murat USTA diyor ki: 29 Aralık 2013, 15:15
Can Bey merhaba;
Daha öncede dediğim gibi toprak ile teması yok ise emprenye kullanmanız gerekmez.
Bütün vernikler hele altı koyu renk ise UV ile zamanla bozulacaktır. Yat verniği inceltildiği zaman çok daha çabuk bozulur. İnceltmeden uygular iseniz 5 yıl gidecektir. Ancak her sene kontrol edilmeli, kılcal çatlak var ise zımparalanıp tamir edilmelidir. bakımsız bıraktığınız takdirde bahsettiğiniz gibi bozulması doğaldır. Yüksek UV değerleri çok tahrip edici bir güce sahiptir.
Bu nedenle sıcak iklimlerde ahşap imalat beyaz renkli ve tam örtücü ahşap boyaları ile boyanır. Bu durumda bile her sene kılcal çatlakların zımparalanıp boya tamiri yapışması istenir. Yüksek UV dayanıklı ahşap boyalarını http://www.hemel.com.tr/‎ veya http://www.jotun.com.tr/‎ veya http://www.ahsap.com adresinden ulaşabileceğiniz Senkron Ltd temin edebilecektir.
Anladığım kadarı ile siz pinotexi renklendirici olarak kullanıyorsunuz. Yine bu firmalardan, tam örtücü olmayan ahşap boyaları da bulabilirsiniz. İzmir gibi UV değeri yüksek bölgelerde açık renkler terih edilmelidir. Koyu renkler daha az yansıtarak güneş ışınlarını absorbe ederler ve ısınma daha fazla olur.

Meral diyor ki: 10 Ocak 2014, 22:49
Merhaba,
Antalya Döşemealtında oturuyoruz. Biz 1,5 yıl önce salonumuza sedir parke döşettik. Kokusu ve dokusu özel olduğu için bir de dayanıklı olduğu için. Altına ise ahşap ızgara koydurttuk. Üstünü ise sedirin rengi açık olduğu için boyattık ve cilalattık. Gel gelelim 1 ay önce cam kenarına yakın bölgelerde çökmeler meydana geldi. Anlam veremedik ve çok üzüldük. Çökmelerin altına baktığımızda sanki orada ahşap yok gibi duruyor. Bunun nedeni ne olabilir?Cevabınız için şimdiden teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.
Murat USTA diyor ki: 22 Ocak 2014, 11:20
Geçmiş olsun;Belliki Usta o bölgelerin altına ahşap izgara koymamış veya ahşap ızgara parçalarını sabitlememiş ve üzerinde yüründükçe bu serbest parçalar titreşimlerin gücü ile yanlara kaymışlar veya malzeme çok yaş idi çekti ve oynadı, veya alttaki ızgara parçası çok yaş idi çok çekti ve parke altı boşaldı …

simge diyor ki: 13 Şubat 2014, 01:59
Merhaba, evimin parkeleri çok eski. Ahşap. Geçen gün bir kaza sonucu bir bölümü yandı. Parke yapan bir yerle görüştüm. o bölgeyi yeniden yapacağız sonra bütün odaya sistre çekip cilalayacağız dediler. Ama ben bunun yapılmasını istemiyorum çünkü evde ne usta çekecek nede cila kokusu çekecek gücüm var. Çok ortada biryer olduğu için ne halıyla nede bir eşyayla kapatamıyorum. ve o kömürleşmiş parkeler beni rahatsız ediyor. acaba kendi başıma o yanan yeri düzeltebilir miyim? Herhangi bir boya var mıdır bunu hal edecek?. Yamalı bile olsa şuanki durumundan daha iyi olacağını düşünüyorum. Not: Parkelerim balık sırtı şekilde döşenmiştir.Teşekkürler…
Murat USTA diyor ki: 14 Şubat 2014, 11:10
Yamalı bir görüntüye razı iseniz şöyle yapabilirsiniz:Önce kalın zımpara ile ( Mesela 80 numara ) siyahlık çıkana kadar hasarlı bölgeyi zımparalayabilirsiniz. Yanık çok derine indi ise hemen anlaşılır ve adamların dediği gibi o bölgenin parkesini değiştirmek daha akılcı olabilir. Yok baktınız yavaş tavaş siyahlık gidiyor ve altından yanmamış ahşap çıkıyor devam edersiniz.Bütün siyahlık çıktıktan sonra bu sefer daha ince bir zımpara ( 220 numara ) ile ilk zımparanın izlerini yok edersiniz ve üzerine istediğiniz cilayı fırça ile kendiniz uygularsınız.Yoksa bu işi kolayca yapacak bir boya yok.Çok radikal bir karar ile btün parkeyi tutup yağlı boya ile boyamak tabiiki ayrı bir konu. Ama koku da istemediğinize göre bu yoldan gitmekte olmuyor.Ben olsam ne yapıp edip evin şeklini değiştirip üzerine bir obje denk getirip bırakırdım Kolay gelsin

Deniz diyor ki: 13 Şubat 2014, 11:04
Evimiz için masif parke almaya karar verdik piyasada araştırırken yerli üretim ve ithal meşe masif parkelerin olduğunu gördük, bunlardan hangisini tercih etmeliyiz ve nelere dikkat etmeliyiz, birde su vazlı ve selüloz katkılı cilalar varhangisi daha iyidir, önerebileceğiniz bir marka var mı, bilgi verebilirseniz sevinirim iyi çalışmalar
Murat USTA diyor ki: 14 Şubat 2014, 11:03
Sn. Deniz;Genelde yerli üretim için kullanılan ahşap ta dışarıdan geliyor. Ama yerli isterseniz Şerifoğlu eski ve sağlam bir firma, bayileri aklı başında oluyor genellikle. Huni parke yi de deneyebilirsiniz. Biz hep Şerifoğlu kullandık pişman değiliz.Dikkat edeceğiniz aslında pek bir şey yok. Yeterki ne istediğinizi bilin ve zevkinize göre en uygun rengi, tonu seçin. Ondan sonra iş ustanın eline kalıyor. Acele edip adamı sık boğaz etmeyin, rahat çalışsın.Cila için yine ustanın eli neye alışkın ise en iyi cila odur diyorum. Su bazlılar daha çevreci malum. Ama işi yapacak olan adam solvent bazlı cila daha iyi olur diyor ise bırakın öyle olsun. Demek ki eli ona daha yatkın.

Gülnur D diyor ki: 05 Nisan 2014, 13:44
Yeni taşındığımız evimize sistre yaptırdık ve mat cilalandı.Ancak oğlum plastik arabalarıyla oynarken bile parke de çizikler oluşuyor.
Yeni eşyaların montajlarında da çizilen parkelerimiz var.Mat parke cilası alarak çizilen yerleri kendimiz onarabilir miyiz? Çiziğin üstünü boyanmamız mı gerekir yoksa belli bir bölgeyi mi ?
Bu kadar kolay çiziliyor olması doğal mı? Sistreye verdiğimiz paraya ekleyip laminant oarke yaptırmadığım için pişman olmuş durumdayım.Teşekkürler
Murat USTA diyor ki: 08 Nisan 2014, 22:56
1- Çok derine inmeyen yüzeysel çizikleri yapı marketlerde satılan özel kalemler ile kapatabilirsiniz.2- Derin çizikler için ince bir işçilik örneği göstermeniz ve buraları önce rengini etrafa uydurmalı sonra vernik ile doldurmalısınız.3- Her iki haldede keskin bir göz çizikleri fark edecektir.4- Yanı matlıkta hatta aynı marka cilayı, bastırmadan çok hafif 220 numara zımpara gezdirdikten sonra uygulamak başka bir yöntem. Yaklaşık 30 x 30 cm lik bökgeler halinde.5- Bu tür kullanımlar için uüksek trafik cilaları var. Dükkanlarda bile kullanılıyor. En tehlikelisi yüksek ve sivri topuklu kadın ayakabılarına bile dayanıklı olmak için geliştirilmiş cilalar bunlar. O ciladan kullanmış olsa idiniz sorun olmayacak idi. Bir tatile gittiğinizde eşyaları toplayıp mevcut cilanın üzerine yüksek trafik cilası uygulatabilirsiniz. Yani geç kalmış değilsiniz.6- Hiç pişman olmayın. Laminat parke üzerinde o arabaların, koştukları zaman çocukların çıkarttıkları sesi ve ayağınızın altındaki yapaylığı hissetmiş olsa idiniz pişman olmazdınız merak etmeyin. Doğal malzeme hele evde çocuk var ise herzaman yapay olandan iyidir.
Mehmet Şatır diyor ki: 07 Nisan 2014, 23:25
Merhaba Murat Bey,Tüm yazıları okudum çok yararlı buldum. Ben yeni bir ev aldım, 3 katlı. Merbau parke salon odalar ve 2 merdivende kullanılmış. Mat bir cilası vardı. Usta temizledi, zımpara yapmadı, üzerine Hemel parke yağı kullandı. Yaklaşık 12 saat sonra üzerinde yürüdüm ve ayak izlerim çıktı. Bezle silmeye çalıştım renk matlaştı daha kötü oldu. Silmek için daha fazla ayak izi oluştu. 24 saat sonra biraz daha kurumaya başladı. Şimdi ne yapmalıyım. Tüm evi tekrar yoklama zımparası ve yine yağ uygulaması olur mu? Zımpara yapmadan yağ yapsam ne olur? Son çare sistre ama 3000 tl istiyorlar. Yardımınızı bekliyorum. Selamlar.
Murat USTA diyor ki: 08 Nisan 2014, 23:02
1- Parkenin üzerinde cila duruyor ise Merbau yağı nasıl emecekmiş ? Bu nasıl ustaymış ? Emilmeyen yağın nasıl kurumasını bekliyormuş ?2- Her türlü yağ – cila için bekleme süresi 24 saattir. Üzerine basılmadan, bir sonraki kat uygulanmadan önce 24 saat beklenir !3-Yoklama zımparası cila tabakasını kaldırmayacağına göre çekilecek yağ yine emilmeyecektir. Şimdi yağdan vazgeçtim cila yapın deseniz bu seferde arada yağ olduğu için yeni cila tabakası eski cila tabakasına tutunamıyacaktır.4- Üzerindeki yağı tiner vs. ile alayım demeye kalkmak daha beter bulaştırmak demek olacaktır.5-Ne yazık ki sorun 3000 tl ile çözülecek gibi görülüyor. Bu sefer daha sabırlı olunuz. Üzgünüm.

deniz diyor ki: 17 Nisan 2014, 18:54
Mrb murat bey iz yeni ev yaptık taban işimiz kaldı parke mi ahşap mi yaptırsak kararsısız. Konustuğumuz ustalar soguk memleket olduğu için parke soğuk olur ahşap yapın diyor. Ama ahşapda kurtlanıp cürüdüğü için tedirhiniz ne yapacagımız konusunda. Çok kafamız karısık tabi maliyetde onemli bizim için yardımcı olursanız sevinirim
Murat USTA diyor ki: 23 Nisan 2014, 13:49
Kusura bakmayın ama tam olarak anlayamadım. Ahşap demek ile neyi, parke demek ile neyi tarif etmek istiyorsunuz bilemedim.Ahşap parke bir çok tarihi binada 200 yaşını aşmış vaziyettedir. Pek kolay kolay kurtlanıp çürümez !
Murat USTA diyor ki: 23 Nisan 2014, 14:17
Ne yazık ki sorunuzu tam olarak anlayamadım:Parke ile neyi, ahşap ile neyi tarif etmek istiyorsunuz bilemedim.Tarihi binalarda 200 yaşına girmiş ahşap parkeler görüyoruz. Kolay kolay kurtlanıp çürümeyecektir.

