Bir masa hikayesi
Masa deyince aklıma geldi:
Evren Cumhurbaşkanı, Özal Başbakan, bendeniz de rahmetli Aynır Şark’ın müdürü. İkisi de müşterimiz, dükkana gelip gidiyorlar. Yıl kaçsa artık, Torumtay Paşa Genelkurmay Başkanı tayin edildi. Hanımı, sağ olsun, resim yapan, halı dokutan faaliyetli bir teyzemiz !
Ankara’yı bilenler bilir, Kuvvet komutanları, Cumhurbaşkanlığı Köşkü arazisinde bulunan mütavazi köşkleri lojman olarak kullanırlar. Hem Cumhurbaşkanı hem Kuvvet Komutanları Muhafız alayı tarafından korunurlar.
Teyzemiz, her devlet büyüğünün eşinin tayin olur olmaz yaptığı gibi, lojman olarak kullanacakları köşkü boya – badana, tadilata sokar ve Evren ile Özal’ları resmen yemeğe davet eder.
Tadilat, boya-badana, elektrik, su işleri ile radyatör kaşeleri gibi bazı işleri Ana Bakım Tamir Komutanlığı üstlenir, mobilyaları yapmakta bize düşer. Ancak teyzemiz resim yaptığı için boya badana işlerine de fazlaca karışınca işler arap saçına döner ve uzar da uzar. Bunların detaylarını yazmam ayıp olur diye kendime saklıyorum. Ne de olsa büyüğümüzdür !
Bizden istenen mobilyalar içerisinde bir de yemek masası vardır ki normalde 8 kişilik olsun ama açılınca 25 ! Ben “Eğer orta tablaları çıkarınca koyacak yeriniz var ise Olur efendim yaparız” deyince patron Aynur Hanımın yüzü karıştı ama laf bir kere çıktı. Allah'tan TC askerleri fön makineleri ile duvar boyası kurutmak ile o kadar meşgullerdi ki ben rahat rahat ev hazır olmadan önce mobilyaları bitirebildim. Neyse yüzümüzün akıyla yaptık teslim ettik, kullandılar, memnun kaldılar.
Ne yazık ki o masanın resmi yok. Kendisi hala köşktemi onu da bilmem. Ama son seyahatimizde, bir Fransız köy pazarında karşılaştığım, aynı teknik ile yapılmış, kızakları açılınca çok sayıda ara tabla koyabileceğiniz benzer bir masanın resimleri aşağıdadır. Pazar yerinde bunu görünce benim şaşkınlığımı düşünün artık: Pazarda.