Küçük torbada büyük savaş
Ne yazık ki orman varlığı yetersiz ve kalitesiz bir ülkeyiz. Ahşap sektörü hammaddesi, makinesi, makinenin parçası, testeresi vs. vs. dışa bağımlı bir sektör. En önemli girdimiz kereste. Egzotik ağaçlar egzotik ülkelerden diğerleri ise çoğunlukla kuzeyden ve özellikle Rus ormanlarından geliyor.
Rusya'da kış başlayınca çok yağan kar ve soğuk yüzünden, ilk baharda ise eriyen karlar, çamur yüzünden ormanlara girilemiyor. Dolaysı ile tomruk hasadı 3-4 aylık bir süreye sıkışmış durumda. Ulaşımdaki zorluklar, aracılar, belgeler vs. derken Rus kerestesini elde etmek marifet haline geliyor.
Hatta Ruslar kendileri bile bazı durumlarda kereste bulamaz oluyorlar. Rostow'da kurulumuna yardımcı olduğum bir fabrika sahibinin işleyecek kereste bulamayıp benden yardım istemesi çok entresan bir anı idi.
Tedarik ettiğimiz kerestenin hangi ormanın, hangi dağın, hangi yamacından olduğunu bilmek nasıl işleyeceğimiz konusunda bize yol gösteriyor olsa da Rus kerestesinde bunu öğrenmemiz mümkün olmuyor idi. Ancak gelen kerestenin Moskova'nın doğusundan mı, kuzeyinden mi geldiğini kabaca tahmin edebiliyorduk.
İşlemeye başladığımızda makinelerde bir cayırtı kopup, kesici uçlara metal geldiğini duyduğumuzda, anlardık ki kerestenin kaynağı Moskava'nın batısı. Hatta Güney batısı.
Yukarıdaki fotoğrafta göreceğiniz üzere, ağacın içerisine gömülmüş çeşit çeşit mermi çekirdeği ve diğer metaller testerelerimizin canına okurdu. Testere izlerini de görebilirsiniz. Ormanda avcıların olmasını, ağaç gövdelerine saplanmış saçmaların bolluğunu anlardık ama tüfek mermileri, tabanca mermilerine anlam veremezdik. Neden sonra diğer parçaların ( Resimde en arkada net olmayan parça ) şarapnel parçası olduğunu birileri söyleyince, dikenli tel parçalarının da nedenini anlayıverdik: Bizim keresteler bir zamanlar yoğun muhaberelerin olduğu bölgelerden, büyük savaş alanlarından gelmekte idi !
Resimde gördüğünüz bir avuç bulguyu küçük bir torbaya koyup saklamışım. Silah ve tarih bilgisi olan birisi olsa idi, bu mermilerin kimler tarafından kime karşı kullanıldığını anlatsa idi ne güzel olurdu. İnsan avucuna alınca bir hoş oluyor. Neler yaşanmış oralarda ! Ne hikayeler var her birinde. Nereden nereye..
Ahşabın içerisindeki metal genel bir sorun. Ağaç henüz genç iken çakılan bir çivi, üzerinde kalan dikenli tel gibi metaller, zamanla ahşap dokusu ile kaplanıp görünmez oluyorlar. Kesim çapına ulaştığında gömülüp gitmiş oluyorlar.
El dedektörleri var, bu iş için yapılmış, 30 -100 Dolar. Ancak ikide akıllı adam lazım bunları kullanmaya. Daha büyük dert. Belki küçük atelyelerde işe yarayacaktır. Fabrika ortamı için ise üretim hattına yerleştirilen, hızla geçen tomruk veya kerestenin içerisini görebilen, dört tarafta hassas dedektörlerin olduğu makineler var. Bildiğiniz MR cihazı gibi. Metal hissedince o parçayı otomatik olarak hattın dışına çıkarıyor.
Aşağıda böyle bir makine resminide koyayım. Sağda solda anlatıp hava atarsınız !