Esra yavuz diyor ki: 22 Nisan 2014, 00:45
Merhabalar Murat bey yeni aldıgımız evimizin üst katını komple masif 3 boyutlu dedikleri parkeyle  döşettik fakat ustamızdan hiç memnun kalmadık aralık yerleri macunla direk doldurdu parke koyu renk macunlar acik renk kaldi aralarda uzerine su bazlı cila attım dedi ama daha eve tasınmadan parke çizilmeye başladı çorapla uzerinde dolasırken veya silerken hep takıliyor pürüzsüz bir yüzeyi yok  yeniden daha dayanıklı bir cila attirmak  istiyoruz ne tavsiye edersiniz  tasinmama bir hafta kaldi eve girmeden bu is bitsin istiyorum lütfen bana yardim edin şimdiden çok teşekkürler…Esra yavuz
Murat USTA diyor ki: 23 Nisan 2014, 14:32
Sn. Yavuz.Üzgünüm. Bununla geçmiş olsun.Hemel veya Senkron gibi ahşap vernikleri üzerine yoğunlaşmış şirketlerin internet sitelerinden bir bayiye ulaşıp veya şirket merkez telefonlarını arayıp sorunu anlatınız. Size yardımcı olacaklardır.

ebru diyor ki: 02 Mayıs 2014, 14:55
MERHABALAR,
SİZDEN BENDE BİR BİLGİ VE NE YAPMAM KONUSUNDA FİKİR RİCA EDİYORUM…
EVİMDE KEDİLERİM VE KÖPEĞKLERİM VAR.AİLEMİZE YENİ KATILAN YAVRU KÖPÜŞ TUVALET EĞİTİMİNE ALIŞANA KADAR ESKİ TİP PARKE KAPLI OLAN ODAMIZA ARA-ARA ÇİŞ YAPTIĞINDAN PARKENİN RENGİ SU ÇEKMEKTEN BAYA KOYULAŞTI.BİZ ODAYI İYİCE SİLİP HAVALANDIRIYORUZ.ŞUAN ÇİŞ DURUMU ORTADAN KALKTI FAKAT RENK UYUMSULUĞU İÇİN NE YAPABİLİRİZ.SANKİ BİR BÖLÜME SU DÖKÜLMÜŞ PARKE İÇİNE ÇEKMİŞ GİBİ HİÇ HOŞ DURMUYOR.YARDIMLARINIZI RİCA EDİYORUM…YOKSA EV SAHİBİM DURUMU GÖRÜRSE BİZİ EVDEN ATMASI AN MESELESİ
Murat USTA diyor ki: 06 Mayıs 2014, 00:32
Merhaba;
Vallahi biz ev sahibini halının daha iyi olacağına inandırmış, bütün evi halı yaptırmış ve acilen tüymüş idik.
Zımparalayıp hasarın ne kadar derinde olduğunu anlamaya çalışmakta fayda var.Bir veya birkaç parkeci çağırıp nasıl düzeltirmiş fikir almakta fayda var.Ev sahibine parkelerin ne kadar kötü olduğunu anlatıp kiradan düşmeden halı kaplatmanız fikrine ikna etmekte fayda var.
Derdinize çare değil ama yeri gelmişken anlatayım:Maun ve meşe gibi ağaçları bir çadıra koyup içerisine bir tas amonyak koyduğunuzda, sadece amonyak buharı ile renkleri tamamen değişir. Bu yöntemi 80 li yıllarda uyguladığım olmuş idi. 17. YY da Fransa da ahşabı renklendirmek için çok kullanılır imiş.Sizin durumunuzda amonyak tabii yollardan gelmiş.
Dua edin sizin çağırıp soracağınız parkeci seçeneği var, halı kaplatma seçeneği var. Bizim 48 kiloluk kızımızın bahçedeki çimlere günde 4 – 5 sefer bıraktığı bardaklar dolusu amonyak ile  biz nasıl başa çıkacağız hiç bilmiyorum.
Zor durum.
mihriban diyor ki: 05 Mayıs 2014, 10:23
merhabalar,benim bambu balkon mobilyalarım var .Güneş ve yağmur rüzgar verniklerini soydu.onları yat verniği ile mi boyamalıyım? ahşap koruyucu vernik mi öneriniz ne olur mobilyalarımı seviyorum, korumak için ne yapmalıyım
Murat USTA diyor ki: 06 Mayıs 2014, 00:18
Merhaba;İnceltmeden, ince ktlar halinde ve her kat arasında sabırla en az 24 saat bekleyerek bot verniği uygulayabilirsiniz.Yinede mümkün olduğunca, her fırsatta güneş ve yağmurdan kaçırınız.Kolay gelsin.
Çiğdem diyor ki: 05 Mayıs 2014, 11:30
Merhaba Murat Bey;Sitenizi tesadüf sonucu buldum.Bilgi paylaşımlarınız için öncelikle  teşekkür ederim.r çok net ve yararlı. Danışmak istediğim bir konu vardı benimde;Şapı dökülmüş evime parke yaptırmak istiyorum. Beyaz renkte, dilimleri sıra sıra bölünmeden boydan tek parça halinde döşetmek istiyorum.Danıştığım mimar arkadaşlarım işlemin “rabıta modeli geçirmeli” olduğu konusundaydı. Beyaz renk için ie fırınlama işlemi, ürününde çam olması gerektiği konusunda fikir beyan ettiler.Sizin ahşap ve döşeme konusundaki fikirlerinizi ve bilgilerinizi okuyunca danışmak istedim.Bu konuda çok bilgi sahibi değilim.İstanbul Avrupa yakasında bu işi yapabilen (rabıta modeli yer döşemesi) atölyeler yada firmalar varsa bilgi verebilirmisiniz. Modeli net anlatabilmem için sitenize nasıl fotoğraf yollayabilirim?
Murat USTA diyor ki: 06 Mayıs 2014, 00:16
Merhaba;1- Doğru tabir ” geçmeli rabıta ” olabilir ama şimdilerde genel olarak ” rabıta ” deniliyor. Yani bir dükkana gidip ” rabıta modeli geçirmeli istiyorum” gibi bir laf edilmemesi gerekir. Onun yerine kısaca ” Rabıta yaptırmak istiyorum ” olabilir 2- Fırın kurutma öyle veya böyle zaten olacaktır ama beyaz renk için çam fikrini garipsemiş durumdayım. Fotoğrafa bakmam doğru olacaktır.3- Ne yazık ki firma tavsiyesi yapamıyacağım. Beşiktaş ta Levent te parkeciler var. Mesela SEM parke onlara danışabilirsiniz. Hatta önümüzdeki günlerde Yapı Furaı var orada çok firma bulabilirsiniz. Başka bir kaynak yapikatalogu.com4- ymtalu@gmail.com adresime fotoğraf yollayabilirsiniz.Kolay gelsin.
erdek belediyesi diyor ki: 05 Mayıs 2014, 14:44
Erdek belediyesi olarak farklı proje ve mekanlarada kullanılmak üzere ahşap yer döşeme ürünlerinizin birim fiyat veya varsa teknik şartnamelesini e mail adresimize atmanızı rica ederiz.

Yalçın Kaptan diyor ki: 07 Mayıs 2014, 23:42
Selamlar Murat Usta,Verdiğiniz bilgiler için  çok teşekkürler gerçekten oldukça aydınlatıcı olmuş. Benim size danışmak istediğim konu ahşap ayaklar üzerine yapılmış ızgara ve lareks deck kaplı bir platformumuz  var. Üstü tente ile örtülü. Topraktan  40 – 50 cm yüksekte. Bir de oda yapmayı düşünmüştük 25metrekare kadar  OSB döşemiştik. Üzerine çam rabıta kaplamak istiyoruz. Lareks dekimizi yağ bazlı bir koruyucu ile boyadık. Kapalı bölümdeki OSB üzerine kaplayacağımız rabıta için nasıl bi koruyucu önerirsiniz? Bir de  25metrekare çam rabıta için rutubet veya diğer  şartlarda  olası genleşme için süpürgelik arasında ne kadar boşluk bırakmamız gerekiyor. Rabıtaları çok sıkı bir şekilde mi çakmamız gerekiyor? Bilgilendirirseniz çok sevinirim. Teşekkürler.
Murat USTA diyor ki: 14 Mayıs 2014, 23:26
Sn. Kaptan;Öncelikle, rabıta çakmadan önce, OSB nin üzerine bir kat yat verniği veya dış cephe verniği çekiniz. Proje bittiğinde herhangi bir sıvı dokülüp aşağıya sızdığında OSB etkilenmesin, çürümesin, böceklenmesin.İkinci önemli konu, kullanacağınız rabıtaları önceden kullanacağınız mekana getirip bir hafta kadar bekletiniz. Kullanılacakları ortama uyum sağlamaları çok önemli. Çakılmadan önce çalışacakları kadar çalışsınlar.Rabıta dediğimiz profil zaten yan yana getirdiğinizde gereği gibi yanaşan profildir. Yani yan yana getirdiğinizde boşluk bırakmanıza gerek kalmayacak şekilde birbirinin içerisine geçecektir. Rabıta değil tahta alıp çakacak iseniz, yani yanlarında erkek – dişi geçme profili yok ise o zaman kurak hangi çivi ile çekeceksanız onun kalınlığı kadar boşluk bırakmaktir.Duvar diplerinde ise, rabıta parkeye göre daha az boşluk istese de, içinizin rahat olması için 2cm boşluk bırakmanızda fayda vardır. Eğer süpürgelik 2 cm örtmüyor ise, hadi deyin 1,5 cm bırakmalısınız. Daha az olmaz.Gelelim rabıtanın korunmasına. Kapalı bir oda olacağına göre herhangi bir koruyucu, vernik olabilir. Zevkinize göre seçiniz. Dış mekanda olsa idi cevabım farklı olurdu. Kapalı ortamlarda istediğinizi kullanabilirsiniz.Kolay gelsin.
halim diyor ki: 27 Mayıs 2014, 23:18
Selamlar murat usta,
size bir sorum olacak evimiz tamamen rabıta ahşap parke ile kaplı ancak parkeler eskimiş durumda ve terazisi doğru ayarlanamadığı için zeminde dengesizlikler var. tüm zemini değiştirmek istiyoruz ve parke ile zemin arasında kalan yaklaşık 5cm lik boşluk alanı da doldurmak istiyoruz çünkü evde yürüdüğümüz zaman inanılmaz ses çıkartıyor zemin ancak evi tamamen boşaltma gibi bi durum olacak diye korkuyoruz. çünkü ev deki eşyaları taşıyacak herhangi bir yerimiz yok sorduğumuz bir kaç usta evin tamamen boşaltılması gerektiğini söylemekte. bunun dışında herhagi bir çözüm yokmu? yardımcı olursanız sevinirim?
Murat USTA diyor ki: 30 Mayıs 2014, 23:55
Halim Bey merhaba;Zemin döşemesindeki gacırtı gucurtunun baş sebebi, döşeyen usta ne kadar terazisinde, ipinde yapsada, kullanılan teloraların yeterli derecede kuru ahşap olmayışıdır. Zamanla bu atkılar kuruyup çekip, boyutları ufaldıkça, üzerindeki rabıta ve bunları tutan çiviler, üzerlerine basıldıkça oynamaya başlıyor ve gacırtılar, gucurtular dayanılmaz hale gelebiliyor.Yapılacak birinci iş, rabıtaların ve telora ahşalarının döşenmeye başlamadan en az 1 hafta hatta 10 gün önce eve getirilmiş olmasıdır ki döşenmeden önce ortam şartlarına uyum sağlasın. Bu konuda ısrarcı olmalısınız.İkinci önemli nokta alttaki 5cm lik boşluğu ne ile dolduracağınız konusudur. Bu işe en uygun malzeme EPS köpük görülüyor. KÖpük kalınlığı tam olarak ahşap telora kalınlığı ile aynı olmalıdır.Üçüncü önemli nokta, duvar diplerinde, dört bir tarafta 2cm çalışma boşluğu bırakılmasıdır. Ustalar 1 cm yeter der ama yetmez. Muhakak, duvar diplerinde 2 cm boşluk bıraktırınız. Bu boşluk süpürgelik ile örtülecektir.Evin tamamen olmasa bile oda oda boşaltılması, neyazık ki evet, gerekiyor. Zaten bu pis bir iştir ve kıymetli eşyalarınızın o toz duman içerisinde kalmasını sizde istemezsiniz. İyi bir planlama ile oda oda yapabilirsiniz.Bir süre zorluk çekecek gibi gözüküyorsunuz.Kolay gelsin.

Salih Aşık diyor ki: 09 Haziran 2014, 01:58
merhaba murat usta bu kadar soruya titizlikle cvp verdiğiniz için tşk. ederim.Benim sorumda Şu ;yeni bir eve taşınacağım ama evin zemini doğal ahşap,muhtemelen sistre ve cile isteyecektir. Benimde şu an için masraf edecek durumum yok, kendi el yordamımla bu parkenin üzerine rengini değiştirerek sistre yapmadan direk cila yapabilirmiyim_? veya siz neyi önerirsiniz _? benim amacım rengi koyulaştırmak. iyi günler.
Murat USTA diyor ki: 21 Haziran 2014, 23:34
Sn. Aşık;Rengi değiştirmel, koyulaştırmak riskli ve tecrube isteyen bir iştir. Eğer kendiniz yapacaksanız, renk değiştirme işine kalkışmayınız derim.Ancak çok bozuk değil ise kendiniz cila yapmayı deneyebilirsiniz.Kolay gelsin.
Ahmet BAGATUR diyor ki: 19 Haziran 2014, 14:15
Selamlar Murat Usta,
Izmir selcukta’ki dublex evimize, komple rabita  yaptirmayi dusunuyoruz. (Salon, koridor, mutfak ve ic merdivenler.
Gorustugumuz bir marangoz, çam yapalim, istediginiz renge cevirebiliriz dedi,Mese agacindanka yapilir ama pahali olur demisti.Pencere profillerinin rengi, altin mese rengi. guzel bir renk onada uydurmak istiyoruz.
Rabita icin hangi ahsap daha iyi olur, tavsiyenizi alabilirmiyiz.
Saglicakla kalin
Murat USTA diyor ki: 22 Haziran 2014, 00:09
Sn. Bagatur merhaba;Doğrusu sert ağaçlar. Yani meşe, kestane, kayın ve diğer egzotik ithal ağaçlar.Çam ve benzerleri yani köknar, ladin çabuk ezilip, çizilip, berelenip eskiyeceklerdir. Ama olmaz diye bir şey yok. Eski görünümlü ahşap bazıları için pek makbul biliyorsunuz.Bu iş biraz zevk işi, biraz ekonomik kaynak işi. Doğrusu şudur diye bir kural koymak istemiyorum.Renk vermek kısmına gelince; meşe nin renk kabul etme özelliği başka hiç bir ağaçla mukayese edilemez. Çam istediğiniz efekti elde etmek için riskli bir ağaçtır ama doğru renklendirilirse benim pek sevdiğim hallere gelebilir.Bütçeniz ve zevkinizin kesiştiği bir nokta bulmalısınız. Marangoz her ikisinden birer örnek yapsın, şöyle yere koyup, karşısına geçin.Bakalım hangisi size gelmek istiyor. Hissetmeye çalışın hangisi gönlünüzü okşuyor, hangisi cebinizi okşuyor. Hangisini severseniz o size gelecektir !Kolay gelsin.

Bora diyor ki: 04 Temmuz 2014, 00:50
Merhaba, aldığımız daire eski ve zeminde tahta ile kaplı.Bunları nasıl onarıp temiz ve kullanışlı hale getirebiliriz, tavsiye edeceğiniz bir kişi varmıdır,teşekkürler
Murat USTA diyor ki: 07 Temmuz 2014, 14:54
Sn. Bora1- Onarıp kullanışlı hale getirmeniz için bir ustaya göstermelisiniz.2- Ne yazık ki bir tanıdığım yok.
Gözde K diyor ki: 04 Temmuz 2014, 14:11
Merhaba Murat Bey
Size bir sorum olacak: evimize gelen parke ustası eski balık sırtı kayın parkelerimize sistre yaptı. Cila işlemi öncesinde de su bazlı ceviz boya ile boyadı. Ancak aradan geçen 10-15 güne rağmen parkelerin cilası kurumadığı gibi en ufak bir darbede çizilir hale geldi. Eve gelen ustalar yanlış/bozuk malzeme kullanıldıuğını söyledi.Parkelere tekrar işlem yaptırabilir miyiz? Tekrar sistre-cila yaptığımızda boyama işlemini ne ile yapmak gerekir? Kayın pembe bir renk aldığı için sadcee cila yapmak istemiyoruz; rengi açık ceviz veya meşeye çevirmek istiyoruz. Önereceğiniz boyalar var mıdır?
Murat USTA diyor ki: 07 Temmuz 2014, 14:59
Sn. Karatoprak;Güvenilir ve tecrubeli birisini bulup göstermelisiniz. Görmeden bir şeyler söylemek çok zordur.Ancak kurumama 1- katlar arasında yeterince beklenmemesi, 2- bozuk malzeme kullanılması 3- uumsuz malzeme kullanılması gibi nedenlerden olur.Mevcut uygulamayı eğer hala kurumadı ise kimyasal yöntemler ile, kurudu ise mekanik ( sistre ) yöntemler ile kaldırıp yeni baştan yapılması gerekiyor.Yeni uygulamayı yapacak insanı doğru seçmeye çalışınız. Kim yapacak ise boya işlemini, malzeme seçimni o yapmalıdır ki elinin alışkın olduğu bir uygulama yapabilsin.Kolay gelsin.
Mehmet Kamisli diyor ki: 09 Temmuz 2014, 10:46
Murat usta parkeler cilalanirken bu supurgeliklerin silinmesi icin ayri bir makina var mi yoksa sadece cilami vuruluyor..
Murat USTA diyor ki: 12 Temmuz 2014, 15:38
O süpürgelikler sadece zımpara yapılıp cilalanıyor Sn. KamisliGenelde temiz geldiklerinden zımparaya da gerek kalmaz.

onur diyor ki: 14 Temmuz 2014, 18:47
Merhaba Üstadım;
Bir kafem var, bu kafe de yaz sonu (eylülden önce) tente kapaması yapacağım.Yaklaşık 150m2 lik bir alanı “budaksız çam deck” ile kaplayacağım. Kaplayacağım alan alt tarafta çelik konstrüksiyon ile yükselecek, deckler bu konstrüksiyona monte edilecek.
Benim sıkınım şu, tikin m3’ü malum fiyatlarda. Aralarında iki katı bir fiyat farkı var. Çamın, yeni yağlanmış tik benzeri bir gürünüme kavuşması için atabileceğim cila öneriniz ne olacaktır?Malum yeni yağlanmış tik in ipeksi mat görünüşü…
Teşekkürler…

onur diyor ki: 14 Temmuz 2014, 19:00
verniği hava tabancası ile de atabilirim. Böyle bir seçeneğimde var. Bu durumda fırça mı yoksa pistole mi daha iyi sonuç verecektir.
Murat USTA diyor ki: 16 Temmuz 2014, 22:59
Sn. Unver;Cevabım sizi şaşırtabilir.Eğer henüz çam almadı iseniz bir de kompozit deck malzemelerini alternatif olarak düşünmelisiniz. Ben olsa idim eğer, ticari bir işletmede ahşap kullanmaz idim.Kaldı ki, iç dekorasyonda en az para harcanması istenen yer bir tavandır bir de döşeme.Çok sık gelen insanlar bile zemindeki malzemenin ne olduğunun farkına bile varmazlar. En sık gittiğiniz yerlerin zemin alzemesini hatırlıyormusunuz ?Yıllarca bu tür mekanlar tasarladım. İşletme sahipşeri zemin malzemesi, masanın ayağı gibi kimsenin bakmadığı, hatırlamadığı detaylara çok fazla paralar harcadılar.Kompozit ahşap deck malzemeleri hem ahşab görümü hem ahşap sıcaklığı ( çıplak ayak ile ) sağlıyor ama kaymıyor, yanmıyor, ömür boyu bakım istemiyor, kıymık batmıyor vs. vs.Bunu bir düşünün derim. Pimapen getiriyor, Egepen getiriyor , ilgilenirseniz daha bir çok kaynak verebilirim. Ahşapçıyım ama bu tür malzemelere ihmal edemem. Kendi evimdede kompozit ahşaptan yağpılmış bir deck var. 12 yıl oldu anahtar değmedi ! Sıfır bakım.Şimdi gelelim inat ederseniz çam almaya; çamı teak gibi göstermenin bir yolu yok. Doğan görünümlü şahin gibi bir şey olacak bu. Çam üzerine ne atarsanız atın, ister tabanca ile, ister el ile teak gibi görünmesi imkansızdır.Başka bir konu çam gibi yumuşak ağaçların kolay ezilme, delinme, çizilme, berelenme gibi özelliklerinden dolayı ticari, yüksek trafiğe maruz alanlarda kullanılması ömrünün çok kısa olmasını baştan kabüllenmenizi gerektirir.Kolay gelsin

melek diyor ki: 22 Temmuz 2014, 12:41
Murat usta ahşap döşeme bi evde kiracıyım  ve sobanın altında kalan kısım yanmış.bunun bi çaresi var mı kendim yapabilir miyim zımparayla falan.şimdiden teşekkürler.kolay gelsin
Murat USTA diyor ki: 22 Temmuz 2014, 15:10
Sn. Melek;Kendiniz bir deneyin zımparayla falan.Olmadı o büyüklükte bir mermer kestirip sobanın altına koyun. Ev sahibine benden hediye olsun deyin. Hem ev sahibi sevinsin hem bir daha aynı mesele olmasın !Kolay gelsin.
Abdulkadir Yılmaz diyor ki: 28 Temmuz 2014, 20:13
Murat usta merhaba biraz konunun dışına çıkacağım fakat sorum ahşap üzerine olduğu bilgi almak istedim bahçeme güzel bir kamelya yaptım ve son olarak iş ahşabı korumaya geldi ve tercihimi Dyo Dewilux Yatex Wood Stain Dış Cephe Renkli Verniği yana kullanmak istiyorum tanımı da şu şekildeTanım: Alkid esaslı, tek komponentli, transparan, ipek mat;çok özel koruyucu bir renkli vernik sistemidir. Dewilux Yatex Wood Stain Dış Cephe Renkli Verniği, güneş ışınları, nem ve diğer atmosferik etkiler ile küflenmeye karşı ahşap yüzeyleri etkin bir şekilde koruyan, ahşap yüzeylere çok iyi yapışan, esnek, su geçirmeyen, ahşabın nefes almasını sağlayarak mükemmel ve uzun süreli (3-5 yıl) dayanıklılık veren bir renkli vernik sistemidir. Dewilux Yatex Wood Stain Dış Cephe Renkli Verniği ham ahşaba direkt olarak sürülür. Kesinlikle koruyucu, dolgu vernik ve son kat uygulamaları yapılmaz. Tüm bu işlemler yalnızca Dewilux Yatex Wood Stain Dış Cephe Renkli Verniği ile gerçekleştirilir.doğru bir tercih midir . Teşekkürler
Murat USTA diyor ki: 13 Ağustos 2014, 14:01
Sn. Yılmaz;Araya bayram seyehati girdi geciktim, kusura bakmayın.DYO, Dewilux iyi markalardır. Kutuda ne yazıyor ise öyle uyguladığınız, icat yapmadığınız sürece sorun yaşayacağınızı sanmıyorum. Yani inceltmeyin diyorsa inceltmeyin, 3 kat diyorsa 3 kat vurun, 24 saat bekleyin diyorsa 24 saat bekleyin.Benim son yıllarda kişisel tercihim hep Jotun sistemi oldu. UV koruması gibi bir çok özelliği ile cazip geliyor.Her yiğidin bir yoğurt yiyişi varmış.Umarım istediğiniz sonucu alırsınız.Kolay gelsin.
Didem diyor ki: 01 Ağustos 2014, 09:41
Merhaba,Kiracı olarak çıkacağım evde ahşap parkelere ve pencerelere bakım yapmak istiyorum. Yer döşemeleri temiz fakat bazılarının arslarında çok küçük boşluklar var ve cilasız gözüküyor. Pronto yer cilası alıp uygulasam yeterli olur mu? Sistre cilaya ayıracak bütçem yok ve ev sahibinden de isteyemiyorum. Ayrıca ahşap pencerelerin en son geçen sene bakımı yapılmış. Bazıları boyanmış, bazıları boyanmamış. Boyasız olanlara vernik sürsem yağmur ve rüzgara karşı yeterli olur mu? Şimdiden teşekkürler…
Murat USTA diyor ki: 13 Ağustos 2014, 14:07
1- Pronto temizlik amaçlı bir üründür. Benzerleri de öyle.Bu boşlukları yapı marketten, nalburdan alacağınız tüp içerisindeki ahşap macunu ile doldurunuz. Parkeniz hangi ağaçtan ise o ahşap renginde macun alacaksınız. Bir bıçak yardımı ile boşlukları doldurunuz. Kuruyunca 220 numara zımparra ile hafifçe doldurunuz. Ufak bir kutu ahşap verniği alıp suluboya fırçası ile macun üzerine sürünüz ki korusun. Bırakın kurusun. Bundan sonra artık Pronto kullanabilirsiniz.2- Ahşap pencereleriniz ahşap renginde ise vernik, beyaz vs. gibi renklerde ise ahşap boyası kullanmalısınız. Çatlak, kalkmış, kirli yerleri 220 zımpara ile zımparalayınız. Fırça ile vernik veya boyayı ince katlar halinde uygulayınız. Çok keyifli iştir. Herkesin, her sene yapması gerekir.Kolay gelsin.

meryada diyor ki: 06 Ağustos 2014, 18:18
Merhaba lar,
Eski ev sahibinden kalma güzel bir yemek masamız var. Güneşte kalan kısımların rengi Baya değişti bizde hepsi aynı renk olsun diye her yerini zimparaladik. Doğal rengine dönen ahsabi cila atmak istedik Bauhausda calisan eleman daha once yag mi surulmus cila mi diye sordu ama ne biz biliyoruz ne de eski ev sahibimiz… Şimdi ne yapacağız şaşırıp kaldık..lütfen yardım edin
Murat USTA diyor ki: 13 Ağustos 2014, 14:15
Merhaba;1- Masanın zımparaladığınız ama görünmeyen bir bölgesine, mesela altına, bir parça kağıt havlu ile biraz zeytinyağı sürünüz. Eğer ahşap yağı emiyor ise yağlanmış demektir, yok çizgi çizgi emip çizgi çizgi yüzeyde kalıyor ise cilalanmıştır diye bir yorum yapabiliriz.2- Eğer masanın altını hiç zımparalamadı iseniz ve zeytinyağı sürdüğünüzde yağ emilmiyor ise anlayınız ki cilalı imiş.3- Eğer bu masayı dış mekanda kullanacak iseniz zaten cila yapmayınız, dayanmaz. Bir kez daha zımparalayıp yağlayınız.4- Eğer zımpara sonucunda yüzeydeki bütün eski malzemeyi güzel bir şekilde aldı iseniz zaten korkmanıza gerek yok her şey olur.Kolay gelsin.

ömer diyor ki: 07 Eylül 2014, 13:22
açık renk rabıta olan zeminimin rengini vernikle mi yoksa ahsap boyası ıle mı koyu kahve yapabilirim..yardımcı olursanız cok sevınırım..
Murat USTA diyor ki: 18 Eylül 2014, 15:13
Merhaba;Ahşabın cinsine, mevcut rengine, ulaşmak istediğiniz tona, rabıtanın üzerindeki mevcut uygulamaya göre değişecektir ve oldukça riskli ve zor bir iştir. Bir profosyonele gösteriniz.Kolay gelsin.
cansu diyor ki: 26 Eylül 2014, 10:05
Merhaba murat bey ,
ben evime kendim parkelere zıpara kağıdıyla zımpara yapıp cila atmayı düşünüyorum sizce elle bu iş olur mu nasıl zımpara yapmam gerekir yardımlarınızı rica ediyorum simdiden cok tesekkurler
Murat USTA diyor ki: 15 Ekim 2014, 23:43
Zımpara takozu dediğimiz takoz etrafına zımparayı sararak yapabilirsiniz.Mevcut cilanın durumunu bilmeden size kolay – zor, şöyle – böyle dememin imkansız olduğunu tahmin edeceğinizi umuyorum.Kolay gelsin.
Mualla diyor ki: 09 Ekim 2014, 02:34
Sn Murat bey,
Merhaba;evimde mevcut bulunan bacalı sistem kombimi hermetik sistem kombiye dönüştürülecek ve sistemin balık sırtı şeklinde olan 15 yıldır kullanmış olduğum parkelerin altından geçirilmesini istemiş bulunmaktayım.
Dolaysıyla (gerci odalar eşyalarla dolu)parkeleri değiştireceğim.Sizin belirttiğiniz üzere Şerifoğlu küçükyalı şubesine gitmeyi düşünüyorum.Ancak onlardan ne talep edeceğim hususunda kafamda tam fikir oluşmadı
Örneğin1-masif ile lamine farkı2-kendim 2 yıl önce onkolojilik tedavi gördüğüm için sağlıma olumsuz etki yapmaması3-parmak uçu  hassasiyetim  kaybolduğundan  devamlı bir şeyler  parkelere düşürmemneticesi oluşacak ezik çiziklerin bu yeni parkelerde oluşmaması gibi.
yani ben ilgili firmadan ne talep etmeliyim  ve bütce olarakta metre kare başına 50 tl olarak düşünüyorum vereceğiniz bilgiler için teşekkür eder,sayğılar sunar,sağlıklı günler dilerim.
Murat USTA diyor ki: 15 Ekim 2014, 23:41
Mualla Hnm;Doğrudan parke bayisine gidip bu soruları kendilerine sorunuz.Orada örnekler ile size anlatacaklarını sanıyorum.Fiyatlarıda inanın hiç bilmiyorum.Samimiyetle yaklaştığınızda sanırım istediğiniz rı bulacaksınızdır.Kolay gelsin

tacettin akdeniz diyor ki: 10 Ekim 2014, 02:03
vernik isvecte nerde alabilirim yada burda örunlerinizin satan bir bai varmi saygilar
Murat USTA diyor ki: 15 Ekim 2014, 23:39
İnanın bilmiyorum. Bende iki ay kadar önce orada idim bırakın vernik kahve nerede alacağımı bilemedim. Yolda bir ikea gördüm o kadar.Benim hiç bir üretimim olmadığı için satan biride yok  Burası ticari bir site değildir.
Burak Bursa diyor ki: 31 Ekim 2014, 13:52
merhabalar evimde rabıta bulunmaktaAncak bazı yerleri gıcırtı yapıyorNasıl tamir edebilirim bilgi verebilirmisinizSaygılarımla
Murat USTA diyor ki: 03 Kasım 2014, 11:26
Sökülüp boşluklarının alınması gerekiyor. Ancak kendiniz yapmak yerine bir profosyonele başvurunuz.

Fatih GÜLER diyor ki: 09 Ocak 2015, 23:33
Hepsini okudum güzel de oldu. Murat Bey Bolu’da genelde Kayın ağacı kullanılıyor,  Fayans olan yerlere ve bir odaya Ahşap parke döşetmek istiyorum benim istediğim vernik atıldığında olan o parlaklığın olmaması  veya ağacın o güzel görüntüsünün doğallığının  kaybolmaması hatta istediğim  eski ve doğal görülmesi … Tiyatro veya kütüphanelerdeki gibi görüntüye yaklaşma imkanımız olur mu yaklaşamasak bile o cam gibi suni duran yüzeyi nasıl doğal görünüm bırakabiliriz  ?  Eski evin pencerelerine Ağaç koruyucu sürmüştüm, vernikten güzel olmuştu.
2. sorum ise 20 yıllık bir parke var  ( 5 cm e 20 cm olan dikdörgen  yan yan monte edilenden ) agaç  verniklenmiş ve parlak duruyor ben bunu zımparalasam  doğal bir görünüm elde edebilirmiyim vernikli olduğu halde eskidiğinden dolayı aslında doğal görünüyor Zımparalarsam doğallığı bozulur mu ?
Murat USTA diyor ki: 16 Ocak 2015, 22:58
Sn. Güler;1- Parlak istemiyor iseniz mat vernikler var, onları kullanmalısınız.2- Vernikli olan bir parke üzerine yeni bir mat vernik katmanı yine mat bir görünüm sağlayacaktır.3- Zımpara işlemi, tabiidir ki doğal görünümü buzacaktır.4- Ağaç koruyucular veya yağlar katman oluşturmadığı için doğal görünümü bozmazlar.

eren diyor ki: 10 Haziran 2015, 01:43
Sevgili murat usta,Öncelikle böyle güzel bilgileri bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim.
Evimizi onarıyoruz. tüm iç dış kapılarımız, çerçevelerimiz, masif ahşap ve yağlıboyalı durumda. İstediğim tüm bu sentetik boyalardan kurtulmak ve tekrardan boyamamak. Ahşabı en doğal halinde geleneksel biçimde korumak istiyorum. sizden öğrenmek istediğim dış cephede (dış kapılar, çerçeveler, kepenkler gibi) sentetik maddeler dışında ne uygulayabilirim.Su bazlı koruyucuları da kullanmak istemiyorum. İstediğim şey daha geleneksel yöntemler. Ahşap aynı renginde çıplak halde olsun, nefes alabilsin. Ama aynı zamanda da dış şartlardan (su güneş haşereler) etkilenmesin. böyle bir koruma mümkün mü? Yer döşemelerinde kullanacağım bankrai yağını yahut balmumunu kullanabilirmiyim.
Saygılar …
Murat USTA diyor ki: 10 Haziran 2015, 23:25
Sn. Eren merhaba;Balmumu riskli bir iştir. Adı güzel olsada uygulaması ve bakımı zordur. Daha çok hareketli, parça mobilyalarda tavsiye olunur. Yer döşemelerinde epey uğraştıracaktır.Ahşabın korunması konusunda birinci kaygı sudur. Su içerisine işlediği zaman mantarlara dolaysı ile diğer ufak canlılara ve sonunda çürümeye vs. neden olur.Hava alma tabiri işte bu suyun daha doğrusu rutubetin dışarı atılma yollarından biridir.Bildiğiniz sentetik malzemeler, su bazlı olsun solvent bazlı olsun, suyun ahşaba girişini önleyecek bir film oluştururlar ve bunların nefes alması istenir ki içerideki rutubet dışarı atılabilsin. Çünkü su buharının, bütün filmlerden içeri geçip içeri girme gibi bir huyu vardır ki biyolojide bile anlatılır ama burası yeri değildir.Geleneksel yöntemlerin en basiti ise yağlardır. Tüm yağlar nasıl bardaktaki su ile karışmaz ise, doğal birer su iticidirler. Yağlar derken buna zeytinyağı, soya, ayçiçek dahildir. Yağların kimisi süper su itici ( Tung yağı ) kimisi extra su itici ( Bankrai yağı ) iyiden iyiye su itici ( Teak yağı ) kimisi normal su itici ( Zeytin, ayçiçek, soya yağları ) gibi sınıflandırılabilir.Birde bunların karışımları vardır: Danimarka yağı, Fransız cilası gibi. İç mekanda kullanılırlar.Yağların yerlerini sentetiklere bırakma sebebi öncelikle sık sık uygulanma zorunluluğudur. Uygulandığı ahşaba, bulunduğu ortama, iklime bağlı olarak kurudukça yenilemek durumundasınız. Bu bahçe mobilyalarında mevsim başı ve sonu diye yazılsa da uyguladığınız ahşaba göre daha sık ihtiyaç duyulabilir.Çok yıllar geçtikçe yağlanmış ahşap zamanla simsiyah bir renk alır. seyehat etti iseniz, Amrika ve Avrupa dsa 1400 lerden kalma çoğu binanın cephesindeki siyah rengin sebebi budur.Yine oralarda dış cephe doğramaları bizdeki gibi ceviz rengine boyanmış bina bulmanız zordur. Koyu renkeler, aynı elbiselerimiz gibi, güneş ışığını emerler ve ahşap inanılmaz ısınır. Doğramaları beyaz boyamak güneş ışınlarını yansıtarak ahşabın fazla ısınmasını engeller. Yağladığınız zaman güneşin UV etkisini fazla kafaya takmamanız gerekiyor yani.Tabidir ki başka geleneksel yöntemlerde var. Budakları yakmak, katrana batırmak vs. vs. gibi yöresel birçok uygulama olsada en yaygını yağlamaktır.Haşereler konusuna gelince; Birincisi rutubet olmayınca arkadaşlar yaşayamazlar, ikincisi yağdan nefret ederler. Zaten bu arkadaşların 20 cm den fazla zıplama yeteneği yoktur ve ahşap toprağa değmediği sürece korku yaratamazlar. Ancak ahşap toprak ile temas halinde ise bakterilerin yıkıcı saldırısından korkulmak durumundadır.Umarım biraz olsun ufkunuzu açabilmişimdir.Kolay gelsin.

eren diyor ki: 12 Haziran 2015, 02:42
Söküme başladım. Dış kapıyla bizzat kendim ilgileniyorum. 120 – 130 yıllık olduğunu varsaydığım kapı hala sapasağlam. Yıllık halkalar iyice belirginleşmiş durumda. Bu yüzden zarar vermemek için spatula ve iskarpela gibi el aletleriyle çalışıyorum.Kimyasal çözücülerden kullanmıyorum. Yağlıboya katmanlarının ve astarın altında ahşap yer yer oldukça kararmış hatta siyah renkte. Rutubet desem değil. Hafifçe kazıyınca siyah yüzey toz olup dökülüyor. Aynen kurum gibi hatta kurum. İç kısım ise daha açık renkte.Yağdan olabilir sanırım.Kapıyı soymam 1 haftayı geçecek gibi duruyor. Daha sonra çok az zımparalayıp, yağlayacağım.
Sadece ufkumu değil ahşaba olan ilgim de arttı. Tekrar teşekkürler , sağolun…
arman diyor ki: 12 Haziran 2015, 20:05
Merhaba  Murat bey,Şimdiye kadar çok köşe ve ipucu blogu okudum. Bu köşe kadar aydınlatıcı bilgiler vereni görmedim. Yeni evime tadilat ve döşeme yaptırma noktasında dersimi çalışıyorum:)Fikrinizi almak istediğim bir konu var.Açık plan, yani odadan odaya profilsiz ve kot farkı olmadan uzayan, dogal, fırcalı, yaglı bir meşe zemin hayalim vardı. Ancak imkanlar da bir yere kadar tabii. Evin 60 metrekarelik salonu, en az 50 senedir hayatta kalmayı başarmış ama ciddi tamir isteyen balık sırtı kayın. Kayın rengini ve dokusunu sevmesem de, ne bu tarihe ne de bütçeye kıymamaya karar verdim.Evin diğer kısmına hayalimdeki dogal meşeyi döşemek istiyorum.1. Nereden alacağım konusunda karasızım. İthal hazır parkeler renk, pah, fırca, ebat ve türlü alt-üst uygulamalarıyla çok detaylı ve güvenilir geliyor bana, ancak yerli ürünlerden (mesela Şerifoglu) en az 4 kat, hatta 10 kat pahalılar.. Arada gercekten bir far var mı?2. Dogal meşe parkesine renk ve doku açısından eşitlemek için, eski balıksırtı kayın parkesine ne gibi uygulamalar önerirsiniz? Tamir ve sistreden sonra, sadece yaglayıp bırakmak uygun olur mu?Teşekkür ve selamlarla!A. Arman
Murat USTA diyor ki: 15 Haziran 2015, 12:57
Sn. Arman merhaba;İltifatlarınız için teşekkür ederim.1- Şöyle düşünmeniz gerekiyor: Verdiğiniz para; parkenin bedeli + nakliyesi ve bunların toplamının gümrük vergisi ve KDV si. Kaldıki ithalatçı döviz oynamaları içinde bir marj koymak zorunda. Yani 4 kat pahalı olanların zebebi açıklayabiliyorum. 10 kat pahalı olanların illaki bir farkı vardır. Ahşabın özelliği geldiği yer, nadir olup olmadığı, üretim tekniği gibi onlarca etmen fiyatı değiştirecektir. Burada soru şudur: Değermi ? Yani Afrika’nın ücra bir köşesinden gelmiş, çok az bulunan, elle kesilmiş bir parkeye çok fazla para ödeyecek insanlardanmısınız ? Değil ise benim için soru hep şu olmuştur: İşimi bitirecek, arkasında duracak, herzaman ulaşabileceğim bir firma ve malmı dır ? Bu soruyu sorarsanız hemen Şerifoğlu’na gidersiniz. İç dekorasyonda genel bir kural vardır: Döşemeye ve tavana para harcanmaz. Çünkü görülmez.En sık gittiğiniz mekanın veya akrabanızın evinin zemin döşemelerini hemen hatırlayabiliyormusunuz ?2- Kayın bazılarına göre “aklaştırılarak” meşe renk ve tonuna yakınlaştırılabilir. Ancak bu işlem 2-3 yıl sonra, UV etkisi ile ne olur pek cevap vermezlar. Kayın kızıla kaçan meşe ise sarıya kaçan ağaçlar. Birbirine eşitlemeniz uğraştığınıza değmeyecek bir çaba olacaktır. Güzel tamir edilmiş, yılların birikimini taşıyan kayın bir parke bana yeni döşenmiş bir meşeden çok daha sıcak ve sevecen geliyor doğrusu. Ben olsam tamir ettirip bir 50 yıl daha yaşamasına katkıda bulunurdum. Bundan 50 yıl sonra, muhtemelen, balık sırtı kayın parke arasanızda bulunmaz bir malzeme olacaktır.Kolay gelsin.
arman diyor ki: 18 Haziran 2015, 22:22
Murat bey,Mantıklı tavsiyeleriniz için çok müteşekkirim!Her şeyden önce, Afrika veya başka bir ücra kıta veya ülkede talan edilen doğal ormanlardan gelen nadide bir ürünü zaten seçmezdim. Ahşap sevgisi, bence ağaç sevgisinden ayrı düşünülemez..Aynı sebepten, eski ama masif balık sırtı kayın parkeyi moda uğruna feda da etmeyeceğim. Ona bir miras gözüyle bakıyorum. Kalitesi bir yana, dediğiniz gibi, yılların birikimiyle oluşmuş bir ruhu var ve ömrüne ömür katmaktan mutlu olacağım.Ahşabın doğallığını bozacak ise, renklendırme veya renk eşitleme olayına hiç girmeyeceğim.Salondaki eski kayın parke ile evin diğer kısımlarına yeni döşenecek meşe parkeyi  renk açısından değil, ama koruyucu uygulama açısından eşitlemek en azından ışığı yansıtma bakımından bir bütünsellik kazandırabilir mi? Fırcalama ve yaglama gibi uygulamaları kast ediyorum.. Yoksa her ikisini cilalamak mı daha uygun olur?
murat kılıc diyor ki: 30 Haziran 2015, 08:53
MErhaba Murat Bey sitenizdeki bilgilerin güncelliği ve her soruya ayrıntılı bir şekilde cevap vemenizden dolayı çok teşekkür ederim. kafamda ki bir çok soruyu neyleştirdim sayılır.
sormak istediğim bir husus var. Oturmuş olduğum evde bambu parke döşeli ve gerek taşınma esnasında çizikler ve biblo ya da telefonun elden düşmesine bağlı küçük boyutlarda göçükler oluştu.   Evden taşınırken evi ev sahibine  aldığım gibi teslim etmek istiyorum. bunun için tüm parkelerin değişimi çok pahalıya malolacak. Bunun için bölgesel olarak hazarlı bölgenin değişimi, yapılabiliyor mu? ya da sistre cilalama ile bu bahsetmiş olduğum hasarlar giderilebiliyor mu?
ÇÖok teşekkür ederim
Murat USTA diyor ki: 19 Temmuz 2015, 15:36
Murat Bey merhaba;Site yine hack lendi. Oturtup ra geçmem gecikti kusura bakmayın.Bölgesel değişim için bir ustaya danışmalısınız. Çizikleri macun ile rahatça düzeltebilirler diye tamin ediyorum ama göçükler zor düzelir.Sistre cila hepsini halledecektir.Kolay gelsin.
ibrahim diyor ki: 03 Temmuz 2015, 22:37
meraba murat bey.iki gün önce tafana 4 odaya parlak vernik yaptırdım.iş bittikten sonra baktığımda şoka uğradım. tahtanın eklem yerlerini dolduracağız diye kahverengi bişey sürmüşler ve her taraf alak belek olmuş . kahverengi yerleri nasıl yok edeceğiz.yoksa komle zımparamı yada sentetik mi uygulayacaız lütfen yardım edin.ne yapmam lazım
Murat USTA diyor ki: 11 Temmuz 2015, 13:56
İbrahim bey merhaba;
Geçmiş olsun, üzülmeyin, bir çaresi vardır muhakkak.Anladığım kadarı ile macun yapmışlar ama rengi tutturamamışlar.Birincisi ne yaptıklarını öğrenin önce ki çaresi ona göre aransın.İkincisi bu tür dertlere hadiseyi görmeden hariçten gazel okumak yanlış olacaktır. Fotoğraf yollasanız bile ne yazık ki tam olarak anlamak mümkün olmuyor.Bence çevrenizden başka bir ustayı çağırıp düzeltip düzeltemiyeceğini, düzeltebilirim derse ne yaparak düzelteceğini sorup soruşturun.Ne yapalım başa gelmiş bir kere. Yapan arkadaş sizi memnun edememiş. Şimdi memnun edecek bir başkasını aramak durumundasınız. Benimde evde bir sürü konuda benzer olaylar geliyor başıma. Alıştım artık sinirlenmiyorum. Eğer kendi yapabileceğim bir iş varsa başlıyorum. Yok, ustanın yapacağı bir iş varsa vazgeçiyorum.

Zeynep Uğurlu diyor ki: 18 Ağustos 2015, 10:08
Merhaba Murat Bey, vereceginiz bilgiler için şimdiden teşekkür ederim.Evimizde 10 yıldır lamine merbau parke kullanmaktayız.fakat parkelerin koyu renk olması ve çiziklerden dolayı parkelerimizi rengini açtırıp yüksek trafik diye nitelendirilen cila ile cilatmayı düşünüyoruz.(sistireden sonra) , sizce parkelerin rengi açılır mı?cila öneriniz ne olur? Açık renk parke olsun diye laminant parkede düşündük fakat kararsız kaldık.acilen sizin tavsiyelerinize ihtiyacımız var.Teşekkürler.
Murat USTA diyor ki: 19 Ağustos 2015, 23:37
Zeynep Hnm merhaba;Koyu renk olan hiçbirşeyin rengini açmak başarılı olmaz. Michael Jackson dahil. Yazık adamcağız ömrü boyunca uğraştı olmadı.Olursa da çok zor olur. Kaldı ki merbau yada yazık olur.Bizim evimizde merbau ve 45 kiloluk deli dolu bir köpeğimiz var. Bahçe ile iç içe yaşadığımız için toz toprak hep içerde. Kışın çamur. Bizimde 10 yılı yeni geçti ama değiştirmeyi düşünmüyoruz.Merbau kadar yüksek trafiğe dayanıklı bir ağaç bulamazsınız bu bir. Yani tutupta merbau gibi sağlam dayanıklı bir ağacı heder etmeyin derim.Vernik için yüksek trafik kullanmanıza bir şey diyemem. Tabiiki iyi olur. Hele hele bizim gibi bir trafik ve bol pas pas, bol süpürge var ise.Ev çok karanlık gelmeye başladı ise başka numaralar deneyiniz. Koltukları, diğer ahşap mobilyayı açık renk yapınız. Koyu merbau ile açık renk mesela meşe gibi ağaçlar güzel gidiyor. Yani koyu renkler ile açıkları dengelemek meselesi. Ying Yang. Biz duvardaki tabloları değiştirdik örneğin. Canlı renkli olanlar ile. Koyu merbau gözümüze batmaz oldu.Merbau diyor ki ” Bırakın yakamı ”Sistre + cila.Kolay gelsin.

Akın Kaya diyor ki: 26 Ağustos 2015, 00:13
İyi  Günler Murat Bey,
Yeni evimize zemine masif meşe döşendi.Üzerine yoğun trafik hemel mat cila atıldı.30 yıllık usta olduğunu söyleyen ustanın yaptığı işin sonunda, cila üzerinde sağa sola ileri  düzensiz fırça izleri kaldı.Fırça izlerini yoketmek için zımpara+cila yeterli olur mu( kaç numara zımpara), yoksa sistre+cila mı gerekir?Öneriniz için şimdiden teşekkürler..
Murat USTA diyor ki: 26 Ağustos 2015, 23:08
Sn Kaya;Sadece zımpara ve çok ince bir cila. Zımpara 220 üzeri ince bir zımpara sadece pürüz kırmak için. Cila sadece bütünlemek için.Sistre hiç mi hiç gerekmez.Kolay gelsin.
sadık diyor ki: 30 Ağustos 2015, 23:33
Ustam sen ne müthiş bir insansın.Allah sana uzun bir ömür versin.hiç sorum yok.derdim yok.ama bütün yorumları ve rı zevkle keyifle okudum.sık kullanılanlara ekliyorum şimdi sitenizi.herkesede tavsiye edecem))

Ayse diyor ki: 25 Eylül 2015, 13:56
Murat Bey merhaba,Bu güzel siteniz ve bilgilendirmeleriniz için gerçekten çok teşekkürler. Bir konuda değerli bilgilerinize ve yönlendirmelerinize ihtiyacımız var. Adadaki bağ evimizin tabanını ve süpürgeliklerini çam ağacından yaptırmıştık. Yalnız bu konuda tecrübesiz olduğumuz için müteahitin insiyatifine bıraktık olayı. Zamanla yerlerdeki tahtalar rutubetten şişti, kimi yerleri böcekler yedi. Su alan ya da fazlasıyla nemli olan süpürgeliklerin bir kısmı ve yer döşemesinin bazı yerleri çürüdü. Şimdi tekrar yaptırmak istiyoruz, ancak evin bütününü ahşap kaplama yaptırdığımız için işin içinden nasıl çıkacağımızı bilemiyoruz. Zira mutfak kısmında sabitlenmiş 3 mt uzunluğunda tezgah ve 130 cmx 70 cm üstü mermer duvara monte ayrı bir tezgah daha var. bunların hepsinin sökülmesi, eşya içindeyken yer kaplamasının tekrar ahşap yapılması mümkün müdür? Nasıl bir ahşap önerirsiniz, kaplanacak alan yaklaşık 60 mt2 (açık mutfak salon+2 odaYaklaşık maliyeti ne olur? Yardımlarınız için gerçekten çok teşekkürler. Not: çam ağacı tahtalar 10cmx200cm plakakar halinde kalın kalaslara çakılmış durumdadır
Murat USTA diyor ki: 30 Eylül 2015, 14:11
Ayşe Hnm merhaba;Seyehat nedeni ile geç cevap veriyorum kusura bakmayın.Tezgahların sökülmesini istemiyor iseniz, belki kapı altlarının kesilmesine razı olabilirsiniz.Piyasa da rabıta görünümü veren suya ve darbeye dayanıklı yeni nesil parkeler bulabilirsiniz ki bunların kalınlığı 6 veya 8mm gibi son derece az olacaktır. Tezgahları oynatmadan sadece kapı altlarından keserek, doğrudan mevcut kaplamanın üzerine döşetebilirsiniz. Uygun süpürgelik ile işi bitirirsiniz.Yine eskisi gibi masif çam da aynı yöntem ile olabilir ama bu takdirde kalınlık en az 2 cm olacak ve eşiklerde sorun çıkabilecektir.Her iki yöntemde de yeni döşenecek malzemeyi mevcut döşemeye 90 derece yani dik olarak döşetiniz. Duvar diplerinde muhakkak 2 cm boşluk bırakınız.Maliyetini bilemem. Bulacağınız uygulamacıya, malzemenin kalitesine hatta rengine göre bile fiyat değişebilir.Kolay gelsin.

Şükran diyor ki: 30 Eylül 2015, 02:45
Merhaba Murat beyÖncelikle Verdiğiniz bilgiler için tebrikler. Evimin salonuna  İsveç çamı parke yaptırmak istiyorum. Ahşap işlerinden anlamıyorum fakat bana söylenen istediğim parke konulmadan önce altına iskelet kuruluyor ve öyle yerleştiriliyormuş Kıbrıs’ta kimse tavsiye etmediği halde bu parkeyi istiyorum sıcak ve nemli Havanın kurtlanma veya başka bir olumsuz duruma etkisi olur mu sizce? İskeletle parke arasındaki boşluğa başka bir madde konulması gerekir mi? Doğal görünüm için bitişte ne kullanmalıyım? Mat ve kendi renginde kalması için ve aynı zamanda darbe ve Haşerelere karşı koruyucu olarak hangi maddeyi kullanabilirim? Son olarak  Kıbrıs’ta bu parkeyi yapmamı önerir misiniz?
Murat USTA diyor ki: 30 Eylül 2015, 14:27
Şükran Hnm merhaba;1- Parkenin altına iskelet kurulması doğrudur. Bu iskelet için kullanılacak ahşap parçalara yerine monte edilmeden önce Hemel marka Emprenye Malzemesi uygulatınız. Uygulaması fırça ile sürülmekten ibarettir. Bu takdirde iskelet parçalarında kurtlanma ve bakterilerin yaratacağı çürüme gibi tehditlerden korunmuş olursunuz.2- İskeletin aralarında oluşan boşluğa mavi ısı yalıtım köpüğü koydurunuz. Bu sayede kışın sıcak, yazın serin bir etki elde edebilirsiniz.3- Parkenin duvar diplerinden en az 2 cm açık olmasına çok dikkat ediniz. Sıcak soğuk farkı ve rutubet değişimlerinde parke rahat genleşebilmeli, hareket edebilmelidir. Ayrıca bu boşluktan altıda hava alacaktır ki bu da rutubetin ve sıcak havanın çıkmasına imkan verecektir.4- Doğal görünüm için mat parke verniği ve darbeler içinde yüksek trafik verniği yani mat yüksek trafik parke verniği kullanmalısınız. Haşere için parke yüzeyine birşey yapamayız. Haşereden kasıt karınca – örümcek ise, zaman zaman böcek ilacı sıkmaktan, karınca evi yerleştirmekten başka pek bir çaremiz yoktur.5- Kıbrısta 3 yılım geçti. Eğer sıcak bir günde salona bir kova su döküp, yıkayıp serinlemek ihtiyacı hissetmez iseniz, dışarıdan ayak ile, kedi – köpek ile, toz toprak çamur gelmiyor ise, yani paspas yapmadan, silmeden kullanabilecek iseniz, diyelim ki önümüzdeki 10 yıl sizi mutlu edecek ise, neden olmasın Kıbrıs ta da olur. Neler olmadı ki?Kolay gelsin.
Ali Pamuk diyor ki: 07 Ekim 2015, 20:53
Sayin Murat Usta,Kuşadası,  Güzelçamlı’daki yazligimda giriş katındaki tuglaları yıkıp, taş duvar yaptırdım.  Bu bölge daha önceleri kovalik (bataklik) olduğu için duvarların sivalari heryil dökülüyor,  tamir gerekiyordu.  Taş duvara sıva yapmadığım için sıva dökülmesi bitti. Şimdi de ikinci katın dış duvarına ahşap 12 cm eninde lambri ile kaplamak istiyorum.  Pinoteksli koruma düşünüyorum,  siz nasıl bir koruma önerirsiniz.TeşekkürlerAli Pamuk
Murat USTA diyor ki: 10 Ekim 2015, 22:46
Ali Bey merhaba;Vallahi bunca yıllık ahşapçıyım ama iş dış cephe kaplamasına gelince ve uzun ömür söz konusu olunca vinyl kaplamadan yanayım. Yani “siding” dedikleri.Pimapen iyi bir adres.Kolay gelsin

Şükran diyor ki: 10 Ekim 2015, 22:26
Cok tesekkür ederim tavsiyeleriniz Işığında tekrar değerlendireceğim Ahşap parke isteğimi yorumunuzdan kullanımının biraz zor olacağı kanısındayım. Iyi bir usta bulmak gerekiyor Anladığım kadarıyla. Tekrar teşekkürler …

ECE ELMAS diyor ki: 12 Ekim 2015, 11:05
Merhaba benim bir sorum olacak ,Biz biz ev almayi dusunuyoruz ev tamamen ahsap ve icindeki ahsap döşemelerin renklerini değiştirmek istesem bunun için bir sistem varmıdır size danışmak istedim. Daha koyu gri tonuna nasıl çevirebilirim veya bu ahşap döşemeler üzerinde herhangi bir oynama ne kadar yapılabilir
Murat USTA diyor ki: 14 Ekim 2015, 22:55
Sn. Elmas;Bu sorulara bahsettiğiniz ahşap döşemeyi görmeden hiç kimsenin cevap vermesi mümkün değildir. Fotoğraf yollasanız bile olmaz. Lütfen yakınlardaki bir parkeciyi götürüp onun fikrini alınız.Kolay gelsin.

Emrah Çayır diyor ki: 16 Ekim 2015, 22:45
Merhabalar, benim de bir sorum olacak, rsanız çok memnun olurum. Mat parke verdiği attığım yerin altındaki tutkal izlerini nasıl yok ederim? Çok eziyetli bir durum söz konusu gibi geliyor. Her yeri zımparalamıştım, tertemiz gibi görünüyordu fakat verniği atınca birden ortaya çıktılar. Kuruyunca kaybolur diye düşündüm ama ne yazık ki çok belli oluyorlar
Murat USTA diyor ki: 19 Ekim 2015, 12:23
Sn. Çayır;Ne yazıkki verniği kazıyıp, tutkalı kazıyıp  tekrar vernik atmalısınız.Kolay gelsin.

Şükran diyor ki: 18 Ekim 2015, 09:01
Murat Usta tekrar merhabaAhşap sevdası ağır bastı bizde ve parke yaptırmaya karar verdik. Sizden aldığım dönüte göre Kıbrıs’ta 10 sene kullanabilirim parkeyi ömrünü uzatmak için ne yapmam gerekir ?Parkeyi silmezseniz yazdınız Ahşap temizliğinde kullanılan temizlik maddesi ve su ile temizleyemez miyim ? yani moblayamaz mıyım?Parkeye Cila mı kullanmalıyım? yağ mı ? Darbe ve kurtlanma için hangisi daha sağlıklı olur ?Bahsettiğiniz Verniği kullandıktan sonra başka bir madde kullanmam gerekli mi ?Değerli bilgileriniz için teşekkürler …
Murat USTA diyor ki: 19 Ekim 2015, 12:34
Merhaba;Her türlü ahşap için geçerli olan kurallar parke içinde geçerlidir. En büyük düşman su ve üzerinde çekilen itilen ağır eşyalar ve tabii ki düşürülen sigara uçları. Bunlara dikkat eder iseniz ömrü uzayacaktır. Eğer evcil hayvanınız var ise tırnak izlerine katlanacaksınız. Keza yüksek sivri topuklu ayakkabı izlerine de.Darbelerin izini en aza indirmek için yüksek trafik verniği attırmanız iyi olacaktır. Kurtlanma diye bir sorun yaşayacağınızı hiç zannetmiyorum.Biz 10 yıldır mobluyoruz. Bir şey olmadı. Ama suyunu iyice sıkıyoruz. Philips marka bir makine var hem siliyor hem kuruluyor bulabilirseniz eğer inanılmaz temizlik yapıyor. İnternette satılıyor. Ben hepsiburada.com dan almış idim. Mob tüm kiri almayıp etrafa bulaştırıyor. İstediğiniz kadar kimyasal kullanın faydası yok zararı çok. Makineyi ilk kullandığımızda topladığı suyun rengini görünce kendimizden utandık. Kömür karası idi. Yıllardır mob ile kendimizi kandırmışız. Eve temizliğe gelenlere bu makineyi vermiyoruz, Bildiğiniz elektrik süpürgesi ile süpürtüp çok sıkıiır isek bildiğiniz kova-bez ile sildiriyoruz. Kimyasal yerine çok az sirke kullanıyoruz. Su, örneğin çiçek saksısının dibinden sızan ve farketmediğiniz su veya radyatörün dibinden sızan su veya moblayıp ıslak bırakırsanız önce verniği sonrada parkenin kendisini bozacaktır.Kolay gelsin.
kerem balik diyor ki: 18 Ekim 2015, 22:54
Murat Usta Merhaba,
Herkese sabırla ve ayrıntılı rla donus yaptıgnız icin cok tesekkurler.   35 metrekarelik bir ic mekan ile ilgili bir soru  soz konusu.  Bu salonun zemini mermer kaplı ve ben masif ahsap(rabıta)’ya cevirmek istiyorum.  Mermer zemin kırılmadan masif ahsap yapıstırılma yoluna gidilebilir mi? Eger mumkunse ahsap blokların boyutları onemli midir? Yanıtlınız icin siimdiden cok tesekkur ederim
Murat USTA diyor ki: 19 Ekim 2015, 12:45
Sn. Balık merhaba;Mermer kaplı zemin muhtemelen son derece düzgündür ve de süper bir yapışma olur.Ancak rabıta istiyorsanız parkeden farklıdır, kalın tahtalar halindedir ve yapıştırılmayıp ahşap bir iskelet üzerine çakılır. Bunun içinde mermer yüzey kırmaya, mermeri delip vidalamaya falan gerek yoktur.Yok eğer, rabıta dan kastınız ince uzun parkeler ise, son 15 yıldır zaten yapıştırılmıyor artık parkeler özel bir malzemenin, bir altlığın üzerine seriliyor.Mantık şöyle: Eğer ahşabın rutubet ve ısı neticesinde olan çalışması dediğimiz hareketine izin vermez iseniz deforme olur. Bunun için parke döşenirken duvar diplerinde en az 2,5 cm boşluk bırakılır vs. vs.Parkeciniz ile görüşmeniz gerekiyor. Kapının altından kesilmesi gerekiyormu vs. vs. gibi sorulara işi yapacak adam cevap verebilir.Ahşapların boyutları tamamen zevkinize kalmış bir konu. İstanbuk’da sizin için gidip Kanada’dan 30cm eninde 5cm kalınlığında kalaslar seçip gelen ve bunları döşeyen firmalar var. Enini dar veya böyle geniş istemek, boyundaki eklere katlanmak, ahşabın türü rabıta işinin karar verilmesi gereken yönleri. Ama ince uzun parke konuşuyor isek bir parkeciye gidip ellerindeki malzeme içerisinden seçim yapmak zorundasınız.Kolay gelsin.
ARDA ÜLGEN diyor ki: 09 Kasım 2015, 10:44
Murat Usta Merhaba
Yeni taşıncağım evin zemini için,Yekpare uzun ahşap beyaz zemin döşetmek istiyorum,ancak hazır olarak bu tarz uzun ve beyaz ahşap;çok aramama rağmen Ankarada bulamadım,Bende uzun ham masif rabıta döşetip beyaza boyatmaya karar verdim,Ancak görüştüğüm her usta aynı malzeme için (kızıl çam) çok farklı fiyat ve farklı boyama şekilleri söylüyor malesef ,bu da aklımı karıştırdı.Sizce kızıl çam uygunmudur ve nasıl bir boyama tekniği uygulamak gerekirYa da bu konuda bana Ankarada önerebilceğiniz bir yer varmı.Konuyla ilgili mailinize fotoğraf da gönderdimYardımcı olursanız çok sevinirim.
Murat USTA diyor ki: 10 Kasım 2015, 22:32
Sn. Ülgen;Uzun ve beyaz hazır parke, serbest boy dediğimiz 60 cm den başlayıp yukarı doğru ölçülerde giden, ithal, ama stokta bulunmayan, özel siparişle ve büyük ihtimal fotoğraftan görüp seçeceğiniz şekilde bulmanız mümkün ve bu işinizi görüyor ise size bir telefon no verebilirim.Ancak fotoğrafta görülen bu değil.Bu batılı arkadaşlar, bizdeki gibi betonarmede değil ahşap binalarda oturuyorlar ve bunun için döşemeler zaten rabıta dediğimiz ahşap vede bu arkadaşlar bizim gibi eskiyen herşeyi hemen atıp yenisini koymuyorlar.Ahşap yapılar bizim şehir – kasaba merkezlerinde olduğu üzere çok çok uzun yıllar dayanıyor, içerisinde yaşanıyor, bakım onarım yapılıyor. Döşemeler artık cila, fırça tutmaz hale geldiğinde hele birde genç ve radikal düşünceli birinin eline geçerse uzun ve beyaz veya siyah veya kırmızı rabıta döşemeler görmeye başlıyoruz.Yani görmez istediğiniz fotoğrafta, adam bakmış olmuyor artık tamir, cila tutmuyor, duvarları boyarken döşemeyide beyaza boyayıveriyor. Boya farketmez, herhangi bir örtücü ahşap boyası. Eğer aşınıp altından ahşap çıkarsa buda ayrı bir hoşluktur denilip geçiliyor. FArklı bir kültür ve anlayış söz konusu.Şimdi;Kızılçam bu iş için uygun değildir çok fazla çalışacaktır. Hele kaloriferler yandıktan sonra ! Meşeden, kayından rabıta çektirmeye kalkarsanız da anasının nikahını isteyeceklerdir bunuda biliyorum. Doğrusu sert ağaç olması.Eğer fotoğraftaki gibi çatlaklara, rabıtalar arasında boşluklara, dönmelere, yarılmalara razı iseniz, sizi rahatsız etmiyor ise, buralarda böcek olması veya sivri bir topuğun takılıvermesi gibi hadiseler sizi rahatsız etmiyor ise sorun yok hemen kızıl çam yaptırabilirsiniz. Üzerini de herhangi bir örtücü ahşap boyası ile boyayabilirsiniz. Aşınan yerleri ertesi sezon yeni bir kat boya ile örtersiniz. Belkide aşınmış görünüm daha çok hoşunuza gider olduğu gibi bırakırsınız.Resimdeki boya ahşabın damarlarını gösteren, aklaştırılmış dediğimiz bir uygulama değil. Gösterdiğiniz bazı insanlar bu resimi aklaştıırlmış ahşap olarak gördüler ise çok para istemeleri doğaldır. Ama resimdeki gibi süpürgelikler, pencere doğramaları hatta yatak gibi sanki yağlıboya ile boyanmış ama biraz aşınmış bir döşeme var ki, rabıta aralarında ciddi açıklıklar görülüyor, bu doğrudan örtücü bir boya ile byanmasıdır ve pahalı olmaması gerekir.Bu durumda ben olsam; biraz bilgiçlik taslayıp, rabıtanın %10 – 11 rutubet oranında kuru olup olmadığını sorgulayıp, kızılçamın mümkün olduğu kadar az budaklı hatta mümkün ise hiç budaksız olmasına özellikle dikkat edip, altında mutlaka 2,5 cm havalandırma boşluğu, dört bir tarafında da 2 şer cm çalışma boşluğu bırakıp döşetir sonrada kapıları ne ile boyadınız ise onunla boyatıp işi bitirir idim.Seneye Allah kerim der idim.Kolay gelsin. Bu coğrafya ya uymayan zor işler bunlar ama öğrenecekler, öğreniyoruz, öğreteceğiz !

Gizem diyor ki: 26 Kasım 2015, 19:17
Ustam merhaba,Yaptırdığımız taş ev için ahşap malzemelerle ilgili araştırma yaparken sitenizle karşılaşmak “Evreka” hissi uyandırdı:) Samimi uslubunuz ve yardımseverliğiniz için çok çok teşekkür ederim.Arz-ı halimize gelince ustam…Biz enine kesilmiş ağaç disklerden yer döşemesi yapmak isitiyoruz. Ama nasıl yapacağımıza dair varsayımlarımızın dışında hiç bir gerçekçi fikrimiz yok. Laminant parkeler çok yapay hissettiriyor ki zaten yapaylar:) Yaptırılabilecek olan masif yer döşemeleri bizim bütçemizi baya aşıyor… bu sebeplerden dolayı uygun fiyata kendimiz doğal bir malzemeyle neler yapabiliriz diye yola çıktık.1.Maliyeti kısmak gerektiğinden  betonun üstüne ağaç disklerimizi silikonla direkt yapıştırabilir miyiz? Yoksa yere sabitlemek harç vs.. gibi  daha iyi bir şey önerir misiniz?2.Ağaç disklerimizi yere sabitlemeden evvel tamamını koruma maksatlı birşeyle kaplamamız gerekir mi?3.Bu kısma kadar gelebildiysek eğer  sabitlediğimiz ağaç disklerimizin arasını nasıl bir karışımla doldurmamızı önerirsiniz?4. Üst yüzeyi doğal ahşap dokusuyla bırakmayı tercih ediyoruz yani vernik kullanmak şart mı?5.Bu çalışma için özellikle şu ağaçları tercih edin gibi bir şey öneriyor musunuz?
Bu kadar koyu renk istemiyoruz tabi ama örnek teşkil etmesi açısından link vermek istedimhttps://cordwoodconstruction.wordpress.com/2014/12/20/cordwood-flooring-by-sunny-in-sunny-arizona/Dikkat etmemiz gerekip de benim sormayı unuttuğum şeyleri de hatırlatacağınıza eminim:)
Ayrıca doğal bir malzemeyle yerleri döşeyebileceğimiz başka fikir ve önerilerinize de sonuna kadar açığız.
Şimdiden çok teşekkür ederim.Sevgiler…
Murat USTA diyor ki: 26 Kasım 2015, 23:53
Gizem Hnm merhaba;İltifatlarınız için teşekkürler.1- Verdiğiniz bağlantıdaki uygulamada kullandıkları yapıştırıcı: PL Construction Adhesive, Kendisi ile tanışıyoruz. Çok yıllar evvel Türkiye’ye getirmek istemiştim ancak hiç bir nakliye firması taşımamıştı. Çok yanıcıdır. Sonraki yıllarda Bison firmasının Türkiye ayağı, sağolsunlar, tavsiyem üzere bunun muadilini getirdiler: Bison Montage ismi ile yapı marketlerde satılıyor. Ne silikon ne de harç bunun gibi iş göremez. Tavsiyem Bison Montage kullanmanız.2- Çok iyi olur. Hemel firmasının ahşap emprenye malzemesini fırça ile sürmeniz yeterlidir.”3- Verdiğiniz bağlantıdaki arkadaş %80 derz dolgusu %20 talaş kullanmış. Derz dolgusunun ne tür olduğunu yazmamış. Bu kalınlıkta çatlamayacak bir derz dolgu malzemesi arayıp bulmanız gerekiyor. Talaş hem %20 de olsa hacim verecek hemde daha naturel bir görünüm sağlayacaktır. Tabiiki yazıdaki gibi yapışmış ahşapları bir kez daha tank zımpara makinesi ile zımpara yapıp, elektrik süpürgesi ile bütün talaşı toplamış olmanız ve bir kat polyurethan vernik atmış olmanız önemli. Yoksa derz malzemesini temizlemeniz çok çok zor olacaktır.4- Vernik kullanmaz iseniz ki zaten bir kat kullanacaksınız yoksa derz dolgusunu asla temizleyemezsiniz, sonraki olabilecek bütün kirleri de temizleyemezsiniz. Pürüzlü ve emici olan ahşap yüzeyine herşey yapışacak, herşey emilecektir. Zamanla koku, böcek, çürüme vs. vs. başlayacaktır. Kaldı ki derz dolgusu ve ahşap, hatta ahşap parçaların her biri ayrı sertliktedir. Olası darbeler karşısında vernik ile hiç olmaz ise bir dereceye kadar bir bütünlük sağlayabilirsiniz.5- Çam, köknar, ladin hesaplı olacaktır ama ezilmeye ve darbeye mukavemetleri az olacaktır. Bu anlamda kavak, ıhlamur gibi iyicene yumuşak ve nem tutan ahşaplar zaten kesinlikle olmaz. Mümkün olduğunca sert ağaçlara gitmeniz gerekiyor. Meşe, kestane şahaser olur kayın, dişbudak olur. Atlamamanız gereken konu, kabuklardan muhakkak kurtulmanız gerektiği konusudur. Verdiğiniz bağlantıdaki uygulama Arizona. Bizde o iklime benzer bir iklim yok. Ahşap doğal olarak havadaki nemi emen, havadaki nem oranına göre boyut değiştiren, çatlayan, yarılan bir malzeme. Dikine kullandığınız zaman hiç sevmediği bir sürü etmene karşı en zayıf tarafını açmış oluyorsunuz. Başka bir nokta; Yolladığınız yazıda adam “Kurumuş dalları” toplayıp kullanıyor. Takır takır kurumuş dalları. Ben şöminede yakmak için bile o kadar kuru odun bulamıyorum !6- Bu iş fotoğraflarda göründüğü kadar kolay, uzun ömürlü ve dertsiz olsa idi parke diye bir icada gerek kalmaz idi. Benzer bir uygulamayı, ama dış mekanda yani bahçede, böyle 5cm değilde 20cm boyundaki ahşap sırık parçaları ile çok yıllar önce uygulamışlığım var. Aralarını kum ile doldurup yosun tutmasını beklemiş idim. Vernik hak getire. O bile zor idi. Korkum o ki, yarı yolda olmuyor deyip bırakmanız. Bu durumda harcadığınız bütün emekler ve para boşa gideceği gibi geri döndürmenizde çok zor olacaktır. Örneğin bu işe kalkarsanız kapıların altını 5cm kısa yapacaksınız, vazgeçince…??7- Rabıta dediğimiz, yumuşak ağaçlardan, yerel marangozların üretebildiği bir ahşap döşemeyi tercih eder idim. Kendinizde monte edebilirsiniz. Cilalamasınız bile olur. Eski İstanbul evlerinde senede bir tel fırça ile fırçalanırmış örneğin.Özet: Doğrusu ben bu riski göze alamaz idim. Laminat bizde kullanmayız evimizde. Ama 3 gün sonra evi böcek basarsa karımcığıma ne derim korkusu iyi bir korkudur !! Beceremeyip yarıdan dönmek korkusu benim için karabasandır !!Eğer taş bir ev yaptırıyor olsa idik, gönlüm isterdi ki, gidip 4 cm kalınlığında kalaslar alayım, param hangisine yeterse, meşe olur, kestane olur, kayın olur denk getirisem maun türü egzotik ağaçlar olur, dört tarafını marangoza sildireyim, yatırayım yere basit bir çatkının üzerine.. vay babam vay. Meşe olursa hele bir de yağladım mı… Karımcığımda bayılır bu işe.Kolay gelsin.Geç olsun, temiz olsun.

Yakup Aydoğan diyor ki:06 Aralık 2015, 15:33
İyi günler Murat bey,2013 yılında çocuklarımın ve oturma odamızın laminant olan parkelerini sökerek şapı kırdırdım. 30 cm aralıklarla 5×5 karkasları 12 lik pimapen çivisi ile çaktım. Karkasların arasına 5 cm lık taş yünü koydum. Çocuklarımın odasının terazisi için biraz uğraştım. Oturma odasında aynı itinayı gösteremedim. Şimdi oturma odasında yürürken gıcırtı oluşur. Çocuklarımın odasında hiç bir ses yok. Oturma odasının tahtalarını söküp tekrar teraziye alarak aynı tahtaları kullanabilir miyim. Tahtalar 8 cm eninde 1,8 kalınlığında budaksiz çam. İlginize şimdiden teşekkür ederim.
Murat USTA diyor ki: 07 Aralık 2015, 13:48
Sn. Aydoğan merhaba;Bayağı iş yapmışsınız. Elinize sağlık.Gıcırtınının ilk akla gelen nedeni telorada kullandığınız 5×5 lerin bir kısmının yaş olması ve ısıtılmış ortamda boyut değiştirmesidir. Siz ne kadar itinalı yaparsanız yapın bazı parçalar böyle yaramazlıklar yapabiliyor.Tabiiki kullanabilirsiniz. Dikkatli sökünüz, kırmadan çatlatmadan. Teraziye alıp ince kamalar ile boşlukları doldurunuz. Kamaları cam çivisi ile teloraya tutturunuz ki darbe sarsıntıları ile oynayıp yerinden çıkıp tekrar başa dönmeyelim.Boşluk teloranın altında değil üzerinde, döşeme tahtaları ile telora arasında ise buraları üstten doldurmanız gerekecektir.Eğer döşeme tahtalarında kırık olursa yapıştırın, çatlak olursa tutkal akıtıp macunlayın.Kolay gelsin.

Ercan diyor ki: 06 Aralık 2015, 21:07
Murat Usta öncelikle kolay gelsin.. Benim sorum şöyle olacak. Hobi amaçlı kullanılan 100 kat vernik yerine parke verniği kullansam aynı verimi alabilir miyim yada parke verniğini katman olacak şekilde kullandığımda şeffaflık açısından 100 kat verniğe ne kadar yaklaşabilirim. Teşekkürler…
Murat USTA diyor ki: 07 Aralık 2015, 14:24
Ercan Bey merhaba;!00 kat vernik bir hobi uygulaması değil tam aksine son derecede her firmanın her ustanın ulaşamıyacağı bir profosyonellik seviyesidir.Porche Design öyle kapılar vardırki 37 kat elle atılmış, zımparalanmış polyester vardır, görünce hayran olursunuz. Keza değerli bir çok parçada, lüks arabaların, yatların ahşap parçalarında, gitarlarda, hoporlör kabinlerinde, piyanolarda vs. vs. çok ama çok fazla kat vernik kullanılır.Tek kat vernikle iş bitirmek baştan savma bir amatörlüktür. Hani hanım sussunda diye yapılmış işlerdir.Şimdi; Bu düzeltmeden sonra gelelim soruya:Koyu renk ahşaplar, mat vernik ile kendilerini gösteremezler ve ne kadar parlak kullanırsanız o kadar derin, zengin ve değerli bir görünüm elde edersiniz. Maun üzerinde kullandığınız süper parlak bir uygulama, meşe üzerinde hiç de hoş durmayabilir.Unutmamalıyız ki bütün bunlarda sanatçının estetik muhakemesi son sözü söyler ve kimse kimsenin zevki konusunda kelam eyleyemez.Parlaklık, verniğin moleküler yapısından gelen bir özelliktir. Mat verniği ne kadar uğraşırsanız uğraşın bir cam cila denilen vernik parlaklığına getiremezsiniz. Parlaklık dercesi arttıkça moleküller daha birbirine yakınlaşır, dolaysı ile mukavemet artar. Parke verniklerinin parlak oluşu mukavemeti arttırmak ihtiyacındandır.Kaldı ki dolgu verniğinden sonra tek kat atılan modern vernik uygulamalarında istediğiniz parlaklığı elde edersiniz. Parlaklık = şeffalık = verniğin kalınlığını hissedebilmek ise, bunu arıyorsanız polyürethan vernikler ile bunu kolayca elde edebilirsiniz. Tabanca ile atmak kaydı ile.Bizim çok kat uygulamalarımızda ise, ister mat ister parlak olsun, hadise, bitmiş yüzde elinizi gezdirdiğinizde hissettiğiniz birşeydir ki burada lafla anlatmam zordur.Size tavsiyem şu olacaktır:Parlaklık dereceleri çok değişik, çok çeşitli parke vernikleri var. Küçük kutularda satılıyorlarmı bilmiyorum ama bir iki kutu alıp, uygulayacağınız parçanın görünmeen bir tarafında denemelisiniz.Hangisi, ne şekilde uygulandığında istediğiniz şeffaflığı verebiliyor.Amerikalılar çok kullanır; Polyürethan parlak son kat verniği fırça ile uygulayın bakalım istediğiniz oluyormu ? Bir kalın sürün bir de ince. Hangisi istediğinize yaklaşıyor ?Fabrikalarda, atelyelerde her gün her kes benzer denemeleri bıkmadan usanmadan yüzlerce kere yapar.Kolay gelsin.